Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığına bağlı Çevre Koruma Dairesi koordinesiyle Ekolojik Etki Değerlendirme Tüzüğü bilgilendirme semineri düzenledi.

Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Çevre Koruma Dairesi Sivil Toplum Kuruluşları ile iletişim, bilgi alışverişini ve işbirliğini artırmak amacıyla düzenlediği Ekolojik Etki Değerlendirme Tüzüğü ile ilgili seminerini bakanlık binasında gerçekleştirdi.

Seminerde Sunumları Yapan AB Uzmanı Phil Cannings; “Habitat ve Kuşlar Direktifi” İle “İlgi ve Natura 2000 Biyolojik Çeşitlik Ağı” konularında, Doğal Hayat Şube Amiri Hasibe Kusetoğulları; “Ekolojik Etki Değerlendirme’nin yapılması” ve “Tüzüğe Göre Değerlendirmenin Hangi şartlarda Gerçekleceği” konularında ve Çevre Koruma Dairesi Müdürü Eşref Ünlüsoyer ise “Yeni Çevre Yasası Kapsamında Yapılmakta Olan Çalışmalar” hakkında Sivil Toplum bilgilere aktardı.

Semirenin başlangıcında açılış konuşmasını yapan AB Koordinasyon Merkezi Çevre Sorumlusu Orhan Atasoy ; 18 / 2012 Çevre Yasası Çerçevesinde AB Mevzuatı Uyumlaştırma süreci kapsamında hazırlananan Ekolojik Etki ve Değerlendirme Tüzüğü 2 Nisan 2013 tarihinde Resmi Gazetede Yayımlanarak Yürürlüğe girmişti. Düzenlemiş olduğumuz seminerlerle tüzük geliştirme çalışmalarımız esnasında siz değerli sivil toplum örgütlerinden gelecek görüş ve yorumlara istinaden değişiklikler yapılmasını öngörmekteyiz. Konuşmacılarımız tüzükle ilgili bilgiler aktaracaktır.” dedi.

Seminerde Ekolojik Etki Değerlendirme Tüzüğünün; Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen alanlarda, tasarlanan herhangi bir faaliyet, proje ve planlar için uygulanması ve Ekolojik Etki Değerlendirmesi’nin tüzükte belirtilen esas ve kriterlere göre Çevre Koruma Dairesi tarafından yapılması bu bağlamda tüzükde yapılacak değişiklikler ile ilgili sivil toplum örgütlerinden alınan görüşler çerçevesinde tadilat yapılması konularında bilgi alışverişinde bulunuldu.
Çevre Koruma Dairesi Müdürü Eşref Ünlüsoyer: “Çevre Koruma Dairesi’nin yasal olarak belli görevleri vardır. Atık yönetiminden sorumlu daireyiz. Dairenin amacı çevre kirliliğini önlemektir. Halk arasında çevreyi temizleme dairesi olarak da görülmektedir. Ama bu yanlıştır.

Yasamızda eksiklikler var
Amacımız temiz bir ülke yaratmaktır. Herkese bu konuda görevler düşmektedir. Sıkıntıları aşmak için devletimiz de yasalar hazırlamaktadır. AB ülkelerinde Çevre Koruma Dairesi’nin neleri kontrol etmesi gerektiği bellidir. Bizlerde AB yasalarına göre ülkemize uygun yasalar hazırladık ve Çevre Yasası’nı geçirdik. Bu yasada eksiklikler var ve şu anda tadilat yapıyoruz. Meclise gönderip yasalaştırdıktan sonra da yeni yasayı yürürlüğe koyacağız.
Herşeyi koruyacak olan Çevre Koruma Dairesi değildir

Ülkenin çevresinin, doğasının korunması ile ilgili Doğal Hayat Şubemiz vardır ve sürekli olarak yapılan tüzüklerle doğayı korumaya çalışıyoruz. Çevreyi kormakla ilgili sadece Çevre Koruma Dairesi yetkili değildir. Örneğin Jeoloji Maden Dairesi, Orman Dairesi, Tarım Dairesi, Su Dairesi de vardır. Bizde algılanan herşeyi koruyacak olan Çevre Koruma Dairesi’dir. Bu yanlış bir algıdır.

Ekolojik Etki Değerlendirme Tüzüğü’nü hazırladık
Ülkemizde 7 tane özel çevre koruma bölgesi vardır bu bölgelerde yapılacak her şey Çevre Koruma Dairesi’nin iznine tabidir. İzin alınmadan çivi dahi çakılamaz. Kaçak yapılanmayı önlemek için de sürekli olarak çalışıyoruz.
AB ülkelerinde koruma bölgelerinde o bölgenin ekolojisini, kumunu, denizini korumak için Ekolojik Etki Değerlendirme Tüzüğü hazırlanır. Bizde bu tüzüğü hazırladık ve ilk geçen tüzüğümüzdür.

Tüzüğümüze göre özel çevre koruma bölgesi yönetim planları hazırlanmış ve neler yapılabileceği de yazıyor. Bu tüzük olmadan hiç birşey yapılamaz. Sivil toplum örgütlerinin de bu tüzüğe katkıda bulunmaları için onları da bu toplantıya çağırdık. Bizden sonraki nesillere güzel bir ülke bırakmak için hep birlikte çalışmamız gerekmektedir.” dedi