Ölümlü trafik kazaları çok sıklaştı...

Son günlerde kötü haberler arka arkaya geliyor.

Trafik kazaları maalesef uzun yıllardır bu ülkenin belki de en büyük sorunu.

Çok can kaybettik, ne gençleri toprağa verdik...

Son günlerde ise kazalar daha da sıklaştı.

Peş peşe kaza haberi alıyoruz. Ölüm haberleri alıyoruz.

Bu ülkenin yolları mevcut araç kapasitesini kaldırmıyor. Bir çok yol bakımsız ve eski.

Gece gerçekleşen kazalarda da artış görülüyor.

Yollarımız zifiri karanlık. Göz gözü görmüyor. Hem de şehir merkezinde bile...

Afrika'nın en ücra köşelerindeki ülkelerden eksiğimiz yok.

Trafik kazalarında yaya ölümleri de oldukça arttı. Yaya ölümleri gerçekten ürkütücü.

Adadaki öğrenci sayısının artışı ve öğrenci profili yaya trafiğini artırırken çılgınca araç kullananlarında sayısı da artırdı.

İnsan artık yolda yürümeye korkar oldu. Her an alkollü bir sürücü, gözü dönmüş bir sürücü karşınıza çıkabilir.

Bu şekilde tehlikeli araç kullananların bir kazaya karışmadan engellenmesi için devlete de önemli görev düşüyor...

İstemeden gerçekleşen bir çarpışma evet kazadır.

Ancak göz göre göre insanlar yollarda birbirini öldürüyorsa, yollar çukurlarla doluysa, karanlıktan göz gözü görmüyorsa, alkollü araç kullanmak normalleştiyse, denetim yoksa, yeni araçların vergisinden korkarak ucuz ve hurda araçlara yöneliyorsa insanlar bunun adı 'kaza' değildir.

Bunun adı 'cinayettir'

Bunun adı 'trafik terörüdür.'

***

Ölümlü trafik kazalarında arka koltuklardaki emniyet kemerlerinin kullanılmaması da önemli bir rol oynuyor.

Arka koltukta emniyet kemeri takma alışkanlığımız yok. Oysaki trafik kazalarında ölümlerin daha çok arka koltukta oturanlardan olduğunu söylüyor uzmanlar.

Ön koltuktakiler kemer takıyor, kurtuluyor.. Arka koltukta oturan ön camdan dışarı kadar fırlıyor.

İnanmayanlar youtube'tan konuya ilişkin görselleri izleyebilir.

Polis kontrollerinde de ön koltukta kemer ihlali varsa cezalandırıldığını arka koltuğun ise es geçildiğini görüyoruz.

Polislerimiz arka koltukta kemer takmayanlar içinde cezai işlem uygularsa zorla da olsa bir alışkanlık kazanma ihtimali olabilir.

Tabi ki zorlama ve cezadan önce bireylerin bu işin ciddiyetinin farkına varması gerekiyor.

Çocuklar konusunda da aynı vurdumduymazlığı görüyoruz.

Arka koltukta çocuk koltuğu olmadan seyahat ettirilen çocuklar...

Lütfen evlatlarınıza bunu yapmayın. Bir şey olmaz demeyin, inanmazsanız da yotube'da konuya ilişkin bir çok video var.

***

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Rum tarafıyla yürütülen müzakereler sonucunda, ara bölgede iki tarafa da hizmet verecek ve yönetilecek şekilde 30/50 MW’lık fotovoltaik bir park yapılmasına yönelik ön fizibilite çalışmasının başlatılması üzerinde mutabakata varıldığını duyurdu.

Son kesintilerden sonra bu, kulağa hoş gelen bir haber.

Güneş zengini bir ülkede elektrik enerjisi kıtlığı yaşamak gerçekten çok üzücü.

Türkiye'den kablo ile olur, Avrupa Birliği ile olur, Rum tarafıyla olur, nasıl olursa olsun KKTC'deki enerji sorunu çözmek için elden gelen yapılmalıdır.

Artık kimsenin nazını, çıkar hesaplarını çekecek gücümüz kalmadı.

Biz çektik, çocuklarımız çekmesin.

Temiz, sürdürülebilir, yenilenebilir ve ucuz bir enerjiyi önümüzdeki nesillere bırakmak zorundayız.

2023 yılında mum ışığında astronomik faturalara mecbur bırakılmış bir şekilde yaşama ayıbını noktalayacak her projeye tam destek olmalıyız.

Yetti artık...