Bu ülkede artık denenmemiş parti yoktur…

Sonuçta ortada olan şudur;

Seçim önceleri her seferinde özel sektöre destek olacaklarını söyleyenler bunu hiçbir zaman başaramamışlardır…

Devlet çalışanları aryacılıklı olup özelde çalışanlar ne yazık ki patronların iki dudağı arasında sıkışıp kalmışlardır!

Verilen sözler lafta kaldığı için de aradaki makas her geçen yıl daha fazla açılmıştır…

Zaten devlet bütçesinin yüzde 85 kadarı devletin maaş ödemelerine gittiği taktirde de bunun tersi hiçbir zaman olmayacaktır!

Tabi ki burada devlet çalışanlarını kıskanma krizi filan yaşamıyoruz…

Hayat şartlarına göre daha fazla kazansınlar, çarşıya daha fazla para akışı olsun ama en azından özel sektör çalışanları da insan gibi yaşam seviyesine ulaşsınlar!

Ama nafile işte…

Özel sektör üretirken devletin tüketici kulvarında olması da bambaşka bir tartışma konusudur!

Sevgili Cenk Mutluyakalı da bu konuda dün müthiş bir paylaşımda bulunmuş ve ülke gerçeklerini ortaya dökmüştür, diyor ki;

Biz, aynı evde, aynı işi yapan, birimiz kamu, birimiz özelde iki insan…

Yıllardır!

Maaşlarımız “denk”ti.

Çalışma saatlerimiz, günlerimiz, gecelerimiz denkleşmedi pek…

Gel zaman, git zaman, denklik bozuldu.

Maaşlarımıza dair bir “makas” oluşmaya başladı.

O makas kesti, acıtmadı.

Yarım katı…

Bir katı…

Bir buçuk katı…

En nihayetinde şöyle bir çözüm bulduk, evde maaş konuşmayacaktık.

Üretim, hizmet, performans, fayda gibi tartışmalarla “aile sadeti”ni bozmayacaktık.

Düne kadar!

İnsan merak eder nihayetinde…

Vergi dilimleri falan derken…

Rekora ulaştık…

Üç katını aştı maaş farkı…

Pek çok evde böyle…

Özel daraldıkça daraldı…

Aynı evde, biri özel, diğeri de özele çalışan iki insanı, çoluk çocuk, düşünemiyorum bile…

Kıssadan hisse!

Bu ülkede “memur” değilsen eğer açsın!

Bir de “patron” değilsen…

Biz, aynı evde, aynı işi yapan, birimiz kamu, birimiz özelde iki insan…

“Annesinin sözünü” dinleyen kazanacak elbette (!)”

Hadi bakalım yalansa yalan deyin…

Uçak biletleri gerçekten uçtu hatta sapıttı…

Bu konuda sürekli olarak Güney’den diğer ülkeler arasındaki fiyatlar konuşulup tercih edilirken, Türkiye’yi uçuşların bu kadar astronomik fiyatlara yükselmesi konusunda belli ki hükümet edenler çok da bir şey yapamıyor!

Yaz sezonu 3 uçak şirketinin daha devreye girecek olması olur ya da olmaz ama hükümet bu konuda daha fazla duyarlı olmak zorundadır…

Bu arada ilginç bir örnek de verelim;

Bizim hanımla Şubat ayı içinde bir İzmir ziyareti yapalım dedik, fiyatları öğrenince vaz geçtik…

Zira iki kişi gidiş dönüş 25 Bin TL deyince gözlerimiz fal taşı gibi açıldı, tabi ki iptal ettik!

Sonra Mart başında bu kez 3 kişi gitme kararı aldık bilet fiyatları ansızın gidiş-geliş 13 bin TL’ye düştü…

Yine gözlerimiz fal taşı gibi açıldı ama be kez mutluluktan!

Kısaca uçuş politikaları ve fiyatların sağlıklı olmadığı artık tescillenmiştir…

Ankara kulisleri…

“Kılıçdaroğlu’nun hiç şansı yok…”

Millet İttifakı’ndaki İyi Parti’de şu sıralar işler biraz karışık…

Masanın diğer partileri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde anlaşırken İyi Parti’de durumlar çok da öyle değil!

Parti tabanının çoğunluğu Kılıçdaroğlu aday gösterildiği taktirde kazanma şansının olmadığı görüşünde birleşiyorlar…

Hatta parti içinde ‘adayımız İmamoğlu’ diyenler bile var!

Son bir hafta içinde İyi Parti’de Kemal Kılıçdaroğlu için ciddi bir muhalefet başlatıldı bazı sloganlar üretilmeye başladı…

En önemlisi de şu;

“Erdoğan bir kez daha seçilsin diye her şeyi yapıyoruz…”

Millet İttifakı adayını 13 Şubat’ta belirleyecek ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendini ilan etti bile…

Son olarak ‘Ben Kemal geliyorum’ açıklamasıyla alınacak kararı çok önceden ifşa etmiş oldu ve bu sözler hem masada hem de kamuoyunda tepkiyle karşılandı!

Bu arada anlaşılan 14 Mayıs’a kadar ittifaklar arasında sloganlar birbiriyle yarışacak…

Kılıçdaroğlu ‘geliyorum’ mesajları verince, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da yanıt gecikmedi ve taşı gediğine oturttu;

“Bay bay Kemal…”

Bu arada Türkiye kamuoyu şu sıralar seçimleri değil de hayat pahalılığı, ekonomik zorlukları daha fazla konuşuyor…

Biraz da kim seçilirse seçilsin derdinde!

İyi Partililer diyor ya ‘Kılıçdaroğlu kazansın diye her şeyi yapıyoruz…”

Bu kervana Deva Partisi de katılmış gibi görülüyor!

Genel Başkanları Ali Babacan’ın ‘Avrupa bize aferin desin’ sözleri Cumhur İttifakı için iyi bir seçim malzemesi oldu…

Ali Babacan ve tabi ki Millet İttifakı Avrupa hayranlığı ile suçlandı!

Avrupa’nın aferin sözüne kaldıysak yandı keten helva diyen Cumhur İttifakı temsilcileri Babacan’ın sözlerini tiye almaya başladılar…

Sahi Avrupa ülkeleri bize aferin dese ne olacak demese ne olacak!

Altılı masa bu sıralar hata üstüne hata yapmaya başladı…

MESAJ KUTUSU

Sayın Umut ÖKSÜZ, yaşanan son olaylardan sonra Eczacılar Birliği Başkanlığından istifa etmeniz konusunda yoğun istek ve mesajlar gelmeye başladı. Birliğin daha sağlıklı yönetilmesi için en azından dava sonuçlanıncaya kadar bu özveriyi göstermeniz bekleniyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ersin TATAR, medya ve medya mensuplarını dava etmek konusunda bir kez daha düşünmeniz gerekiyor. Umarız bu konuda Kıbrıs Türkünün hoşgörülü olma özelliğini gösterir ve dava değil de memleket meselelerinin üzerine daha fazla gidersiniz. Zira lider olmanın özelliklerinden biri de budur diye düşünüyoruz…

Sayın Bülent BEBEK, Beyarmudu Belediye Başkanı olarak bir önceki dönemde istihdam edilen 12 kişiyi işten durdurmanız tabi ki uzaktan hoş olarak gözükmese de genelde doğru bir karar olarak nitelendirildi. Belki de yerel yönetimlerde bir ilki gerçekleştirdiniz, cesaretinizden ötürü tebrik ederiz…

Sayın Emirali DEVECİ, Arıcalar Birliğinin ithal bala karşı olmasına rağmen sırf söz verdiğiniz için 40 tonluk bal ithalat kararı hem yanlış hem de yerli üreticiyi darbelemek niteliğindedir. Bu işler sözle oluyorsa vay bizim kendi üreticilerimize…

Sayın Burhan GÜRKAN, Başkanı olduğunuz KTSYD’nin genel kuruluna az bir süre kala üyelikler konusunda yoğun tepki mesajları gelmeye başladı. Derneğin saygınlığına zarar gelmemesi için yeni kararlar üretmeniz ve en azından spor yazarlarının birbirine düşmesinin önüne geçmeniz bekleniyor…

Sayın Hasan TAÇOY, AKSA konusunda nikah tazeleme konusunda sanki de biraz kaçamak bir açıklama yaptınız gibi geldi bize. Zaten bunun aksi mümkün mü, en azından bazı gerçekleri kabul etmenin zamanı gelmedi mi? Umarız böyle gelmiş böyle gitmez…

Sayın Kaya TÜRKMEN, 14 Mayıs seçimlerine az bir süre kala görülen o ki muhalefetten çok daha muhalif olmak için karar ürettiniz, hayırlara vesile olsun. Bu arada buradaki Büyükelçiliğiniz süresince yaşadıklarınız konusunda kitap yazmayı düşünür müydünüz, bize göre yok satar!

Sayın Redif NUREL, dünkü çakal-köpek paylaşımınıza göre belli ki yine birileri nasırınıza basmış gibi geldi bize. Bu arada çok yakınlarınız çok da bir şey anlamamış olsalar ki daha detaylı bir açıklama yapmanızı bekliyorlar, bizden iletmesi…

Sayın Ersan SANER, sizin üretiminiz olan petekli bal sözünüzü yalan oldu diyenler çıkmaya başladı bilesiniz. Bir çoğu Müslüman’ın ortaktır sözünü hatırlatan mesajlar göndermeye başladı, haksız da değiller yani değil mi?

Sayın Orhan İSMAİLOĞLU, magazin basınında kuşkusuz rakibiniz yok ve tüm ödülleri toplamaya devam ediyorsunuz. Bu kadar ödülü nerede koruyacaksınız o da ayrı bir dert olsa gerek değil mi? Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…