Efendim, neymiş?

Beyefendi söylemiş.Çok da güzel söylemiş. Zaten biz de aynı düşünüyormuşuz. Kıbrıs’ın kuzeyini kalkındırmak için, her şeyi mis gibi yapıp dünyayı kendimize hayran bırakmak için tam da bunu arıyormuşuz.

Üzerine atlamakta sakınca görmeyince politikamızı dosdoğru buna çevirmişiz! Bunun sayesinde cazibe merkezi haline dönecekmişiz.

Yapmayın artık!

Bize bunu yapmayın…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulduğundan beri, her türlüsüne kulak kabarttık, hayal kurduk da bir defa bile Kuzey Kıbrıs modeli kurmayı akıl edemedik.

“Bambaşka koşullarımız var; bambaşka kültürümüz, bambaşka hayallerimiz var. Bakalım da bu bambaşkalıklarımız içinde bizim için en iyisi ne ise onu yapalım” demedik.

Neden?

Çok basit!

Çünkü yapabileceğimize inanmadık.

Yapmaya başladıklarımızı da batırıp çıkarıp oracığa koyduk! Başka başka modelleri de batırdık…

Amaç hep aynı. Daha doğrusu anlatılan amaç hep aynı:“Şöyle kalkınıp, böyle mükemmel olacağız!”

Ama kimse bizi tanımadan bunu nasıl yapacağız sorusunu aklına bile getiren yok.

Şimdi de Singapur modelini önerenler ile bunu alıp baştacı yapanlar elbette yapamayacağımızı biliyorlar. Lakin seçmenin umudu taze kalmalı ki sandığa gitmeyi ihmal etmesin. Değil mi ama?

Uzatmayacağımız: Her gün her gün aynı yemek ısıtılıp ısıtılıp önünüze konsa ve her gün başa bir isimle anılsa kendinizi nasıl hissedersiniz?

Elbette bir tür akıl tutulması yaşadığınızı düşünürdünüz öyle değil mi?

***

Oysa bizlerin bütün bu hikayelere karnı toktur.

Gerek Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili gerekse de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan insanların daha ileriye taşınması ile ilgili yapılan hiçbir planın yürürlüğe girdiğine şahit olmuşluğunuz var mıdır?

Olsa olsa zoraki ve dışında kalınamayacak kendi gelen meta ve değişimler var. Hepsi o!

Ha eğer çok şey yapıldı da ben göremiyorum şeklinde beni eleştirecekseniz, ben de sorarım: KKTC’ye ne oldu?Arpa boyu yol ilerledi mi acaba?

Hadi merak etmeden geçin bakalım….

Tanıtılacaktı. Öyle demişlerdi… Hala diyorlar…

Lakin bizo treni çoktan kaçırdık.

Biz istemedik yani besbelli. Birilerine kamburolup yaşamayı tercih ettik.

***

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamını sürdürmekte olan insanların, halkın bunu görebildiğini nasıl da fark edemiyorlar!

Bunu göremediğimizi düşündüklerinde; gerçeklerin farkında olmadığımızı zannediyorlar sanırım. Bizi düşünmeyen ve söylenen her şeye inanan bir kalabalık zannediyorlar galiba.

Hatta KKTC siyasal partilerinin üretmeye çalıştıkları politikalarında hiç son adım olmadığının da farkındayız. Başlatılan hiçbir işin sona götürülemediğinin de farkındayız.

Özetle: Başkalarının planları nihayete erer bizimkiler değil.

Planlamalardan elde edilecek çıkarları başkaları elde eder, biz değil.

***

O halde Singapur model iyiymiş ya da başka bir modelmiş!

Geçin bunları…

Önümüzde konulabilecek ve gerçekten sonucunu görebileceğimiz planlar yaptığınız gün yeniden konuşmaya başlarsınız.

Aksi takdirde olduğumuz yerde saymamız için bizim ilerlememizin önünde engel olanlarla aleyhimizde işbirlikçi olunduğunu düşünmekten başka bir çare bırakmıyorsunuz bizlere…

Dr. Çiğdem Dürüst