Reşat Akar'ın sosyal medya hesabından yaptığı  paylaşımı şöyle:


Bugün 3 Mayıs, Dünya Basın özgürlüğü günü... Diyalog TV'nin karartılmasının da 2'inci günü...

Şimdi başta Başbakan Sn Tatar'a ve Yardımcısı Sn Özersay'a, kabinede yer alan tüm bakanlara... Parlamentonun tüm üyelerine sesleniyorum: Ne yaptınız bu 2 günlük süre içinde?..

Sorumlu bir makam sahibinin iddia ettiği gibi Tayip Bey mi kapadı bizi?.. Yoksa buradaki resmi bir kurumdan RTÜK'e giden ısrarlı kapatma talepleri mi etkili oldu?.. O kurumun kontrolü devletin elinde değil midir?.. Niye araştırıp gerçekleri ortaya çıkarmıyor da topu Sn Erdoğan'a atıyorsunuz?..

Bilesiniz ki biz susmayacağız... Halkımıza sözümüzdür: Bunu sorgulamaya devam edeceğiz...

Akar bugünkü köşe yazısında da şöyle yazmıştı: 

KKTC’nin bir yayın kuruluşu RTÜK tarafından susturuluyor…  O yayın kuruluşuna lisans veren ve ‘denetlemeden sorumlu olan’ KKTC Yayın Yüksek Kurulu’nun bundan haberi olmuyor…  Tabi ki; Yönetim Kurulu’nun haberi olmuyor…  Ancak kurum içinden birilerinin RTÜK’le ‘gizli yazışmalar’ yapıp, yapmadığı ayrı bir mesele…  Bunun araştırılıp ortaya çıkarılması elbette bizlere düşmez…  Yayın Yüksek Kurulu Başbakana bağlıdır…  Başbakan, soruşturma yapmaz ve gerçekleri ortaya çıkarmazsa, halkımıza ‘dürüst hizmet sözü’ veren Başbakan Yardımcısı vardır…  Bekliyoruz…  RTÜK’ün ‘yıldırım hızıyla’, doğrudan ceza verme yetkisi olmadığı halde Diyalog TV’nin uydu yayınlarını durdurmasının ardındaki nedeni ortaya çıkarma konusunda Sayın Özersay’a ve dürüst siyaset sözü veren herkese görev düşüyor… Bakınız ne diyor?  Başbakan Ersin Tatar; aynı zamanda TV sahibi biri olarak, Diyalog TV’ye yönelik ‘planlı saldırıları’ kınamak yerine, dün bir açıklama yaparak ‘cezayı destekler’ pozisyona giriyor…  Ne kadar üzücü…  “Kararı ben de medyadan öğrendim” diyor ve şu sözlerle dikkat çekiyor:  “Demokrasi, insan hakları, Anayasal özgürlükler bizler için esas ve vazgeçilmezdir ama bu kişi ve kuruluşlara başkalarına hakaret etme, Anayasa ve yasaların dışına çıkma hakkı sağlamaz.”  Bu söz ne anlama geliyor?..  Diyalog TV kapatıldı ama; anayasa ve yasaların dışına çıktığı için kapatıldı…  Ya da başkalarına hakaret edildiği için…  Böylesi durumlarda ‘aynaya bak’ sözü aklınıza gelmez mi?..  Bizim aynada puslu herhangi bir şey yoktur…  Bunu açıklıkla söylüyoruz…  Yaptıklarımıza, yapacaklarımıza güveniyoruz… Sorun Besim Bey mi?..  Sayın Başbakan burada, Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Besim Tibuk’un bir programda söylediklerinin Türkiye’de rahatsızlık yarattığına dikkat çekmek istiyor…  Besim Tibuk’un Türk milleti için yaptıklarını hiç araştırmadan…  KKTC için yaptığı yatırımları hiç dikkate almadan…  KKTC’nin sosyal kurumlarına yönelik yardım severliğini unutarak…  KKTC’ye mali yardım aktarılması için harcadığı çabaları görmezden gelerek…  Demokrasiye ve hukuk ilkelerine bağlılığının bir göstergesi olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yargılanarak cezaevine gönderilen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı ‘cesaretle ziyaret eden’ ve demokrasinin kazanacağını belirterek destek beyan eden ilk siyasetçi olduğunu göz ardı ederek…  Bir de aynanın öteki tarafındakilere bakmalı Sayın Başbakan…  Başta kendi yayın kuruluşuna…  Kayıtları incelemesinde ve Türkiye için nelerin söylendiğine bakmasında fayda vardır…   Dersler çıkarılmalı  Sayın Besim Tibuk’un da artık bu yaşananlardan bir ders çıkarması ve siyasi içerikli konuşmalardan vazgeçmesi gerektiğini söyleyenler vardır…  Nitekim kendisinin de “Ne kadar iyi niyetli olursanız olun… Bir saatlik konuşmanın sadece bir bölümünü alırlar ve bunu sizi cezalandırmak için kullanırlar” diyen dostlarına bu sözü verdiğini biliyoruz…  Besim Bey, binlerce insana istihdam sağlayan; KKTC ekonomisine en yüksek vergileri ödeyen, KKTC’nin iç piyasasından milyarlarca liralık malzeme alımı yapan; turizmi ve dünya tarihini çok iyi bilen değerli bir insandır…  Hayatın her anı yeni bir tecrübedir…  İhanetin ne olduğunu en iyi bilenlerdendir…  KKTC’ye yapmış olduğu yatırımların kıymetini er veya geç herkes anlayacak…
 

Editör: TE Bilisim