Yine tüzük değişikliği ve yine uzlaşılamayacak görüntüsü!

Hatta bazı görüşlere göre yine mahkeme süreci!

Tüzük değişikliği çabası, aslında,parti içi huzursuzlukların giderilme çabasıdır. Son 10 yılda tüm partilerde de olan ama UBP’de biraz daha çok olan bu çaba, partideki memnuniyetsizliğin gerçekliğini de vurguluyor olabilir.

Bir yandan sosyo-politik ihtiyaç ve düzenin değişime muhtaçlığı ve partilerin buna adapteolma istekliliği bir yandan kişisel ve zümresel çıkarlardan korunma arzusu…

Aslında henüz sadece öneri olan bu taslağın, demokrasisine güvenilen bir siyasal partide iyi niyetli karşılanması ve gerekli kurullarında tarafların tartışarak en doğruyu bulabilecekleri bir sisteme göre hareket etmeleri gerekiyor ki bu türden tartışmalar galiba parti içinde bunun eksik olduğunu da hissettiriyor.

Yai kapsamlı bir tartışma ve en doğrunun mümkün olan çoğunlukla belirlenmesi ihtiyacı UBP’de çok büyük!

Öte taraftan, son yıllarda UBP içerisinde UBP’lilerin de huzursuz olmasına neden olan o kadar çok siyasal gelişme yaşandı ki bunların hazımsızlığı da belki bazı doğruların göz ardı edilmesinde etken olabiliyor.

Gelgelelim Özgürgün zamanında, kurultaylarda delegeler yerine üyelerin oy vermesini tüzükleştirme çalışmaları sırasındaki tepkileri de unutmadınız değil mi?

Nasıl da kabullendirildi ve içselleştirildi şimdi!

Hatta o kadar içselleştirildi ki 17 bin olduğu söylenen üye sayısına daha çok ulaşabilmek için 6 bölgede de kongrecikler yapılmasına kadar düşünülüyor.

Pratik olmayacağı, birçok sorunu beraberinde taşıyacağı ortada.

Hele parti meclisi veya belirlenecek diğer kurullar ve seçilecek kişilerin bölgeselleştirillmiş bir mantıkta olmayacağı gerçeği, bunun, çok da gerekli olmadığı düşüncesini pekiştiriyor da…

Pandemi belki bir tür haklılık gerekçesi gibi görünse de YDP’ninki gibi diğer partilerin kurultayını anımsayarak buna takılmanın çok anlamlı olmayacağını düşünmek daha doğru olacak gibi gelmiyor mu size de?

Ayrıca bu sorun toplumun sorunu değil ki!

Bu sorun bir siyasal partinin sorunu. Evet, belki sayı çok yüksek ancak bu tartışma üslubu, medyada bu hali ile yer bulma üslubu, bunların haberlere bu kadar çok konu edilerek sanki meclisimizin bir sorunu imiş de yasal düzenleme yapılıyormuş şeklinde bir görüntü ile sergilenmesi galiba partiye de UBP yetkili kurullarına da başkan ve başkan adaylarına da aha fazla zarar veriyor gibi gelmiyor mu sizlere de…

***

Yine de birçok şeyi sindirmiş olduğu halde buna itiraz edenleri de anlamak mümkün değil.

Pek çok sorgulanması gerekene sessiz kalıp da şimdi tüzük değişikliğini bu yönü ile kabul edilemez bulanlara da çok şaşırıyorum doğrusu…

Dün olanlara ses çıkarmayıp, bugün onun artçılarının zaten gümbür gümbür geleceğini bile bile yaşarken bugünkülere baş kaldırmak da neyin nesi?

Ya da dün olanlarda sorumluluğunuz zaten varsa bunu kabul etmeyerek aklanamayacağınız sizce de çok açık değil mi?

Bu soruları karşılarına geçip sormak ve verilecek yanıtları da analiz etmeyi istemez misiniz?

Hem sosyolojik hem siyasal hem psikolojik hem de sosyal psikolojik boyutlarıyla…

Lakin izlemekle yetinmek bu aşamada tek çare.

Kavga büyürse, sadece onlar değil bizler de hep beraber küçülüyoruz tek bildiğim bu!

Dr. Çiğdem DÜRÜST