Kısa bir süre içinde gerçekleşecek kurultaylar gündemde.

Bu sebeple bu sene yaz aylarında da siyaset durulmadı. Belki biz sıradan insanlar için duruldu da siyasetçiler için kazan kaynıyor.Kolay değil tabii kalıcı olacak.

Kurultay bitecek, ardından seçim gelecek.Meclisteki yerlerini de koltuklarını da sabit tutmak isteyenler hummalı bir çalışma içerisindeler.

Bir gece orada yemekte, ertesi gece başka bir yerde toplantılarda. Gün içinde ziyaretlerin , kabullerin ardı arkası kesilmiyor.

Herkesin gönlünü edecek, sözler verilecek, siyaset “herkesin” kazancını devamlı kılacak.

Aslında haklılar. Hedef belli...

Her ne kadar hedeflerimiz örtüşmüyorsa da hedefleri belli...

Süre çok kısa kalmış ve bu kısacık süre içerisinde pek çok şeybaşarılmalı(!)Değil mi ama...?

Ancak devletin işleyişinde ve kamu hizmetinde neler başarılıyor; ona baktığınız zaman, insanların anlamadığı karmaş dolaş sistemlerle kamu hizmeti verilmeye çalışılıyor.

İnsanlar, ne yazık ki, devletin işleyişinden şikayetçi olmaya devam ediyorlar.

İşleri kolaylaştırmak değil güçleştirmekten yana bir tavır sergileyerek devletin ciddiyetini ispat etmek olabilir mi bu? Ve devlet hizmeti sunan kamu görevlisine de hak ettiği konumu vermeyerek üstelik!

Ne garip ki işleri zora sürerek yaptırmanın daha kolay göründüğü dönemlerden geçiyoruz ki bu hiç doğru değil!

Kime baksanız devlete olan güvensizlik iyice artmış durumda.

Oysa bu asla tercih edilecek bir şey olmadığı gibi gerçekten işleyişin kolaylaştığı, yurttaşın korunduğu, vergisini gerçekten ödeyen herkesin saygı gördüğü bir devlete sahip çıkmayı gerekli kılacak, bu devletin yurttaşlarına kendilerini özel hissedecekleri, insan haklarının da sağlığında eğitiminde sosyal yaşamında ekonomik yaşamında kültüründe dengelendiği ve insanların burada oldukları için mutlu oldukları bir yaşamı kurgulamak çok zor olmadığı halde nedense bizi yönetenler zor yolu seçmeyi tercih ediyorlar.

Artık, haliyle, biz de bunun altında yatan ana gerekçeleri sorgular duruma geliyoruz. Ondan sonra da aslında bizler siyasetçileri sorgularken devleti sorguluyormuş gibi adlandırılırıp üstüne bir de suçlanıyoruz...

Bunların altında yatan gerekçeleri sorgulamak, bizim olduğu kadar onların da görevideğil mi?

Üstelik sorguladıklarımıza çözüm bulmak da...

Lakin sorgulayabilen kim ona bakmak lazım...

Size iyi bakmalar ve güzel hafta sonları...

Dr. Çiğdem DÜRÜST