DENİZ GÜRGÖZE/KIBRIS TİME

Dünyada pek çok arıcının korkulu rüyası olan ve hastalığın yayıldığı ortamda arı kolonisini yok edebilen bir hastalık olan “Yavru Çürüğü” hastalığı, Kıbrıs Türk Arıcılar Birliği Başkanı’nın bilgisi olduğu halde ülkemize getirildiği ileri sürüldü.

Ankara’nın Kazan ilçesinden, Arıcılar bBrliğinin yaklaşık iki ay önce sipariş ederek satın aldığı arılarda “Yavru Çürüğü” hastalığı olduğu ortaya çıktı.

İlk etapta 850 adet ülkeye izinle getirilen arılarda hastalık olduğu ortaya çıkmazken, ikinci teslimat için Ankara’nın Kazan ilçesine giderek arıları almak isteyen Arıcılar Birliği Ana Arı Sorumlusu Fuat Aktaş hastalığın olduğunu fark eder.
Birlik başkanı Kırata Kasapoğlu’na durumu bildirerek hastalıklı olan arıların ülkeye getirilmemesi gerektiğini, bu hastalığın ülkeye taşınması durumunda büyük zarar verecek durumların ortaya çıkacağını aktarsa da, Kasapoğlu arıların hasta olduğunun kimsenin duymaması gerektiği ve arıların ülkeye getirilmesinin gerektiğini söylediği iddia edildi.

Fuat Aktaş'ın açıklamaları şöyle;

“Yaklaşık iki ay önce, Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği, KKAB Başkan’ı Kırata Kasapoğlu, Mali sekreteri Hasan Kozok ve Ana Arı Sorumlusu Fuat Aktaş birliğin üreticilerinin olan 850 adet ana arıyı almak için Ankara Kazan’daki bir işletmeye gittiler. Sağlık sertifikası olan bu ana arıların, tüm izlerini alarak Kıbrıs’a getirdiler ve arıcılara teslim ettiler.

Bir iki hafta sonra arıcıların ana arılardaki sorunları şikayet etmeleri üzerine bir ay sonraki ikinci alıma KKAB’nin ana arı sorumlusu Fuat Aktaş gönderildi. Fuat Aktaş, işletmedeki tüm ruşet kovanları kontrol ederek, KKAB’nin alacağı 900 adet ana arıyı seçmeye başladı. İlk 150 ana arı seçildiğinde tam
dört kovanda yavru çürüklüğü hastalığı tespit etti ve geriye kalan 750 ana arıyı seçmeyi durdurarak, birlik başkanı Kırata Kasapoğlu’nu arayarak, ‘başkanım 150 adet ana arıda dört ruşat kovanda yavru çürüklüğü tespit ettim, bu ana arılar hastalıklı ve çok tehlikeli almayalım. Adaya hastalığı taşırız sonra’ diyerek uyardı.

KKAB başkanı Kırata Kasapoğlu ise, ana arı sorumlusu Fuat Aktaş’a ‘Fuat, ana arıları almak zorundayız.’ Diyerek, Arıcıların arılarını böldüğünü ve ana arıları beklediğini söyler ve ‘bu saatten sonra yapacak başka bir şeyim yok’ diyerek Fuat’a, ‘sen bir hastalık görmedin, kimseye bir şey bahsetme, ana arıları al ve gel’ talimatını verir ve telefonu kapatır. Fuat Aktaş ise bu talimattan sonra geriye kalan 750 ana arıyı seçmek üzere arılığa döner. Aktaş, iki günde KKAB’nin 900 adet ana arısını seçerek görevini tamamlar ve yeniden KKAB başkanı Kırata Kasapoğlu’nu arar ve şöyle der; ‘başkanım bu ana arıların adaya girmesi çok tehlikeli, bu arılıkta yavru çürüklüğü var. Ana arıları almadan geliyorum’ der. Bunun üzerine Kasapoğlu ise Aktaş’a cevap olarak ‘Fuat sesini kes, bir hastalık görmedin. Ana arıların izinlerini aldık arıları al ve gel’ talimatını verir.

Fuat Aktaş ise bunun üzerine ana arıları alarak Kıbrıs’a getirir ve KKAB’de sağlık sertifikalı olan ana arılar, hastalıklı olunduğu bilinmesine rağmen arıcıların satışına sunulur. İçi rahat etmeyen KKAB Ana Arı Sorumlusu Fuat Aktaş, bu tehlikenin var olduğunu hemen hemen bütün arıcıları arayarak bilgi verir. Aktaş, sözlerine şöyle son verir; ‘Bütün bu olumsuzlukları enselemeye çok çalıştım. Ama maalesef KKAB Başkanı Kırata Kasapoğlu’nu ikna edemedim. Çok üzgünüm benim. Elimden bir şey gelmezdi. Ben aldığım talimatı yerine getirdim’ ifadelerini kullanarak, birlik üyelerinden özür diledi.


Yavru Çürüklüğü hastalığı nedir?
Yavru hastalıklarından olan bu hastalığın etmeni Paenibacillus larvae adlı bir bakteridir. Değişik çevre şartlarında uzun bir yaşam süresi olan sporları besleme görevi yapan bakıcı arılar tarafından larvaya bulaştırılır. Hastalığın yayılmasını sağlayan sporlar kovanın herhangi bir yerinde, peteklerde, bal ve balmumunda veya herhangi bir ortamda 35-60 yıl canlı kalıp bu süre sonunda bile hastalık oluşturabilirler. Bu nedenle bu hastalığa karşı gerekli hassasiyetin gösterilmesi ülkemiz arıcılığının geleceği yönünden hayati önem taşımaktadır.

Amerikan yavru çürüklüğü görüldüğünde veya şüpheli durumlarda Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nın İl ve İlçe Müdürlüklerine veya Ankara Etlik ve İzmir Bornova’da bulunan Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine ya da Ek.1′de adresleri verilen arıcılık konusunda uzmanlaşmış kurumlardan birine başvurularak teknik yardım istenmelidir. Ayrıca, bu hastalığın ihbar edilmesi kanuni bir zorunluluktur. Hastalıklı kolonilerin nakilleri de yasaktır. Arıcı her şeyden önce kendi geleceği için bu kurallara uymalıdır.

Hastalığın Belirtileri
Yavrulu petekler incelendiğinde öncelikle düzensiz yavru görünümü dikkat çeker. Kapalı yavrulu hücreler arasına dağılmış düzensiz açık yavru ya da boş hücreler gözlenebilir. Dışbükey görünümünde olması gereken kapalı yavru hücreleri içe çökmüş, çukurumsu görüntü sergiler ve üzerleri deliktir. Hastalıklı yavru beyazdan sarıya daha sonra da kahverengine dönüşür, bir çöple dışa çekildiğinde iplik şeklinde uzar ve tutkal gibi kokar. Çürüyerek ölmüş yavrunun kalıntısı hücre yan duvarı ve tabanına yapıştığından arılarca temizlenmesi zordur.

Mücadelesi
Bu hastalıkla en kesin ve en etkili mücadele yöntemi, hastalıklı kolonilerin tümüyle yakılarak yok edilmesidir. Böylece, hastalığın diğer kolonilere bulaşması önlenmiş olur. Bazı ülkelerde hastalıklı kolonilerin yakılması yasal bir zorunluluktur. Bakteri sporları antibiyotiklerle öldürülemediği için hastalıkla mücadelede antibiyotik uygulamasının fazla bir yararı olmaz. Antibiyotik uygulaması hastalığı baskı altına alabilir ancak uygulamadan vazgeçildiği anda hastalık tekrar görülür. Daha önemlisi, bu tür koloniler arılıktaki diğer sağlıklı koloniler ve bölge için sürekli hastalık kaynağı olurlar. Arıları ve petekleri yakılmış koloninin, boş kovanı ve kovan kapağı pürümüzle en ince detaylarına kadar yakılıp 40 lt suya 400 gr sodyum hidroksit katılarak elde edilen sıvı ile yıkandıktan sonra tekrar kullanılabilir. Diğer alet ve ekipmanlar da bu sıvı ile yıkanmalıdır.

Hastalıktan uzak kalmak için arı satın almalarda ve temel petek kullanımında dikkatli olunmalıdır. Temel petek kullanırken temel peteğin hiçbir zaman hastalık geçirmemiş kolonilerden elde edilmiş balmumundan üretilmiş olmasına özen gösterilmelidir. Temel petek mutlaka sterilize edilmiş balmumundan üretilmiş olmalıdır. Hükümlerine uyulması zorunlu olan “Arıcılık Yönetmeliği”ne göre de temel petek yapımında kullanılacak balmumu 110 oC’da 12 saat süre ile sterilize edilmelidir.