Hazır zamanımız varken 2021-2022 Eğitim Öğretim yılı için soralım!

Okullar açılacak mı, açılmayacak mı?

Okulların fiziki yapısı açılmaya müsait mi değil mi?

Okul yöneticileri ve öğretmenler hazır mı, kadrolar yerli yerinde mi değil mi?

Öğrenciler azaldı mı, çoğaldı mı?

Okula 3 dönemdir devam edemeyen ve çevrimiçi eğitim adı altında eğitim ve öğretiminden kopuk kalan çocuklar okuldan uzak kalmanın etkilerinden nasıl kurtarılacak?

Tüm bunlarla ilgili herhangi bir çalışma başlatıldı mı?

***

Yüzlerce soru sorulabilir.

Tümünden de umutsuzca yanıtlar beklenebilir.

Bu hususta asıl yapılması gerekenler ve çocuklar okula gitmezken düzenlenmesi gerekenler çok önceden bitirilebilseydi, ekonomik, psikolojik, sosyal ve fiziksel olarak yaşanan sorunların da üzerine gidilebilir, tespitler yapılır, önlemler alınır olumsuz tesirlerin tez zamanda giderilmesi için planlamalar yapılabilirdi.

Ancak ben yine ütopyalar aleminde yaşıyor, dahası olmayacak beklentiler içine giriyorum.

Son iki yıldır, çocuklarımızın içinde bulundukları gelişim ve olgunlaşma seviyelerine uygun davranılamadığı ve eğitimin sadece akademik ve teorik boyutuna odaklanıldığı için, maalesef sosyal-duygusall boyutta eğitimden sağlanması gereken faydalar alınamadığı gibi çocuklara zarar da verdik!

Güya sürdürülen teorik boyut mu?

Fos…

Psikomotor gelişime katkı: Sıfır!

Psikososyal gelişime katkı: Sıfır!

2+2=4’ü ezberletip, Osmanlı Devleti’ni kuran ilk beyliğin adı ile Çaldıran Savaşının tarihini belletmek eğitim ve öğretim zannedenlerin revaçta olduğu çevrimiçi mantıkla devam edilmesinden çok ama çok korkuyorum!

2 yılda zaten sıkıntılı bir eğitim sistemine daha büyük sıkıntıları eklediği şu süreç 7-8 yıl sonra bizi öyle bir vurmaya başlayacak ki nereden geldiğini tanımlayacak birilerini bile bulamayacağız!

Bu süreç ne acıdır ki devam edeceğe benziyor. Çünkü okullarda hiçbir çalışma olmadığı gibi pek çok hareket de online devam etmesinden yana görülüyor ki bu çevrimiçi eğitimdeki eksikliklerimizi farketmeden, olur olmaz laptop ya da tabletlerle her şeyin olduğunu zanneden bir görüntü sergiliyoruz!

Ve işte sonuç…

Daha bunun asıl sonuçlarını bugün değil ama 7-8 sene içinde tartışmaya başlayacak bu günlerdeki eksiklik ve hatalarımızı o gün kapatmaya çalışsak da kapatamayacağız.

Bu da açıkçası bizim sistemli bir devlet olmadığımızı, hatta devlet olmak gibi bir çabamıza da olmadığını gösteriyor ki geleceğimizi sağlam temellere oturtmak adına en gerekli çalışmaları en genç olduğumuz zamanlarda yapmamız, temelleri sağlam kurarak ilerlememiz gerekir.

Öyle davranamadığımız aşikar!

***

Sonuç, çevrimiçi eğitim sisteminden faydalanan kesimlerin öğrenci odaklı olmadığıdır.

Çevrimiçi eğitim, ebeveynlere de yaramadı. Özellikle de annelerin hayatını çok zorlaştırarak kadınların yine eve kapanmalarına, sevgi ve bakıma dayalı işlere gömülmelerlerine, iş yaşamından ve hayatın diğer alanlarından geriletilmelerine, işverenlerin k çocuğu olan kadınları verimsiz bulmalarına yol açmaya devam etti.

Okullarda kafe, katin işleten ve birçoğu kadın olan işletmecilerin işleri kapanmak zorunda kaldı.

Çocukların okullara taşınması işleriyle ilgili çalışmakta olan taşımacılar olumsuz etkilendi. Taşımacılıkta yardımcı pozisyonda bulunan ve çoğu kadın olan çalışanlar işsiz kaldı.

Aile yaşamları sıkıntılı, gelişim güçlüğü veya geriliği göstermekte olan çocukların tanıları ve yardıma sevk edilmeleri geciktiğinden sorunlar büyümeye devam etti…

Daha çok fazla art arda sorun ekleyebiliriz. Lakin çevrimiçi eğitimi beceremediğimiz, bundan ciddi anlamda zarar görürken neredeyse hiçbir fayda sağlayamadığımız görülüyor.

20’li sayıların altına düşen vaka sayısına karşın, halen daha aşısız oldukları için okulların açılmasına karşı duran öğretmenler ve idarecileri ikna edemeyen bir bakanlık ile karşı karşıyayız.

Bu sebeple çocuklarımızın önümüzdeki dönem de çevrimiçine mahkum edilme durumları olacak. Benden söylemesi.

Bakalım devlet hamleleri bu hususta neler olacak?

Dr. Çiğdem DÜRÜST