İrsen beyi artık anlamakta zorluk çekiyorum.
Kaşif’i iki kez yendiğini söyleyen Başbakan, üçüncü kez yenme zevkini niçin yaşamıyor, onu hiç anlamıyorum.
İki sene önce doğrudur, Eroğlu’nun desteğini de alarak Kaşif’i çok gerilerde bırakmış, sonra 21 Ekim’de 14 oyla olsa da, sonuç mahkemeye yansısa da ipi göğüslemiş ve bunun da altını sıkça kalın harflerle çizmiştir.
Hal böyleyken, delegeler arasında büyük operasyon gerçekleştirip, istihdam yapmadığı kimse kalmazken, halen neden çekinir, anlamanın mümkünatı yoktur…
Eğer büyük bir sürpriz olmazsa, bizim kendi basit hesaplarımıza göre, Küçük direnmeyip kurultaya gitse, en az 50 oy fark atarak, zaferini ilan edebilir.

Demek ki, İrsen bey kendinden emin olmadığı için, ya da yapılan istihdamların geri tepeceğini de hesaba kattığından, ikinci tura gitmemekte ısrar edip, bir yol kazasına yol açmak istememektedir.
Çünkü sadece İrsen bey, bu konuda sırtını Ankara’ya dayamamış, Ankara’da ülkede bir takım radikal tedbirlerin alınabilmesi için, İrsen Küçük’ü seçmiş, bu uğurda KKTC’de yapılan yasal olmayan, kendi raporlarına bile uymayan, icraatlara göz yumarak, ‘herşey mübah’ yolunu seçmiştir.
Oysa daha birkaç ay önce yayınlanan TC Yardım Heyeti raporunda, gereksiz ve yasal olmayan yollardan yüzün üzerinde istihdam yapıldığı belirtilmiş ve bu yanlış icraat da eleştirilmişti.

Ne yazık ki, İrsen bey 15 gün gibi kısa bir sürede tam 300 kişiyi, kurultay uğruna hiç de alakalı olmayan yerlere istihdam etmiştir.
Bu 300 kişinin yarısı gazete sayfalarında kamuoyuna yansırken, diğer yarısı büyük bir gayretle gizlenmiş, gizlenmeye de devam etmektedir.
Çünkü, bu 150 kişilik listede, ismini görünce dudağımızın uçuklayacağı isimler mevcuttur.
Maliye Bakanlığı yetkilileri tembih edilmiş, ikinci tur eğer olursa sonuçlanıncaya kadar da bu isimler çelik kasalarda saklanmaktadır.
Yine de kurultayda 14 oy fark atan İrsen beyin, bu kadar istihdama rağmen neden ve niçin korktuğunun da manası yoktur.

Sevgili okurlar;
Üzülerek söylüyorum ki, geçtiğimiz günler içinde 300 kişiyi istihdam eden Sayın Başbakan, birkaç gün önce bunlara ek olarak 60 kişilik yetki daha istemiş ve Maliye Bakanlığı ile çok gizli yazışmalar yapılmıştır.
Bu 60 kişinin de ismi belirlenmiştir, ama dikkat çekmemem için şimdi istihdam edilmeyecek, olası kurultaydan sonra eğer dairelerde boş masa ve sandalye bulunabilirse, işe başlatılacaktır.
Hadi İrsen beyi anlamakta zorluk çekiyoruz, buna bir de devletin bağımsız organlarından olan Sayıştay’ın sessiz kalması, insanı çileden çıkarmaktadır.
Çünkü hükümet kurultay uğruna yasal olmayan yollardan, istihdam edilenleri sınava sokmadan bu furyayı gerçekleştirirken,şimdiye kadar tarafsızlığından şüphe duymadığımız Sayıştay’ın derin sessizliği, emirlerin çok daha yüksek yerlerden geldiği seçeneğini ortaya koymaktadır.


Okur Görüşü


‘Hostesler konusunda hükümet haklı”


“Levent Bey,
İki hostesin vatandaşlık ve istihdamı konusunda bir araştırma yapın da sonra yazın lütfen, bu ülkenin gerçeğini görürsünüz. Ben vatandaşlıkları veya istihdamı savunmuyorum ama hostesler konusunda hükümet çok haklı gibi geliyor. Gerekli bilgiyi Sayın Emin Bilgen'den alabilirsiniz. Bana O anlattı.
Şunu kabul edebilir misiniz? 3-5 yıl çalışma izinli çalışan birisi işini kaybettiğinde veya durdurulduğunda 1 hafta/1 ay içinde iş bulamazsa cezaya düşer ve adayı terk etmesi gerekir. Vatandaş birisi ise 6 ay işsizlik ödeneği alır. Bu ayırımcılık değil midir?
Tüm KTHY çalışanları istihdam edilecekti, vatandaşlık engeline takılan 11 yıllık çalışana siz ne yapardınız?
Önerim net: Tüm vatandaşlıklar mecliste kurulacak bir komiteye verilsin ve tüm partiler burada temsil edilsin. Görelim bakalım ne olacak?
İyi çalışmalar…”
(A.Yenen)

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU,
dün resmi tatil nedeniyle daha önce hastanelerde önlem alınmayıp çok sayıda hastaya randevu verilince hastanelerden hizmet alamayan vatandaşlar bol bol kulağınızı çınlattı. Hele bir de Karpaz’dan gelip geri dönmek zorunda kalan yaşlı bir amca vardı ki, muhakkak o an kulaklarınız kızarmıştır diye düşünüyoruz.

Sayın Osman KORAHAN
, böyle dalgalı bir süreçte o kadar çok sessiz kaldınız ki, göreve ilk geldiğiniz günlerdeki başarılarınız gölgelenmeye başladı. 5 gencin istihdamını aranan niteliklere uymuyor diye engelleyen bir makam nasıl olur da yasa dışı istihdamlara bu kadar duyarsız kalır.

Sayın Hüseyin BARBET, kızınızın istihdamı konusunda öyle bir açıklama yaptınız ki özrü kabahatinden büyük bir açıklama oldu. Kamuoyu şimdi sizden mahkeme kararlarını yayınlamanızı bekliyor doğal olarak.

Sayın Kadri FELLAHOĞLU,
ibre dönüp dolaşıp aynı çarkıfelek gibi size doğru yönelmeye başladı. Önümüzdeki hafta başında adaylığınızın açıklanacağı söyleniyor. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Sunat ATUN, KKTC tarihinde Mevlit kandili nedeniyle basın bildirisi yayınlayan ilk bakan olarak yerinizi aldınız. Sizin de kandiliniz mübarek olsun. Umreye giderken haberimiz olsun da bazı siparişlerimiz olacak.

Sayın Mehmet METCOOĞLU,
Asgari ücret konusunu da alnınızın akıyla bitirdikten sonra şimdi emeklilik işlemlerine başlamak için hazırlık yaptığınızı duyduk. Ha keşke biraz daha sabretseydiniz. Kurultay sonrası ansızın makam odanız bakanlığa taşınabilir diyorlar.

Sayın Çiğdem AYDIN
, yine kime kızdınız da böyle zehir zemberek bir yazı yazdınız? Hem gazeteci hem belediye başkan adayı hem de bakan adayı kimmiş bu meşhur meslektaş? Merak ettik doğrusu.

Sayın Ahmet KAPTAN
, yerel seçimler için aday bolluğu yaşanınca rotayı genel seçimlere çevirdiğiniz söyleniyor. İyi de yaptınız zira bu seçimlerde gümbürtüye gidebilirdiniz.

Sayın Şerife ÜNVERDİ, üniversitelerin çalışanlarının sosyal yatırımlarının mercek altına alınmasını isteyen sayısız mesaj alıyoruz. Bir çok çalışan işten atılmamak için konuşmamaları için baskı altında tutuluyormuş.

Sayın Ömer TAZEOĞLU, Mağusa trafik ekipleri yollardaki sabit radarların hemen altında el radarları ile kontrol yapınca ilginç görüntüler ortaya çıkıyormuş. Acaba sizin bölgedeki yol sabit radarlar korkuluk niyetine mi bulundukları yere dikildi?

Sayın Serdar CANALTAY, bu ülkede sanki de tek kaptan sizmişsiniz gibi nerde bir vukuat olsa hemen sizin adınız zikrediliyor. Bazı vatandaşların ne alıp veremedikleri var bilemeyiz ama bunda da bir hayır vardır değil mi?

Sayın Sefa KARAHASAN,
düğün hazırlıkları artık bitmiş ve saatleri saymaya başlamışsınız. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun. Artık Tayyip beyin telkinlerini boşa çıkarmayıp ülkeye 5 tane vatansever evlat yetiştirirsiniz değil mi?

Sayın Mustafa MOHAÇ, Girne’de en hızlı DP’li olmaya aday gibi gözüküyorsunuz. Çok sayıda eski partiliniz UBP’li arkadaşınızla birlikte kulislere başladığınız söyleniyor. Siz yine de hızlı koşan çabuk yorulur sözünü unutmasanız iyi olur. Siyasette nefesi tasarruflu kullanmak lazım.

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, inşaat sektöründen artık yavaş yavaş gıda sektörüne kaydığınız Konya Şeker gibi önemli bir işletmenin de bayiliğini aldığınızı duyduk. Kıbrıs Türkü her şeyden kısar ama tek boğazından kısmaz değil mi? Doğru yoldasınız.

Sayın Hüseyin ÇOBANOĞLU
, KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan tam 3 senedir BRT ekranlarına çıkamamaktan şikayetçi oluyor. Bir icabına bakın artık, demokrasiye ne kadar önem verdiğinizi en iyi bilenlerdeniz.

Sayın Cem DANA, kurultay davası sonucunu öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşadığınız söyleniyor. Hele de bazı dostlar mesaj yağmuruna tutunca çileden çıkmışsınız. İki günlük dünyada bu kadar dert etmeye gerek var mı?

Sayın Memduh ÇETO
, emekli bir gümrük memuru olarak orada dönen dolapları ve gizlenen usulsüzlükleri ne zaman deşifre edeceğiniz merakla bekleniyor. Eğer aktif siyasete gireceksiniz, bunları mutlaka kamuoyuna açıklamak zorundasınız.

Sayın Latif AKÇA,
R.Denktaş ve Düşüncelerini Yaşatma Derneği başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Umarız devlet kademesi de sizin kadar duyarlı olur da merhum sadece ölüm yıldönümlerinde anılmaz. Tebrik ederiz.


Günün Fıkrası


Alışkanlık...

Genç adam evlenmişti.
Ertesi gün arkadaşlarından birine rastladı.
Nasıl geçti? diye sordu arkadaşı.
Sorma birader dedi, damat üzüntüyle başını sallayarak.
Feci bir şey oldu.
Ne oldu?
Gece gayet iyi geçti.
Sabahleyin kalkınca nerede olduğumu hatırlayamadım.
Bekarlıktan kalma alışkanlıkla karımın eline para tutuşturup gitmeye kalktım.
Deme. Peki karın yaptı?
O da uyku sersemliğiyle kalkıp paranın üzerini geri verdi...