Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, 24 Nisan’da gerçekleştirilen çalıştayın grup bildirgeleri ile sonuç bildirgesini birlikte yayınladı.

Bildirgenin sonuç bölümünde, üretim planlamasının gerekliliğine dikkat çekilerek, suyun yaşam boyu maliyet hesaplarının çıkarılması gerektiğine işaret ediliyor.

Bildirgede; su amaçlı elektrik maliyetinin düşürülmesi için enerji fizibilite çalışması yapılması önerilerek, suyun özelleştirilmesine; kar güdüsü güdüleceğinden sakıncalı bakılıyor.

Siyasi etkilerden uzak özerk bir su yönetim kurumunun kurulmasının önerildiği bildirgede; Rum tarafı ile yapılan müzakerelerde su konusunun da gündeme gelmesi gerektiği ifade ediliyor.

Bildirgenin 16 maddeden oluşan sonuç bildirgesi şu şekilde;

“Tarımsal katma değer yaratma olanaklarının geliştirilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilirliğini ve fırsat maliyetini dikkate alan bir üretim planlamasının tarımdan sorumlu bakanlık tarafından uzun vadeli politikalara dahil edilmesi gerekmektedir.

Suyun fiyatını kabaca öngörerek ekonomide yaratacağı etkilere hazırlıklı olunabilmesi için Devlet Planlama Örgütü’nün hazırlayacağı yenilenmiş ekonomik veriler ışığında detaylı çalışmalar ve projeksiyonlar yapılmalı ve alternatif senaryolara devletin kredi kanalları da kullanılarak hazırlıklı olunmalıdır.

Suyun yaşam boyu maliyet hesaplarının yapılması gerekmektedir.

Projenin teknik, maliyet, çevre ve hukuki açıdan riskleri tespit edilmeli, sudan ve tarımdan sorumlu bakanlık ve teknik daireler tarafından önlemler alınmalıdır.

Mevcut elektrik santrallerinin üretimi yeterli olmasına rağmen, su amaçlı elektrik maliyetlerinin düşürülebilmesi için bir enerji fizibilite çalışması KIB-TEK ve ilgili bakanlık tarafından yapılmalıdır. Bu çalışma yenilenebilir enerji üretimini ve Türkiye ile ‘interconnect’ sisteme geçilmesi projelerini içermelidir. Ayrıca, su yönetim otoritesi ile KIB-TEK arasında sıkı bir işbirliği sağlanmalıdır.

KKTC’ye gelecek suyun kaynağı dragon çayında E-coli ve bazı ağır metaller tespit edildiği için, arıtma tesisinden çıkan gerek içme ve kullanım suyu ve gerekse tarım suyunu düzenli ve sürekli olarak tarımdan sorumlu ve su işlerinden sorumlu bakanlık tarafından tahlil edilmelidir. Tüm bu işlemler için de akredite laboratuar kurulması sağlanmalıdır.

İçme kullanım sularının gerim dönüşüm amaçlı arıtılarak sulamada kullanılması amacıyla çevreden, tarımdan sorumlu bakanlıkların ve ilgili belediyelerin işbirliği halinde projelerinin yapılması gerekmektedir.

Geçitköy barajı etrafında çevre yasalarına göre sağlıklı koruma bandı çevreden sorumlu bakanlık ve ilgili dairesi tarafından oluşturulması gereklidir.

Sulama suyu kullanımının mevsimlere göre planlanması yaz ve kış tarım ürünlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi yapılmalı. Bu amaçla, tarımdan sorumlu bakanlık tarafından tarım politikası oluşturulmalıdır.

Hayvancılık alanında arıtılmış temiz su kullanılmaktadır. Ancak sağım evleri, süthane ve ahırların temizliğinde geri dönüşüm suları kullanılması için tarımdan sorumlu bakanlık ve ilgili daireleri ile çevreden sorumlu bakanlık tarafından teşvik edilmesi gerekmektedir.

Siyasi etkilerden uzak, bağımsız suyla ilgili paydaşların ve uzmanların katılımı ile özerk bir su yönetim kurumunun kurulması hükümet tarafından dikkate alınmalıdır.

Su dağıtım planları halka açıklanarak birey, kurum ve örgütlerin görüşleri alınarak yerel su komitelerin kurulması ve bunların su yönetiminde de söz sahibi yapılması gerekmektedir.

Özelleştirme, suda kar güdüsünü artıracaktır, sakıncalıdır.

Rum tarafı ile yapılan müzakerelerde su konusu da gündeme alınmalıdır.

Rum tarafı ile muhtemel bir anlaşmadan sonra su yönetiminde ne gibi bir etkisi olabileceği tartışılmalıdır.

Hazırlanmakta olan Su Yönetimi Yasası’nın bir an önce yasallaşması, buna bağlı olarak da sektörel kullanım alanlarının ve su politikası oluşturulmalıdır.