Memleket, memleket değil adeta şaibeler merkezi!

Hangi taşı kaldırsanız altından ya bir suç çıkıyor ya da bir suçlu.

Birisi birisine çamur mu atacakmış, ötekisi diğerinin usulsüzlüğünü mü konuşacakmış, diğeri işin peşinde mi olacakmış…? Hiç böyle şeyler olmaz bizim buralarda çünkü kimse kimin elinin kimin cebinde olduğu ile ilgilenmek istemiyor!

Neden mi?

Aniden arada kendi adı da çıkmasın diye dersem yanlış anlaşılır mıyım?

Herkesin kötü bağlantılar ile bir araya gelmişliği de var, konuşarak eleştirmeye yüzü olmayacak işlere karıştığı da…

En iyi ihtimalle ya torpil mekanizmasından nemalanmıştır ya da partizanlığı ödüllendirilerek haksız kazanç elde etmiştir!

Peşine düştüklerin senin peşine düşer, o zaman başın dertten hiç kurtulmaz. Dahası ucundan kıyısından yaptıkların kirli köşelerde iz bırakmışsa, konuşmayı geçtim, gözlerini bile taraflarına çevirmeye yüzün olmaz.

***

Memleket böyle bir memleket iken, Dr. Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde St. Barnabas incili ile ilgili ulaştığı iddia edilen bilgiler ve devam ettirmeme nedeniyle ilgili yapılan açıklamaların medyada yer alma şekli çok ama çok düşündürücü.

Bir Cumhurbaşkanı meselenin kaynağına kadar ulaşıyor, fakat işin içinde yüksek rütbeli komutanlar var ve ucu çok gizli yerlere dayanıyor diye ileri taşıyamıyor!

Nasıl yani?

Ucu nereye dokunursa dokunsun BİLE diyemiyoruz kendi memleketimizde? Cumhurbaşkanı olsak dahi…

Size söyleyeyim mi? Anayasa’nın geçici 10. Maddesi var diye, canını ve canın gibi sevdiklerini koruman gerekiyor diye, tertemiz adına lekeler sürmesinler, istenmedik işlere çekilmeyesin diye…

Çünkü işin içinde onlar var ise, hiç kimse sizi koruyamaz… Topun ucuna getirilir öyle bir fırlatılırsınız ki düştüğünüz yerde parçanıza bile rastlanmaz…

***

Memlekette hiçbir iş gerçekten yolunda gitmiyor.

Dosdoğru,sağa sola sapmadan, torpil ve partizanlık kullanmadan, birilerine yalakalanmak zorunda kalmadan, çok kızmadan, üzülmeden, stres yaşamadan tek bir işinizi çözmek mümkün değil. Çok basit bir işiniz rastgele yolunda giderek hallolmuşsa şaşkınlıkla binbir minnet ile getirmeye hazırlanıveriyorsunuz. Oysa asıl olması gereken düzgün bir işleyiş teşekkürü gerektirmez ki…

Herkes işini yapsa işler yolunda gider…

***

Sahi dedikodularla anlatılan, fısıltı gazeteleri ile yayılan ve asla eksik olmayan daha yeni meselelerin dedikodularının yayılması ile üstü örtülen bir yaşam içinde her türlü çirkinliği, basitliği sıradanlaştırdığımız; hakkında en çirkin dedikoduları olanları devletin en üst kademelerine yerleştirdik, onların da diğer şaibelilere makamlarının nimetlerini sunmalarına imkân sağlayıp bunu kanıksadık.

Asla suçlamadık, sorgulamadık!

Sonuç: O halde sanırımnormalde suç sayılanlardan çekinmeye gerek yok.Yasalsızlıklardan da çekinmeye gerek yok.

Balı tutan parmağını yalar mı arkadaş? Evet yalar!

O zaman mesele balı tutabilmek.

Eee…? Ne bekliyorsunuz?

Bala ulaşıncaya kadar kat edeceğiniz her yol mubahtır!

Öyle değil mi?

E acele edin o zaman…

Dr. Çiğdem DÜRÜST