Çok tartışılan bir konuydu…

Seyrüsefer affı kararı çıktıktan sonra çok sayıda kişi bunun haksızlık olduğunu, böylelikle zamanında ödeyenlerin cezalandırıldığı düşünürken, bu aftan yararlanacak olanlar için de son bir fırsat olacağından haliyle onlar için de avantajlı bir durumdu!

Hem vatandaşın devlete olan birikmiş borcu ödenecek, hem de araçlar atılı kalmaktan kurtulacaktı.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu affa ben de ilk başta karşı çıktım!

Ben yıllardan beridir bu harcı zamanında ödüyorsam ya da bir iki ay gecikince faizli ödüyorsam ödemeyenler için niye böyle bir ayrıcalık yapılsın ki…

Tabi ki buna takılmamak lazım, madem alınmış böyle bir karar uygulanacaksa uygulanacak!

Özellikle son bir haftadır…

Müthiş şikayetler aldık telefonda!

Örneğin bir tanesinde içeride sıra alanların sayısının 150’e ulaştığı için kapıların kapatıldığını ve bu kadar kişinin çok k da büyük olmayan bir salonda kan ter içinde beklemek zorunda olduğu şikayeti yapıldı…

Zaten bu binayı bilmeyen yoktur, derme çatma çok da kullanışlı olmayan, üzeri de asbest kaplı!

Böyle durumlarda hep kendimi şikayet edenlerin yerine koyar ve ne kadar sıkıntılı bir durum olduğunu hissederim…

Yine öyle yaptım, hele de artan sıcakları düşününce tam bir Çin işkencesi olduğuna kani oldum…

Yani böyle derme çatma bir binada vatandaşa nasıl hizmet verilir, niçin yıllardır başka bir bina düşünülmedi, yöneticiler bu kadar mı duyarsız diye aklınızdan geçirebilirsiniz, çünkü ben de öyle yaptım…

Bir de şu konu var;

Örneğin ben bir ay kadar önce kendi aracımın ruhsatını uzatmak için gittiğim dairede sadece 10 kadar kişi kuyruktaydı ve 15 dakika sonra işimi bitirip oradan ayrılmıştım…

Daire içler acısı, kuyruk çekilmez ama burada insanların da ihmalkar olduğu gerçeği de var ortada!

Maddi ya da başka sebeplerden dolayı vatandaş işini son güne bırakıyor ve son bir iki gün feryat etmeye başlıyor…

Bunu da bir yerlere not etmek gerek!

Şimdi şuraya gelmek istiyoruz;

Hani şu önceki gün de kaleme aldığımız gibi Türkiye’den buraya alt yapı çalışmaları için gönderilen ve projesizlikten geri giden paralar var ya…

Kıbrıs Türk insanı böyle derme çatma binalarda, insanlıkla çok da alakalı olmayan ortamlarda saatlerce kuyruk bekliyor ve sonunda isyan noktasına geliyorsa elbette haklıdır!

Yıllardan beridir Türkiye’den gelen katkıları proje üretmek yerine elimizin tersiyle geri gönderdiğimiz için böyle tablolar zaten oluşmazsa şaşardık doğrusu…

Bunu söylerken hiç de sevinmiyoruz ama Kıbrıs Türkü layıkıyla yönetilmemekte, böyle olunca da vatandaş asıl sahibi olduğu devletin çeşitli birimlerinde adeta işkence çekmekte, böylelikle de devletine olan saygısı ve güven duygusu zedelenmektedir!

Onun için tepelerde oturup her fırsatta atıp tutanlar, bunun en büyük sorumlularıdır…

Kendilerini de bu işten sıyıramazlar!

Hastane reklamları yasak ama!

Özel bir hastane yönetici aradı dün…

Ülkede genelde her şeyde bir çifte standart var ya!

YDÜ ve GÜ Hastanelerine niçin böyle bir ayrıcılık yapıldığından şikayetçi oldu…

Zira bizim ülke yasalarına göre hekim ve hastane reklamı yapmak yasak!

Ama hemen her gün gazetelerde bu iki hastanenin reklama dönük haberleri yayınlanıyor…

Hatta okul servislerinin üzerinde de yine bu hastanelerin reklamları yapılıyor!

Suat hocanın bu ülkede ayrıcalıklı bir şahsiyet olduğunu bilmeyen yok ama…

İnsanların gözünün içine baka baka yapılan bu haksızlık da, resmen diğerlerini enayi yerine koymaktan öte gitmiyor!

Kabine değişti değişiyor!

Özellikle UBP’nin kanayan yarası oldu…

Çok uzun bir süredir kabinede değişim olacağı yorumları yapılıyor!

Anladığımız kadarıyla son iki gündür yaşanan Tahsin Ertuğruloğlu krizinden sonra bu kesinlik kazandı ve çok büyük ihtimalle önümüzdeki hafta içinde UBP bakanlarında köklü bir değişiklik yapılacak!

Tahsin beyin gideceğine kesin gözüyle bakılırken, diğer değişecek bakanların kimler olacağı ise şimdilik sadece söylentiden ibaret…

Tam da seçim düzlüğüne girmeye yaklaşırken, iki ucu kirli değnek misali!

Kuzu pirzola kaç para!

Tavan yapan et fiyatları tartışılmaya devam ederken dün bir okurumuz aradı ve kuzu pirzolayı ne kadara satın aldığımı sordu…

Zaman zaman böyle diyalogları yaşadığımız için şaşırmadım ve benim kasap 50 TL’ye veriyor dedim…

Sonra sadede geldi;

Gazete reklamlarında günlerdir kuzu pirzola fiyatlarının 37 TL olduğunun yazıldığını ama bazı marketlerin bu rakamı abartarak 65 TL’ye kadar sattıklarını şikayet etti!

Gerçekten de arada büyük fark var…

Buna da bir de satın aldığımız 50 TL rakamı eklenince insanın aklı karışıyor!

Birileri fena halde kötü niyetli ama kim işte bütün sorun burada…

MESAJ KUTUSU

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Ercan’ın denetlenmesi için ihaleye çıkılmadan 11. 250 Milyon TL’ye mal olacak olan kararda Başsavcılık’dan görüş alınmaması önümüzdeki günlerde fazlasıyla önünüze gelecek, onun için sağlam basın deriz!

Sayın Kenan ARİFOĞLU, K.T. Tabipleri Birliği Başkanı olarak serbest hekimler öyle bir açıklama yaptı ki dün bu konuda bir açıklama yapmanızı beklerdik. Bu arada böyle önemli bir makamda oturan bir hekimin de ikinci iş yapması çok şık kaçmadı değil mi!

Sayın Kemal DÜRÜST, şahsınıza ait süt tankeri olduğunu iddia edenleri mahkemeye vermek için avukatınıza talimat verdiğinizi öğrendik. Yani ha keşke açıp size sorsalardı fena mı olurdu yani! Bundan böyle gazanız mübarek olsun artık, adaletin kestiği parmak acımazmış.

Sayın Ayşe ÖZTABAY, polisin sivile bağlanması konusunda yaptığınız açıklamanın altına aynen imza atarız da bu süreçte böyle bir karar alınırsa ne olur bir düşünün hele! Önce şu kirlenen siyasi düzeni bir temizlemek gerek, gerisi zaten ardından gelir…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Merkez Bankası Başkanı’nın Türkiye’de bir başka bankaya genel müdür olarak atanmasından haberdar edilmediğiniz ve şimdi bunun sıkıntısını yaşadığınız söyleniyor. KKTC hükümetini böyle es geçmeleri çok da hoş olmasa gerek değil mi!

Sayın Adnan ÖZÜNLÜ, daha birkaç gün önce babanızı şimdi de kız kardeşinizi kaybettiniz, kaderin de böylesi çok görülmemiştir. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin artık…

Sayın Emrullah TURANLI, Tahsin bey Ercan konusunda biraz duygusal konuşmalar yapıyor ama şu ‘siyasetçiler cebimde’ şeklindeki konuşmanız da yalan değil yani! Bari bundan böyle özellikle dost sohbetlerinde daha temkinli konuşun, olur mu!

Sayın Kemal Deniz DANA, geçen hafta bir hastaya yaptığınız yardımlardan dolayı büyük hayır duaları alıyorsunuz! Bu arada artık hastane reklamları konusunda da kalıcı bir önlem almanız bekleniyor!

Sayın Ünver BEDEVİ, son birkaç gündür hakkınızda bir takıl iddialar yapılmaya başladı ve nedense bunlar genelde hep bize ihbar ediliyor! Bir ara oturup kahve içmeyi öneriyoruz, zira size bazı uyarılarımız olacak!

Sayın Sonay ADEM, son günlerdeki sessizliğiniz dikkatlerden kaçmamış olacak ki vatandaş bunun nedenini sormaya başladı. Biz yaz rehavetidir diyoruz ama siz yine de özellikle de bölgeye ses verin deriz…

Sayın Hakan KUNTAY, yakın çevreniz ve sizi sevenler hayırlı ve müjdeli haberleri ne zaman vereceğinizi merak etmeye başladılar! Onun için bir an önce açıklayın ki onlar da meraktan çatlayıp ikiye bölünmesinler…

Sayın Yusuf SUİÇMEZ, Adalet Yüksekokulu’ndan nihayet diplomayı dün almışsınız ve şimdi geçmişteki olayların derinine ineceğiz söyleniyor. Tebrik eder en kısa zamanda hedefinize ulaşmanızı dileriz…

Sayın Hasan Ulaş ALTIOK, bir kez daha plaj mevsimi geldiği için şu meşhur denize işeme konusu da insanın aklına takılmadan edemiyor. Bu seni bir görüş farklılığı var mı yoksa artık bu işlerden yoruldunuz mu!

Sayın Nilay TUNÇALP, Değirmenlik Kültür evi ve kütüphanesinin tamamen bakanlık girişimleriyle hizmete açıldığını öğrendik ya hem sevindik hem de üzüldük. Osman bey acaba böyle kültürel bir girişime niçin bu kadar duyarsız kaldı dersiniz!

Sayın Rauf ATAÖV, verdiğiniz kuzu çevirme sözünün üzerinden tam 2 sene geçti ama hala sizde bir hareket yok. Yarın bir gün aktif siyasete karar kılırsanız bunu pişirip önünüze koyacaklar bilesiniz!