Ahlaksızlar buldukları boşluklardan faydalanmayı severler. Dahası bununla ilgili fayda sağlayacakları bir şeyler olursa çok da keyif alırlar.

Çünkü toplum geneline faydası olmayıp bireysel çıkarlar ya da zümresel çıkarlar sağlayacak hamleleri, hele de birilerine zarar verecek şekilde kullanmak ahlaksızlıktır.

İşte Başbakan Tatar’ın da başına tıpkı böyle bir şey geldi.

Başbakan telefonu kaldırdı. Belli ki sizli bizli konuştuğu çok da samimi olmayan birisi ile bir telefon görüşmesi yapma ihtiyacı duymuş.O kadın da kendisini videoya çektirerek videonun yayılmasına neden olmuş.

Zamanında Talat -Erçakıca konuşması da buna benzer bir ahlaksızlıktı.

Rahmetli İrsen Küçük zamanında, Kamu Hizmeti Komisyonu’ndaki imza sahteleme vakası da ahlaksızlıktı.

Bizim tarihsel derinliklerimizde bu türden dalavereli işlerden çok bulursunuz.

Hem biliyor musunuz?Hep dediğim gibi: Kıbrıs adasının birilerinin hükümdarlıklarına giripçıkmasından, yerli halkla yeni getirilenlerin uzlaşacağına kadar geçen zaman içerisinde yaşanan ayrımcılıklar işte tam da bu nedenle bizleri bu türden ahlaksızlıklara genetik olarak da hazırladı galiba.

Yok biz Kıbrıslılar ahlaksızız demiyorum elbette.

Lakin biliyorsunuz balık baştan kokar diye de bir laf vardır.

***

Azımsamayın!

Zannetmeyin ki pandemi nedeniyle birbirimize kenetlendik de her şey gayet düzgün ve ahlaklı gidiyor.

Şu geçen 50-60 gün içerisinde ne kabine pazarlıkları yaşandı, ne pazarlıklar yapıldı bilseniz. Hatta kulislerde dolaşan UBP’yi dışarıda bırakmaya hazırlanan ne tasarılar dönüyor bazı partiler arasında…

***

İşte Tatar’ın da başına gelenler de böyle bir şey!

Tatar gerek kumarhaneler, gerekse de RTÜK tarafından yasaklanmış olan bir kanalla ilgili olarak söylemek istediklerini bu vesile ile çeşitli kanallara duyurdu diyenler de olabilir. Bir yandan da Tatar’ın kökünü kazıyarak onu siyaset sahnesinden çekmeye çalışanların bir oyunu da olabilir bu.

Lakin şu videoyu çok dikkatle izledim: Daha “Merhaba” der demez kumarhaneler ile ilgili, bir oteller zinciri ile ilgili, o zincirin sahipleri ile ilgili, hatta Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili şikayetvari ya da anlaşılmakta güçlük çekiliyor olduğu görüntüsü yaratan bir konuşma gerçekleşti.

Dahası kadın yüzündeki hafif alaycı ifade ile anlaşılmayan noktaları derinleştirip başbakanı konuşturmaya çalışır bir edada konuşmasını sürdürüyor videoda.

Başbakan Tatar neden bu kişiyle izahat veren bir konuşma yapma gereği duydu?

Neden şikayetçi tavrını bu kadına bu şekilde iletti?

Bu kadına bunları iletiyor olması ona veya bize ne kazandıracaktı.

Neden Tatar Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bu kadını aradı?

Neden bu kadınla böyle bir konuşma yaptı?

***

Her ne olursa olsun, Başbakan, bir başbakan olduğunu unutmuş olduğu bir anda ne acıdır ki böyle gereksiz bir görüşme yaparak, toplum gözündeki pozisyonunun tartışılır, siyasi gücü için ya da başka bir sebeple ne idüğü belirsiz kimselerden medet umar bir görüntü yarattı.

İster tuzak densin, isterse de safça bir sohbet!

Ne olursa olsun, Başbakan olarak neyi, ne zaman ve nasıl söyleyeceğini planlamakta acizlik yaşanıyorsa orada ciddi bir saygınlık kaybı olur. Hele ki de kendi yurttaşı olan, kendi yurdunda köşe yazarlığı yapan kişilerin görüşme ve doğru bilgiye erişme hususundaki taleplerini geri çevirirken.

Hatırlayacaksınız: Sizlerle de paylaşmıştım şu İngiltere’den gelen çocuklarımızın yerleştirileceği yurt ile ilgili yaşanan krizde, kendisine ulaşmaya çalışmış, bilgiyi doğru kaynaklardan sizlerle tartışmayı planlamıştım. Ne yazık ki Sayın Başbakan böyle bir bilgi paylaşımını Kıbrıslı bir köşe yazarı ile yapmıyor, lakin TC’den kendisine böyle bir tuzak kuracak kişilerle gayet samimi dertleşebiliyor.

Ne ala…

Demek ki Başbakan olmak belli kararları doğru verebilmek, çevresinde bulunduracağı kimseleri iyi belirleyebilmeyi de gerektiren bir makamdır.

Hatta liderlik bununla başlayan bir süreçtir de denilebilir.

***

O halde mağduriyetleri bazen kendisi yaratır kişiler. Bu da sonuçlarına katlanmayı gerektirir. Tıpkı videoyu gönderme ahlaksızlığını yapan kadının ve Kıbrıs’taki arkadaşlarının yaptığı gibi…

İyi de vakti zamanında Talat’a yapılan, sonra Cumhurbaşkanı imzasını sahteleyenlerin başına ne gelmişti?

Demek ki, heyecanlanmayın buralarda ahlaksızlık hala iş görüyor besbelli…

Dr. Çiğdem DÜRÜST