Telefondaki ses kızgın ve öfkeliydi;
Ne yalan söyleyeyim telefonda o kadar hızlı konuştu ki ne dediğini pek anlamadım en kısa zamanda kendisini arayacağımı söyledim.
İki gün sonra aradım ve sabahın erken saatlerinde Alayköy sanayi sitesindeki ofisinde buluştuk…
İbrahim Orundalı, yıllardır gıda ithalatı yapıyor, birçok ünlü markayı KKTC’ye getirip toptan satıyor…
Bir dosya dolusu evrakla karşıladı bizi, kahvelerimizi içerken de koyu sohbete başladık…
Şikayetinin ne olacağını tahmin ediyordum, adım gibi bürokrasiden şikayetçi olacağından emindim…
Yanılmamışım!
Dosyadan ilk kağıdı çıkardı, ülkeye getirmek istediği ürünlerin listesi vardı…
Sağlık Bakanlığı’na bir yazı yazmış ve getirmek istediği ürünlerin listesini göndermiş.
Tam 14 ayrı ürün;
Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nden 14 üründen sadece bir tanesi geçer not almış diğerlerinin önünde çarpı işareti konulmuş!
Yani bu ürünlerin 13 tanesinin KKTC’ye girişinin mümkün olmadığı belirtilmiş!
Bir diğer sayfada da gerekçeleri yazılmış;
Bakın bir tanesini sizinle burada paylaşayım;
“Ürün tanımı yanlış, ürün ahududu kremalı dolgulu kruvasan olarak tanımlandı ancak ahududulu kremanın açılımına bakıldığı zaman ürün içerisinde ahududu aroması olduğu görüldü…
Bu örneklerden sadece bir tanesi!
Şimdi Sağlık Bakanlığı’na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin buradaki görevi ne?
Ülkeye sağlığa aykırı ürünlerin girmemesi!
Zaten bu ürünlerin hepsi de ISO ve HACCP izinli ürünler, yani Avrupa ve dünyanın her yerinde satılıyor…
Ama bizim Temel Hizmetler Dairesi, ürünün sağlıklı olup olmadığına değil de ürünün içeriğine bakıyor…
Alın size başka bir örnek;
Yine Avrupa’nın bir ülkesinden başka bir ürün geliyor, kutulun üzerinde şöyle bir yazı var;
“Sağlıkla yiyiniz…”
Bizim Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi yine devreye giriyor:
“Bu yazı kapanacak!”
İşletmenin bütün çalışanları sabaha kadar oturup bu etiketi kapatıyorlar!
Bir örnek daha ister misiniz;
İşletme salatalık turşusu getiriyor…
Daire karşı çıkıyor;
Çünkü turşunun içinde sarımsak da varmış!
Sarımsağın neresi zararlı anlamak ne mümkün!
Karışık turşu için izin istiyorlar;
Dairedeki memur diyor ki…
‘Lahananın oranı yazmaz, onun için bu ürün geçmez!”
İyi de kardeşim niçin sadece lahana da salatalık değil?
İbrahim beyle gülüşüyoruz…
İbrahim Orundalı, şikayetçi olanlardan sadece bir tanesi…
Onun gibi niceleri var ve artık iyice isyan noktasına gelmişler!
Durumu Ticaret Odası’na da bildirip şikayetçi olmuşlar…
Sağlık Bakanı ve Temel Sağlık Hizmetleri Müdürü’ne de, aldıkları cevap şu;
“Biz bu işlerden anlamayız!”
Yani bu işlerden anlayan koca bakanlıkta tek bir memur var ve ithalatçı da onun iki dudak arasına bakıyor!
Bu memur arkadaş istediğini geçiriyor istemediğini geçirmiyor, et de elinde bıçakta!
Başka durumlar da yok değil yani!
Örneğin bir ürün için izin istiyorsunuz, ‘bu ürün geçmez’ diyor!
Ama başka birisi bu ürünün aynını getiriyor, itiraz için gittiğinizde ‘tamam size de izin verelim’ diyor!
Sevgili okuyucular;
İbrahim Orundalı ile yaptığım sohbette bana verdiği örnekleri buraya yazmak istesem sığdıramam!
Burada sadece birkaç tanesini sizlere aktardım…
Sanki de gizli bir el iş adamları burada iş yapmasın, para kazanmasın, istihdam yapmasın diye uğraştıkça uğraşıyor…
Çoğu çilede çıkmak üzere!
Varlarını yoklarını kurdukları işletmelerine harcıyorlar ama ülkedeki bürokrasi canavarı işlerini engellemek için her türlü eziyeti deniyor!
Bu şartlarda bu ülkede artık iş yapmak imkansız hale geliyor…
Ekonominin önünü açmak istiyorsanız önce ülkede iş yapan insanların bürokratik engellerini kaldıracaksınız…
Ülkenin tepesinde makamları olarak elbette her şeyden anlamanızı bekleyemeyiz ama en azından memurlarınızı bu konuda uyarabilir, onların çeteleşmesinin önüne geçebilirsiniz!
Daha ne yazalım yani!
 
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Mağusa’da yaptığınız tüzük kurultayı toplantısında TC kökenleri fena kızdırdınız! Hiç insan TC kökenlilere ‘TC’liler gönderilmek istenirse ne yaparsınız” diye soru olan anket dağıtılır mı? Şimdi ayıklayın bakalım birincin taşlarını!
Sayın Bayram KARAMAN, Vakıflar İdaresine sözleşmenin yenilenmesi ve yatırımlar için yazdığınız yazının kabul görmediğini biliyor muydunuz? Yönetim buna onay vermedi bakalım bundan sonra yol haritanız ne olacak?
Sayın Ferdi Sabit SOYER, parti yayın organlarını eleştirmeniz hem hoş olmadı hem de onlara büyük haksızlık olarak algılandı! Onlar partili olmalarına rağmen genelde tarafsız olmaya çalışarak demokrasinin en güzel örneğini veriyorlar. Siz gazetecilere değil artık parti içindeki zararlı dinazorları eleştirin, olur mu?
Sayın Emine GÜLÜELLİ, ülkenin çok değerli ve işine hassas ender bürokratlarından birisiniz, bunu teslim ediyoruz. Ama bazı çalışanlarınız var ki iş adamlarına işkence çektiriyor ve bazı konularda da çifte standart uyguluyorlar…Ne zaman isterseniz size bunu belgeleriyle ispatlarız…
Sayın Mehmet HARMANCI, köpek sahipleri Kumsal Parkı’na niçin köpeklerini girmesine izin verilmediğini bir türlü anlamıyorlar! Bu konuyu bir kez daha gözden geçirmeniz isteniyor, bizden iletmesi!
Sayın Önder SENNAROĞLU, hadi muhalefet partilerinin tepkilerini anlarız da şikayetler partili vekillerden gelince kafalar iyice karışıyor değil mi? Neyse ki az kaldı 14 Haziran sonrası bütün şikayetlerden kurtulacaksınız, az sabır diyoruz…
Sayın Mustafa AKINCI, ciddi bir rakam olan Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğini nasıl kullanacağınız kamuoyunda ve sizi destekleyenler arasında epey merak konusu olmuş. Umarız yapılan çağrılara kulak verir bu parayı sağlık alanına aktarırsınız…
Sayın Ekin ADADEMİR, bisiklet eylemi yerinde bir eylem ama bisiklet yolu olmayan bir ülkede kamyon şoförlerini suçlamak da çok doğru olmaz değil mi? En iyisi en azından şimdilik şehirlerde değil de dağda bayırda bisiklet kullanmak!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, Lefkoşa İlçe Başkanlığı için sizin de adınız anılmaya başlandı. Hadi bakalım hayırlısı, çok aday rekabet demektir, rekabet olmayan yerde de rehavet olur  değil mi?
Sayın Ömer TATLI, bölge gençliğine büyük hizmetler verecek olan spor salonu için devletten destek istemişsiniz! Çok safsınız yani! Gece kulübü ve gazino gibi bir yer yapsaydınız krediyi çoktan kapmıştınız…
Sayın Hamza BAŞ, Kaplıca’nın en yüksek yerine AKP ve Ahmet Davutoğlu bayrakları dikerek hiç kıvırmadan tarafınızı belirtmişsiniz. Sizin köyden bir oy kaçarsa yandığınız gündür bilesiniz!
Sayın Ömer GÜLTEKİN, Güzelyurt’a bin 500 kişilik yurt projeniz hem bölgenin kalkınmasında büyük katkı sağlayacak hem de yeni istihdamlara yol açacak. Bölgeye büyük bir heyecan getirdiniz, tebrik ederiz…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, yeni yurttaşlık yasası bazı kesimler tarafından eleştirilse de kamuoyunun geneli tarafından memnuniyetle karşılandı. Umarız kazasız belasız geçer de yılların kanayan yarasına artık merhem olursunuz…
Sayın Süleyman ÇAKIR, Din Gör Sen başkanlığınız hayırlara vesile olsun, kutlarız. Artık bu süreçte din adamlarının sorunlarına köklü çözümler bulmanız bekleniyor. En önemlisi de ikiye ayrılan meslektaşlarınızı birleştirmek olacak…
Sayın Hasan HASTÜRER, Heybeliada Ruhban Okulu ziyaretiniz muhakkak ki meslek hayatınızın en önemli ziyaretlerinden birisidir değil mi? İyi de aklınıza orayı ziyaret etmek nereden geldi anlayamadık!
Sayın Bayram ÖZEL, sıcaklar bastırdı düğün davetiyelerini dağıtmak işkence haline geldi değil mi? Genç çiftlere şimdiden ömür boyu mutluluklar dileriz. Umarız çok sayıda torun sahibi de olursunuz…