Adına göç yasası diyorlar...
CTP muhalefetteyken de ismi böyleydi, iktidar oluca değişmedi...
Geçenlerde Başbakan ile bir sohbette bu konuda gündeme gelmişti ve o da buna 'göç yasası' demiş epey şaşırmıştım...
Başbakan öyle diyorsa öyledir diye geçti içimden...
2011 öncesi devlete girenler için sorun yok, maaşların eskisi gibi her yıl artmaması dışında...
Hayat pahalılığı var diye seviniyorlardı o da bu sene uçtu gitti, sessiz sedasız!
2011 sonrası devlete girenlerin ise durumu malum...
Daha az maaş daha az haklar filan!
Bir yerden bakıyorsunuz adaletsizlik olunca isyan ediyorsunuz!
Diğer yandan bakınca devletin kaynakları yetersiz ona da hak vermek durumundasınız...
Ama adil olmadığı çok kesin!
Hele de bakan ortaya çıkıp 'işe girmeden önce biliyorlardı' deyince daha da garip geliyor insana...
Biliyoruz bakan bunu derken göbek atarak demiyor, eli kolu bağla meseleler var ama bu sefer Ulu Önder'in 'Adalet mülkün temelidir' sözü geliyor aklımıza...
...
Öğretmenlere hazırlık ödeneği Türkiye'de de var ama ayırım yok...
Müdürler de dahil tüm öğretmenler yılda 950 TL kadar hazırlık ödeneği alıyor...
bizde ise rakam daha büyük, 2 bin 730 TL.
Bizde ise 2011 yılından sonra çizgiyi çektiler ve bunda hem tasarrufu hem de devlete olan ilgiyi azaltmak düşüncesi vardı...
Şimdi size rakamlarla anlatmaya çalışayım;
Şu anda devlette aktif olarak çalışan 3 bin 986 öğretme var...
Bunlardan 3 bin 634 öğretmen hazırlık ödeneği alırken 352 tanesi 2011 yılından sonra istihdam edildikleri için hazırlık ödeneği almıyor...
Daha fazla detay verelim;
İlköğretimde bin 417 öğretmen hazırlık ödeneği alırken 169 öğretmen almıyor...
Orta öğretimde, 617 ortaokul öğretmeni ve 1006 lise öğretmeni alırken 101 öğretmen almıyor...
Meslek okullarında 512 öğretmen hazırlık ödeneği alırken 82 kişi almıyor...
Yani genelde hazırlık ödeneği almayan 352 öğretmen söz konusu...
Geçen yıllarla birlikte bu sayı haliyle çoğalacak...
...
Başbakan demişti ki;
"Hazırlık ödeneği alan öğretmenler biraz feragat etse diğerleri de alabilir..."
Dediği gayet açık;
hazırlık ödeneği alanlardan kesilecek almayanlarla paylaştırılacak...
Kendince haklı tabii...
Ama 2011 yılından önce devlete giren öğretmenler bunu kabul eder mi, kesinlikle etmezler...
Verilen hakkın geri alındığı nerede görülmüş değil mi?
O zaman bu kaos devam eder gider!
Bir eylem biter başka bir eylem başlar...
Ülke iç barışı için huzursuzluktur sokakta yapılan her eylem...
Ama işte haklısı var haksızı var!
...
Olaya bir başka açıdan da bakmak gerek;
Öğretmene hazırlık ödeneği niçin verilir, bilen var mı?
Konu gayet açık ve zaten adı üstünde;
Eğitim yılına hazırlansınlar diye...
Üstlerine başlarına kılık kıyafet alsınlar, öğrenciye örnek olsunlar diye...
Bunu ne kadar öğretme yapar işte onu tartışırım herkesle!
Zira tanıdığım ya da tanımadığım o kadar çok öğretmen var ki öğretmen mi değil mi belli olmayan, kılığıyla kıyafetiyle hatta hal ve davranışlarıyla...
Kiminin yüzüne bakarsınız öğretmen olduğuna inanmak için bin bir şahit ister...
Öğrencinin yüzüne sigara dumanı üfleyenler, sosyal medyada rakı şişesi tokuşturan resimler, öğrencisinin bet kuponlarını yatıranlar, özel dershanelerin arka kapısından girip ders verenler...
...
Sonuçta;
Yasalar emretmiş ise karşı çıkmamız söz konusu bile olamaz...
Hele de eğitim camiasında 3 bin 634 öğretmen hazırlık ödeneği alırken 352 öğretmenin almaması kimin içine siner ki...
Sonra sormazlar mı adama onların başı kel mi diye...
Bu konu mutlaka toplumsal mutabakatla hem de bir an önce çözülmeli...
Ama diğer öğretmenler biraz fedakarlık yaparak ama Maliye elini cebine atarak!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Derviş EROĞLU, GAE’in anketinde Lefkoşa’da birinci sırada çıkınca tüm UBP’li vekilleri toplayıp seferberlik ilan etmişsiniz. Bu arada çoktandın seçim meydanlarında görülmeyenler de saklandıkları delikten çıkarak size yanaşmaya başlamışlar. Ne menfaat dünyası değil mi?
Sayın Serdar DENKTAŞ, sizin bazı vekillerde kıpırdanmalar başladı, seçimlerden hemen sonra Ulusal Demokrat Parti adında yeni bir oluşuma giderek CTP ile hükümet kurma girişimleri konuşuluyor. Bundan sonra atacağınız her adım çok önemli ya siz siyasette yok olacaksınız ya da onlar…
Sayın Hasan TAÇOY, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP’li delegelerle fazla haşır neşir olmanız UBP tabanında epey rahatsızlık yaratmış. Bazıları mesaj gönderiyor herkes kendi çöplüğünde ötsün diye…Seçimlere 20 gün kala aman ortalığı karıştıracak bir eylemde bulunmayın zira çok hassas bir süreçten geçiyoruz…
Sayın Ali Çetin AMCAOĞLU, derviş bey için en iyi çalışanlardansınız ama düzenlediğiniz yemeklerde partili vekilleri davet etmeyince sıkıntı çıkıyormuş. Bilirsiniz particilik ekip işidir ve sizin vekiller bu işe fena bozuluyorlar. Bilesiniz istedik…
Sayın Hasan SERTOĞLU, bugün saat 11.00 sadece KKTC’de değil Türkiye’de bütün gözler size çevrilecek. Yıldırım Demirören’e fena halde yükleneceğinizi biliyoruz ama KOP’a üyelik konusu hala muallakta…Gazanız mübarek olsun…
Sayın Fatma KINIŞ, Kalkınma Bankası’nı mahkemelerde temsil eden avukatlara banka olarak maaş ermeyince onlar da borçlunun boğazına fena halde çöküyorlar. Devletin angarya çalıştırdığı nerede görülmüş? Bu konuyu masaya yatırmakta yarar görüyoruz!
Sayın Savaş ATAKAN, uzun bir sessizlik döneminden sonra nihayet siz de Derviş bey için araziye inmişsiniz. Sizden umudu kesenler hayretler içinde kalıyor, vardır bir bildiğiniz mutlaka değil mi?
Sayın Hüseyin KIRAL, sivrisineklere karşı ilaçlama konularında ciddi bir şekilde eğitim almanız her hangi bir yanılgıya düşmemeniz öneriliyor. Biliyorsunuz ihale işleri çok ciddidir ve küçük bir hata yıllar sonra bile karşınıza çıkabilir, bizden uyarması!
Sayın Hayri ORÇAN, Tatlısu’ya  minyatür kent yapımı için besmele çekip kolları sıvamışsınız. Küçük bir belediye olarak büyük bir projeye imza atıyorsunuz. Allah yolunuzu açık etsin…Turizme büyük katkı sağlayacağınızdan hiç kuşkumuz yok…
Sayın Emine GÜLÜELLİ, vatandaş soruyor, kapalı yerlerde sigara içmek yasak bunu biliyoruz peki gazinolarda sigara içmek serbest mi? Eğer serbest değilse onların ayrıcalıkları ne? Zor soru değil mi?
Sayın Latif AKÇA, sizin derneğe rakip yeni bir oluşum kolları sıvamış fena halde geliyorlarmış. Demek ki yakında rekabet var, rekabetin olmadığı yerde rehavet olurmuş değil mi? Bunu iyi değerlendirmek gerek…
Sayın Nazım BERATLI, sağlık sorunlarıyla boğuştuğunuz bir anda Profesörlük unvanını almanız ilaç gibi gelmiş. Her karanlığın bir de aydınlığı olduğunu unutmamak gerek değil mi? Tebrik eder ayrıca acil şifalar dileriz…
Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, bölge kurmaylarından Mehmet Erülkü ile her günün sonunca elinize kalem kağıt alıp seçim hesabı yaptığınız söyleniyor. Durumlar nasıl, ufukta zafer görülüyor mu? Uykusuz geçecek bir 2 gün sizi bekliyor.
Sayın Mustafa MOHAÇ, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde hiçbir partili kurmayın kapınızı çalmadığından şikayetçi oluyormuşsunuz. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir karmaşa söz konusu değil mi? Artık elinizi yüreğinize koyup öyle bir karar vereceksiniz…
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, memlekete hoş geldiniz, şimdi Karşıyaka’daki 48.5 dönümlük arazi için açıklama zamanı değil mi? Bu arada yurt dışına giderken ekip kalabalık olunca göze batıyor haberiniz olsun…
Sayın Sevim ERKMEN, 448 numaralı odada yatan hastaya dikkat. Birkaç güne kadar by-pass ameliyatı olacak ama sigara içmenin yıllarını arıyor. Gerekirse kendisini zincire vurun ama sigara içirtmeyin olur mu?


GÜNÜN FOTOĞRAFI: 
 


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Sorun ne?
 
Bir profesör 3 kız öğrencisinin " durum değerlendirmesi" yeteneklerini sınamak istemiş... Durumu anlatmış üçüne de ..
-"Denizde bir salın üzerinde yarı çıplak ve yanlıssınız. Birden içi erkek dolu bir teknenin size doğru geldiğini görüyorsunuz. Hallerinden belli, bu balıkçı teknesi aylardır denizde ve hiçbiri aylardır kadın yüzü görmemiş. Hepsi aç kurt gibi size bakıyor. Sorunu çözmek için ne yaparsınız. ?"
Kumral kız yanıt vermiş... 
-" Salın yönünü akıntıya doğru çevirir, kaçmaya çalışırım..."
Esmer olan daha kabadayı çıkmış... 
-" Yanımda bir Rambo bıçağı var..Ona sıkı sıkı sarılır, bakalım sala atlayacak erkek kimmiş beklerim..."
Sarışın başını iki yana sallamış...
-" Durumu anladık hocam da, sorun ne?"