Doğu Akdeniz Üniversitesi, 37 ülkeden olmak üzere bin 50 mezun daha verdi. Bu mezunlarla birlikte DAÜ’nün, kuruluşundan bu yana 97 ülkeden olmak üzere mezun ettiği öğrenci sayısı da 38 bine yaklaştı. DAÜ 2012-2013 Akademik Yılı Güz Dönemi Mezuniyet Töreni dün yapıldı. Lala Mustafa Paşa Spor Sarayı’nda yer alan mezuniyet töreni yine kusursuzdu. DAÜ’nün adına ve şanına yakışan mezuniyet törenini özel kanallar canlı olarak tüm dünyaya yayınladı.
Bugüne kadar 97 farklı ülkeden 38 bin mezunu ile KKTC’nin lokomotif üniversitesi haline gelen DAÜ, böylece dünyanın her yerinde her noktasında KKTC’nin neresi olduğunu nasıl bir coğrafyaya sahip olduğu konusunda mezunları sayesinde insanoğluna bir fikir verebilmektedir.
Dünyanın en pahalı şeyi tanıtımdır. Hem de ülke tanıtımı. 97 ülkede elçilik açsanız veya 97 ülkede sizin reklamınızı yapacak birisini bulsanız ödeyeceğiniz meblağ her halde KKTC’nin bundan sonraki 100 senelik bütçesine denk gelir. Oysa başta DAÜ olmak üzere üniversitelerimiz sayesinde dünyanın her kıtasında her noktasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde en az iki yıl kalmış birilerini bulmak artık “tesadüf” değildir.
Sadece DAÜ’den 38 bin kişi dünyanın değişik noktalarında hayatlarına devam etmektedir. Bu rakama diğer üniversitelerimizi de kattığımızda neredeyse KKTC resmi nüfusunun 3’te biri kadar bu ülkedeki üniversitelerden okuyup mezun olan öğrencilerin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Pakistan meclisinde, Azerbaycan’da Kosova’da ve daha nice yerde siyasetin göbeğinde birçok Kuzey Kıbrıs’tan mezun olmuş siyasetçiler bulunmaktadır. Nice mühendisler, müdürler bizim mezunumuzdur. Artık dünyanın her noktasında bir mezunumuz var. Bundan 10 yıl sonra belki dünyayı yönetenlerden bazılarının KKTC’deki üniversitelerden mezun olmuş olmaları tesadüf olmayacaktır.


Atıklar Güney Kıbrıs’a
KKTC’deki hellim üreten tesislerden çıkan peynir altı suları, kesim evlerinden çıkan kanlı su ile kesilen küçük ve büyükbaş hayvanlar, tavuklardan kalan atıkların bertaraftı için KKTC sınırları içinde hiçbir tesis bulunmadığı için Güney Kıbrıs’taki bir tesise gönderiliyor. Bakanlar Kurulu’nun Aralık ayında onayladığı karara göre, atıkların Güney Kıbrıs’taki tesise gönderilmesi, Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın başlattığı çalışma ve bu amaçla toplanan iki bölgeli Çevre Teknik Komitesi’nin aldığı karar uyarınca yapılacak. Karara göre, atıkları taşıyacak araçlar Güney Kıbrıs’tan gelecek ve bu işleme pilot olarak Lefkoşa’dan başlanacak. Atıkların karşılığında herhangi bir ücret talep edilmeyecek. Ulaşım giderleri de ilgili firmalar tarafından karşılanacak. Böylece son günlerde tartışma konusu haline gelen ve Gazimağusa’yı ciddi ciddi tehdit eden pis suların önüne geçilmiş olunacak.



Oktay KAYALP: Hadi gözünüz aydın, artık atık sular Güney Kıbrıs’taki bir tesise gönderilecekmiş. Böylece Meserya’dan size kötü sular gelmeyecek.

Mustafa Emiralioğlu: Önceki gün mecliste bir kutu banana tükettiğiniz yönünde iddialar var. Başkanın makamında bulunan bananaları yemişsiniz diyorlar.

Kadri FELLAHOĞLU: Lefkoşa Belediye Başkanlığı için artık bu hafta son kararınızı vereceğinizi söylüyormuşsunuz. Bu ara parti içinde birkaç kişi daha başkanlık için hevesli gözüküyor haberiniz olsun.

Şahap AŞIKOĞLU: EMİT fuarından eli dolu dönmüşsünüz. Bir tur operatörü gelecek yıl için yüklü bir rezervasyon yaptırmış diyorlar.

Ali ÇINAR: Sizin otele bizim gazeteyi almıyorlarmış. Bir ilgilenirseniz seviniriz.

Derviş EKŞİCİ: Dün adına yakışır bir törenle yeni mezunlar verdiniz. Basın ve Halka ilişkilerin iyi çalışması sonucu organizasyon sorunsuz geçti. Emeği geçen herkesi kutlarız.

Bengü TOPALOĞLU: Siyasi kulislerde son günlerde adınız çokça konuşulmaya başladı. Yaklaşan LTB seçimleri için kapınızı çalarlarsa hiç şaşmayın.

Oğuz KÖSE: Karpaz’dan dün bazı örgüt başkanlarını Lefkoşa’da ağırlamışsınız. Artık bölge dışında da organizasyonlar yaptığınıza göre vekillik yakındır.

Orhan YILMAZ(Fıstık): Cuma günü tavla dersi vereceğim. Şimdiden ev ödevlerini tamamla. Biraz zar çalış ve Cuma’ya kadar hazır ol.

Cemal DAĞLIKOCA: Önceki gece Gönyeli’de sizin ev yine önemli siyasetçilerimizi ağırlamış. Ee neler konuşuldu gece boyunca.

Özbek DEDEKORKUT: Geçen gece geç saatlere kadar süren bir yayın sırasında az kalsın uyuyormuşsunuz. İzleyiciler uyuduğunuzu sanıp programa mesaj göndermişler. Fuarların yorgunluğunu demek ki daha atamadınız.

Dr. Özdemir BEROVA: Sizin gibi çok saygın bir sivil toplum örgütünün başkanından randevularına daha sadık olmasını beklerdik.

Hasan KILIÇ: Turizm Bakanlığı müsteşarı iken attığınız bazı imzaların şimdi meyvesini ülke turizmi yiyormuş. Turizm de işler hep sonradan belli oluyor değil mi?

Rasıh REŞAT: Pazartesi günü Yakın Doğu Üniversitesi Basın-Yayın Bölümünden mezun olup diploma alacakmışsınız. Durmak yok sırada master var.

Mehmet DOLMACI: Otellerde Kıbrıs’a özgün yemeklerin olması için büyük bir uğraş veriyormuşsunuz ama maalesef üretim yeterli olmadığı için kurtarmıyormuş.

ÇAĞRI PEKÜN: Sendikacı olduktan sonra sanal dünyayı daha fazla kullanmaya başladınız. Çok yakında sizi farklı kulvarlarda görürüz her halde.

Ömer TATLI: Markette çalışacak kasiyer bulamaktan şikâyet ediyormuşsunuz. Kurultay davasına sizin bütün kasiyerler memur olmuş.

Ali KANDULU: 14 Şubat’tan sonra Off The Record Grubu sizin mekânda sahne almaya başlıyormuş.

Güvenç CANTAŞ: Partiye sabah erken gelip akşama erken eve dönüyormuşsunuz. Torun sizi fena eve bağladı desenize. Yarın seçimler geldiğinde bakalım ne yapacaksınız.

Candan AVUNDUK: Hellim suları artık Güney Kıbrıs’a gidecekmiş. Hellim üreticileri olarak süt tozu imalathanesi yapmayı düşünmüyor musunuz?

GÜNÜN TWİTTİ
@ozdmrgul1969
“Umut en son kötülüktür; işkenceyi uzatır.”Friedrich Nietzsche

GÜNÜN SÖZÜ
“Reel ekonominin sürdürülebilir bir yapıya gelmesi için faiz oranlarının düşmesi de önemlidir ve memnuniyet vericidir. Piyasalara güven ve dolayısıyla kredi hacmindeki gelişme diğer bankaların da ayni şekilde portföylerini geliştirmeleri ülke ekonomisine ivme kazandıracaktır diye düşünüyorum.”
Maliye Bakanı Ersin Tatar

BİZİM TEMEL

Bir gün savcı, morga gelen cesetlere bakmış. Birinci ceset
sırıtıyormuş,
-Niye bu sırıtıyor? diye sormuş. Oradakiler de:
-Lotoda 6 bildi sevinirken kalpten gitti, demişler.
İkinciyi açmışlar o da sırıtıyormuş,
-Niye bu da sırıtıyor?
diye sormuş savcı. Oradakiler de:
-30 yıl sonra 1 trilyonluk iddiayı kazandı, sırıtırken gitti!, demişler. Sıra Temel''in cesedine gelmiş, açmışlar kömür gibi sırıtan bir ceset çıkmış. Savcı sormuş:
-Bu niye böyle diye.. Oradakiler de:
-Aslında onu yıldırım çarpmış ama o fotoğraf çekiliyor sanmış, poz vermiş.