Türkiye’nin avukatı değilim.
Ki avukata da ihtiyacı yok.
Ama çok yağmur yağsa suçlu Türkiye.
Hükümet aciz olsa suçlu Türkiye.
Neredeyse herşeyin suçlusu.
Bir bahane bekliyor gibiyiz.
Hade bir bahane olsun da küfredelim.
Haa parantezi açmak da lazım.
Türkiye 45 yılda hatalar yapmadı mı?
Yüzlerce hata yaptı elbette.
Ama bu yüzlerce hata bir yana.
Binlerce, belki yüzbinlerce de iyiliği var.
Kime?
Bize.
Biz kim?
Memur, ögretmen, işcçi.
Kısaca Kıbrıs Türkü.
****
Mühimmat deposu patladı.
Bir turistik tesisin yanındaki askeri depo.
Biz bölgenin 45 yıldır askeri olduğunu biliyoruz.
Tesisin askeri bölgeye sınırı olduğunu da biliyoruz.
Ve geçen gece talihsiz bir olay yaşandı.
Hepimiz korktuk.
Asker de korktu, turist de, yerel halk da.
Ama bu vahim olay bile fırsat bilindi.
Asker gitsin korosu başladı.
Asker gitsin diyenler devam etti.
Türkiye suçlu dediler.
Suçlu mu gerçekten Türkiye?
Türkiye ajan yollayıp depo mu patlattı?
Türkiye bizi öldürmek mi istiyor?
Türkiye turizmimizi baltalamak mı istiyor?
****
Bu güruh cidden sıkıntı yaratıyor.
Ülke siyasetinin yozluğunun sebebini biliyorlar.
Bu ülkenin başarısızlığının sebebini de biliyorlar.
Sorun bizim.
Başarısızlık da bizim.
Beceriksizlik de.
Bu yüzden sorumlu aranıyorsa aynaya bakmalıyız.
Kendimizle yüzleşmeliyiz.
Ve özeleştirimizi yaptıktan sonra Türkiye'yi değerlendirmeliyiz.
Ama önce kendimiz.
Ve biran önce Türkiye düşmanlığından vazgeçmeliyiz.
Hele ki hiç dostumuz yokken.
Hele ki Türkiye’den başka tutunacak dalımız yokken.