Tahmin ettiğim gibi dün bütün basın mensupları Derviş beyi AKP ile ilişkiler konusunda sıkıştırmaya çalıştı…
Kurultayda yaşananlar malum, AKP’li yöneticilerle Derviş bey hiç de birbirleri için güzel şeyler düşünmedi…
AKP’liler İrsen beye güçlü bir destek verirken ve de satır aralarında geçmişte rahmetli Denktaş’a yaptıkları gibi ‘otur yerine’ mesajları iletirken, Derviş bey hem üslubunu çok bozmadı hem de dik duruşundan taviz vermedi.
Dün de sorulara diplomatik cevaplar veren Eroğlu, aslında kendisinin bile inanmadığı, yüreğinin söylemediği şeyleri söylüyordu.

Derviş bey, bu sorulara cevap verirken altını çize çize “Ankara, 40 yıllık Eroğlu’nu tanımaz mı?” diye aslında bu konudaki sitemini dile getiriyordu.
Derviş bey bu sorunun cevabını bilmiyorsa biz söyleyelim;
20 yıl, 30 yıl, 40 yıllık Ankara belki Derviş beyi, Derviş beyin istediği ve hoşlandığı şekilde tanırdı ama son 12 yıllık Ankara hiç de eski hükümetler gibi değil ki?
Aslında bunun böyle olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı da bal gibi bilir ama, 40 yıllık siyasetçiliğinin kendine verdiği ağırlıkla telaffuz etmez, dolayısıyla saygı sınırlarını aşmaz.
Bir de şu gerçek var ki, artık Derviş bey de KKTC’nin 40 öncesinden çok daha değişik zihniyetlere sahip olması gerektiğini kabul etmeli…

Sabah Cumhurbaşkanlığı’ndaki basın toplantısından çıkarken bir gazeteci ağabeyim bana sordu;
“Bu basın toplantısı niçin yapıldı, amaç neydi” diye!
Aklıma gelen ilk kelimeler şöyle oldu, ‘sidik yarışı olduğu’ için…
Yalan mı?
UBP, son 4 yıldır tek başına iktidar ama, tam da bölünme ve dağılma aşamasındayken siyasette söz sahibi olanlar, ayakta kalmaya çalışırken, biz de onları seyredip yorumlar yapıyoruz…

Sevsek de sevmesek de, beğensek de beğenmesek de artık Ankara 40 yıl önceki Ankara değil…
Kimse eski Ankara hükümetlerini özlediğimizi filan zannetmesin…
Aksine, şu anda KKTC halen yerinde sayıyorsa, üretimden koparıldıysa, perde gerisinde halen çok şey gizli kapaklı duruyorsa bunların tümünün de sorumlusu eski Ankara hükümetleri ile bizim kendi hükümetlerimizdir.
Kıbrıs Türkü, geçmişte seçimler için gelen valizler dolusu parayı unutmamıştır…
Seçimin son gecesinde evlere yapılan operasyonları hiç unutmamıştır.
Her ne kadar şu anda Ankara’nın, KKTC’nin seçimdir, kurultaydır gibi iç işlerine karışmasına onay vermesek de, artık biz de 40 yıl önceki zihniyetlerle hiçbir yerlere gidilmeyeceğini idrak etmek durumunda, hatta zorundayız…

Derviş beyin dünkü açıklamalarında en önemli noktalardan birisi de UBP’nin yolundan çıkarılmak istenmesidir…
Buna katılmamak elde değil;
UBP, şu anda AKP hükümetinin istemiyle yoğrulmak ve kendi istediği kıvama getirilmek istenmektedir…
Burada AKP’nin de haklı yönleri vardır…
Çünkü, UBP kurulduğu tarihten bu güne durumu hep vatan millet söylemleriyle götürmüş, sırtını maddi ve manevi bakımdan Ankara’ya dayamış ama kendi istemiyle ülke geleceği için radikal tedbirler almayı ihmal etmiştir…
İşte bu açığı gören ve geçmiş Ankara hükümetlerine benzemeyen, hesap veren bir Ankara hükümetinin de burada kurmaya çalıştığı yeni sistem de hiç birimizin işine gelmediği için tepki yaratmaktır…
Derviş beyin dünkü basın toplantısından sonra ben şunu çıkardım;
Biz kendi kendimize çeki düzen vermediğimiz sürece, ister AKP olsun isterse başka bir Ankara hükümeti ile bundan böyle çok fazla barışık olmayacağız…





“Gönyeli’de popülizm batağı yoktur”

Ahmet Benli’nin sabah ki basın toplantısındayız.
7 senelik icraatlarını öyle bir anlatıyor ki biz de ağzı açık olarak dinliyoruz.
Ahmet Benli’nin ne kadar başarılı bir başkan olduğunu filan yazmayacağız.
Niçin başarılı olduğunu yazmak gerekirse kendi ağzından birkaç kelime ile cevap buluyor zaten;
“Gönyeli’ye popülizm batağı yoktur…”
İşte bu kadar basit..
Sohbette dile getirdiği ülke mevzuatının da altını çizmekte yarar var;
“Merak etme hallederiz…”
İşte bizim ülkenin gerçek mevzuatı bu!
Hallederiz diye diye hiçbir şey halledemiyorlar ama sonunda halledilen vatandaş oluyor…
Tebrikler Sayın Benli…


MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU,
bakanlığın bütün çalışanlarını İskele ve Karpaz bölgesine yönlendirip, bu kez anonsla kırsal kesim arazisi dağıtmaya başladınız. Yani sanki de babanızın malını dağıtır gibi bir haliniz var, insaf da dinin yarısıdır…

Sayın İrsen KÜÇÜK, bir okurumuz mesaj göndermiş, 1985 ile 1995 yılları arasında nerede olduğunuzu unutmuş olsa gerek…Küçük bir açıklama yaparsanız seviniriz…Bu arada kurultayda istihdam edilenler panik içinde onlara bir mesajınız olacak mı?

Sayın Derviş EROĞLU, sizin gibi siyasette çok tecrübeli birisi Ankara’nın artık 40 yıl önceki Ankara olduğunu bilmez mi? Sabah yine de soruları iyi savuşturdunuz doğrusu…

Sayın Başaran DÜZGÜN, Derviş beyin sizi yemeğe davet ettiği ancak katılmadığınızı öğrendik. Kendisinin içine de uhde olmuş, bir sabah kahvaltı baskınına gitmekte yarar var…

Sayın Hatice FAYDALI, bakanlık müdüründen sonra görevden alınacaklar listesinin başına geçtiğiniz söyleniyor. Özellikle de Lapta Sağlık Ocağı’ndaki olay bardağı taşıran son damla olmuş diyorlar…

Sayın Oğuz KÖSE
, üç ayrı partiden adaylık teklifi öyle kolay kolay kimseye nasip olmaz. Siz belediye başkanlığına taktınız ama bizce konjektür meclisi işaret ediyor. Bir kez daha düşünmekte yarar var…

Sayın Ahmet BENLİ,
bu kadar başarılı icraattan sonra Gönyeli sınırlarına gümrük kapısı koysanız hak edersiniz. Böyle başarılı iki dönemden sonra umarız yerinize seçeceğiniz aday sizi aratmaz…

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, Müteahhitler Birliği başkanlığı için kulislere başladığınız gözlemleniyor. Başkanlık gelirse ardından da vekillik garanti diyorlar. Bir taşla iki kuş varacaksınız desenize…

Sayın Kemal DÜRÜST, Güzelyurt’ta küçük bir grup genel seçimlerde meclise girmemeniz için size sürprizler hazırlıyorlar. İçlerinde bir de basın mensubu var bilesiniz…

Sayın Kemal DEVECİ, sizin hesaplar tutarsa DP birinci parti olmayı şimdiden garantiler ama her zaman evdeki hesap da çarşıya uymaz bilirsiniz…Biraz daha yere sağlam basmak en iyisi olacak galiba…

Sayın Doğuş DERYA
, Gönyeli Belediyesi’ne istihdamınız ilk başta epey tartışıldı ama şu kesin ki Ahmet Benli doğru bir seçim yapmış. Dünkü sunum ve projeler harikaydı. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Hasan GÜNGÖR, yazın göbeğinde siyaset iyice ısınacak ama sizin için daha bir sıcak olacak gibi görülüyor. Bebek gelince uykusuz gecelere şimdiden hazırlanın, bu günleri çok arayacaksınız…

RHA 2293 plakalı aracın sahibi, dün öğlen saatlerinde Lefkoşa’da Dr.Küçük Bulvarı’nda aynı anda iki tehlikeli sürüş yaparak başkalarının da can güvenliğini tehlike altına soktunuz. Görenler polise de bildirmiş haberiniz olsun…

Sayın Aslı EROĞLU, Saray’ın basın toplantısı yapılan odaları artık yeterli olmuyor…Birkaç odayı birleştirip daha ferah bir salon kazandırmakta yarar var. Bu işleri siz iyi bilirsiniz…

Sayın Çelebi ILIK, aile meclisini toplayıp seçim startını vermişsiniz bile…Güzelyurt bölgesinde çok sayıda yeni ismin meclise girmesi beklendiğine göre iki ay hiç eve girmeden çalışmak gerek değil mi?

Sayın Zorlu TÖRE
, bu zor günlerde oğlunuz Tuygun sizi bir an olsun yalnız bırakmıyormuş. Ailenin önemi böyle günlerde daha fazla görülüyor değil mi? Allah saadetinizi arttırsın…





Günün Fıkrası


Münakaşa


Karı-koca ağız münakaşası yapmaktadırlar. Koca:
- Hanım, komik oluyorsun. Hem göğüslerin yok, hem de sütyen takıyorsun.
Kadın kızar ve cevap verir:
- Ben sana neden don giydiğini soruyor muyum, kocacığım?