2004 yılında Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme ve AB’ye evet diyen Kıbrıs Türk halkının, bu yöndeki kararlılığı müzakere sürecinde ortaya konan çaba ve AB’ye yönelik artan çalışmalarla devam etmektedir. Güney Kıbrıs’ta Nikos Anastasiadis’in yeni Kıbrıs Rum lideri olarak seçilmesini takiben, müzakerelerin ivedi bir şekilde başlaması için Kıbrıs Türk tarafınca yapılan çağrıların, halen daha cevapsız kalması üzüntü vericidir. Kıbrıs Rum halkının içinde bulunduğu ekonomik kriz, elbette ki Sn. Anastasiadis’in gündemini oldukça meşgul eden istenmeyen bir hadisedir. Ancak daha önce de belirttiğim gibi, Kıbrıs’ta varılacak kapsamlı bir çözüm, adada yaşayan her iki halkın yararına olacak fırsatları da beraberinde getirecek ve AB’nin adada yarım kalan entegrasyon sürecini tamamlayacaktır.
Hükümetimiz, müzakerelere yönelik belirttiği desteğin yanı sıra, bir öncelik olarak belirlediği halkımızın refah seviyesini artırmak gayesiyle, gelecek nesillerimize yasal ve idari yapılarıyla modern bir devlet bırakmak için AB’yi bir kılavuz olarak kullanarak reform çalışmalarına büyük destek vermektedir. Bu bağlamda, Başbakanlık Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezinin eşgüdümünde Bakanlık kurum ve kuruluşlarımız ile AB arasında tesis edilen ortak işbirliği sayesinde, bir dizi AB uyumlu mevzuatın hazırlanmasını ve Meclisimizden onaylanarak yürürlüğe girmesini sağladık. Hükümetten ve ana muhalefet partisinden milletvekillerimizin, daha önce benzerine rastlanmayan bir işbirliği içerisinde Meclisimizdeki AB uyum komitesinde reform nitelikli yasaları oybirliğiyle onaylamaları, AB uyumuna yönelik ortak irademizi ortaya koymaktadır. Aynı milletvekillerimiz, Brüksel’de ve Strazburg’ta AB yetkilileri ile düzenli temaslar kurarak, Kıbrıs Türk halkının AB yönündeki kararlılığını ilgili kesimlere aktarmakta ve bu yönde AB desteğinin devam etmesi için girişimlerde bulunmaktadırlar.
Son zamanlarda AB kurumları içerisinde yaşanan idari değişiklikler nedeniyle, Kıbrıs Türk halkının 2004’teki iradesinin azaldığı görülmektedir. Bu bağlamda, AB kurumlarının pozisyonlarında Kıbrıslı Rumları tatmin etmeye yönelik bazı değişikliklere gitmesi hayal kırıklığı yaratmaktadır. Bu tür yaklaşımlardan uzak durulmalı ve AB’nin üzerine inşa edildiği özgürlükler ve insan hakları bağlamındaki değerlere ters düşen girişimlerden kaçınılmalıdır.
Son olarak, Kıbrıs Türk halkının ortak hedefi Avrupa ailesinin içerisinde yer aldığını yineler, Avrupa Birliğinin de entegrasyon sürecini Kıbrıslı Türk halkı ve Anavatan Türkiye olmadan tamamlayamayacağını vurgulamak isterim. Bizler AB uyum hedefiyle başlattığımız reform çalışmalarını kararlılıkla devam ettireceğiz. Aynı şekilde bu kararlılığımızın AB tarafından görülmesini ve Kıbrıs Rum tarafının da cesaretlendirilerek en kısa zamanda adadaki sorunun çözülmesini temenni ediyorum.
Bu vesileyle başta Kıbrıs Türk halkı olmak üzere tüm Avrupa halklarının 9 Mayıs Avrupa Gününü kutluyorum.
İrsen KÜÇÜK
Başbakan