Uzmanlar meclisteki rüşvet olayının toplumun psikolojisini bozduğunu iddia ediyorlar.
Katılmamak elde değil!
30 yıllık bir gazeteci olarak böyle bir olaya biz de ilk şahit olduk ve televizyon ekranlarında izlerken nasıl midemizin önce gerildiğini sonra da bulandığı o gün kaleme aldık.
Olay Kıbrıs Türk siyasetine kara leke olarak tarihe geçerken, Ejder efendi şimdi de ‘şaka’ yaptığını iddia ederek çark etmiş.
Mahkemede ağız değiştirerek, olayın rüşvetle yakından uzaktan ilgisi olmadığını söylemiş.
Bunu yaparak siyasilere iyi bir ders vermiş!
Sonra da mahkeme yeterli şahadet bulamadığı için kendisini aklayıvermiş!
Vallahi de billahi de pes doğrusu!

Hukukun üstünlüğüne inanan birisi olarak, mahkeme kararını burada eleştirecek değiliz.
Öyle diyorlarsa da öyledir!
Her ne kadar son yıllarda ülkede mahkemelere güven geçmişe nazaran daha aşağı seviyelere inse de en azından onun varlığı bile insanın içini rahatlatan nedenlerin başında geliyor.
Ama Ejder Aslanbaba, mecliste canlı yayında halkın gözünün içine baka baka ‘rüşvet aldım’ diye kıçını yırtarken, şimdi çark edip kamuoyuna bir şeyleri ispatlamaya çalıştığını söyleyip bu işten yırtıyorsa da bu işte bir sakatlık var demektir.

Hadi mahkemeler böyle dedi ve biz de bunu kabul ettik.
Ama buradan Ejder’e bazı uyarılarda bulunmak zorunluluğu hissettim.
Mahkeme tarafından şimdilik aklanan Ejder Aslanbaba, kendisine tavsiyemizdir ki uzun bir süredir halkın karşısına çıkmasın…
Sadece İskele değil tüm bölgelerde, en azından bir süre tavsiyemize uysun ki, halkın gazabına uğramasın.
Çünkü halkın şu anda büyük bir kısmı son gelişmeler ışığında ‘bu adam dayaklık’ ortak paydasında buluşmaktadır.
Yediği haltlardan bunalan ve sinir olan gözü dönmüş birisinin her an gazabına uğrayabilir.

Ejder Aslanbaba’nın artık bu toplumda opsiyonu kalmamıştır.
Biz de artık ortak kanı olan Londra’ya dönmesini salık veriyoruz.
Ama o hala burada parti kurup siyasete devam etme kararı aldığını söylerken midemizin sinirlerini nasıl gerildiğini hissediyoruz.
Yüzsüzlük ancak bu kadar olabilir!
Biz hala ısrarlıyız;
Bu olay bu kadar kolay ört bas edilmemelidir…
Kendi de dahil, suçlamalarda bulunduğu her siyasetçi ki buna Sayın Eroğlu da dahildir, soruşturma bir şekilde devam etmeli ve rüşvet olayının sulandırılmasının önüne geçilmelidir.


GÜNÜN FOTOGRAFI



MESAJ KUTUSU

Sayın Mehmet BAYRAM, dün akşam Mağusa’da UBP adayları tanıtım toplantısında katılarak partililere büyük moral vermişsiniz. Alkışların yoğunluğuna bakılırsa acaba diyoruz partide eskiye rağbet mi var?

Sayın Süreyya GÜRSES, UBP’lile seçim için gönderdiğiniz SMS mesajları bazı eski partililerinizi fena halde çileden çıkarıyormuş. Daha siniri geçmeyen partililer var onun için bir süre onları rahat bırakmanız isteniyor.

Sayın Tufan ERHURMAN, artık kol düğmeli gömlek ve kravat taktığınıza göre adaylık konusunu epey ciddiye almış gözüküyorsunuz. Benim bir tercih oyum var ama artık çarşıya inip boy göstermenin zamanı da geldi bilesiniz.

Sayın Ahmet SAVAŞAN, Lefkoşa’da çok iyi bir sırada yer almışken bunun kıymetini bilmeniz gerek. UBP’liler sizi sokakta görmezse oy vermeyeceklerini söylüyorlar. Artık izne çıkma zamanı gelmedi mi?

Sayın Sibel SİBER, vatandaştan görüş ve öneri istediniz ya, en fazla milletvekillerinin kılık ve kıyafetlerine de bir disiplin getirilmesi mesajları geliyor. Meclis’in artık Hababam Sınıfı görüntüsünden çıkarılması isteniyor.

Sayın Hüseyin ÇOBANOĞLU, aday tanıtım gecelerinin yeteri kadar basında yer almaması parti içinde sıkıntı yaratmaya başlamış. Bazı partililer bu konuda çok geride kaldığınızı söyleyip sitem ediyorlar. Bakan danışmanlarından destek almanız isteniyor.

Sayın Ahmet BENLİ, Gönyeli’de Kiler Market yanındaki dev çöp bidonları bu günlerde sinek üretim merkezi olmuş. Kızgın vatandaşlar bir an önce bu rezilliğin giderilmesini isteyen mesajlar gönderiyor.

Sayın Orsel NEŞE, Güzelyurt’da kazanacak adaylar konusunda kilit adam olduğunuz ve işaret edeceğiniz adaylara oy yağacağı iddia ediliyor. Bu arada sizin de seneye yapılacak olan yerel seçimlere hazırlandığınızı duyduk. Şimdiden hayırlı olsun.

Sayın Serhan KOMBOS,
duyarlılık gösterip İrsen beye tahsis ettiğiniz araç için yaptığınız açıklama hassasiyetinden dolayı tebrik ederiz. Ama artık bu demode olmuş seçim alışkanlıklarından vazgeçmek gerek değil mi?

Sayın Ali MAHŞEKER, 28 Temmuz seçimlerinde hangi ata, pardon hangi vekillere oynadığınız kamuoyunda merak konusu olmuş ki bu konuda mesajlar gelmeye başladı. Umarız bu kez yanlış isimlere oynamazsınız.

Sayın Mustafa MOHAÇ, partiniz Girne’de sizi aday göstermeyince biraz kırıldığınız ve toplantılara katılmadığınız gözlemlenmiş. Bu seferlik böyle olsun bir hevesinizi bir dahaki seçimlere saklayın.

Sayın Orhan TOLUN, 28 Temmuz seçimlerine Girne’deki turizmcileri örgütleyerek hazırlandığınız söyleniyor. Mehmet Dolmacı’nın seçim tecrübesi olduğunu unutmamak gerek değil mi? Kene gibi yapışın peşine, zararlı çıkmazsınız.

Sayın Serhat AKPINAR, YDÜ ile olan rekabet sizi Tıp Fakültesi açma kararına kadar getirmiş. Demek ki rekabet iyi bir şey değil mi? Hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Yeni UBP’nin şekillenmesi bakımından Lefkoşa’da banko kazanacaklar arasında olduğunuz söyleniyor. İrsen beyi geride bırakırsanız bile kimse şaşırmayacakmış…

Sayın Şahap AŞIKOĞLU, en uzun görev yapan müsteşar olarak şu an gizli bakan olarak görülmeye başladınız. Bakan Harmancı en şanslı bakanlar arasında görülüyor, ne mutlu ona değil mi?

Sayın Kemal Deniz DANA, aday olduğunuz partinizin eğer seçimlerde para ya da iaşe dağıtması halinde istifa edeceğinizi açıklamanız kamuoyunda büyük beğeni topladı. Karmacıların en büyük adaylarından birisiniz…

Sayın Tevfik GÖREN, seçimlerde aile olarak hangi partiye destek vereceğiniz bölgede merak konusu olmuş. CTP’ye kızgınlığınız hala geçmedi mi yoksa?

Sayın Ziya EMİR, siz de Lefkoşa’da çok ciddi bir ekip kurarak 28 Temmuz’da kelle alma operasyonu gerçekleştirecekmişsiniz. Yaptığınız listeler çok konuşulacağa benziyor.





Günün Fıkrası

Baş ağrısı


Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır:
- Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!
- Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?
- "Allaha şükür!"