Turizmde iddialı isen ne yaparsın?

Temiz, pırıl, pırıl olursun.

Belediye turizmin bilincinde olur.

Devlet, icraatını turizm bazlı gerçekleştirir.

Halk, turiste kabalık değil nezaket gösterir.

Esnaf, turisti kazıklamaz.

Yollar, caddeler aydınlık olur.

Taşımacılık kusursuz olur.

Bunlar, olması gerekenin bir kısmı elbette.

*****

KKTC, yıllardır turizm adasıyım der.

Verilen teşviğin haddi hesabı yok.

Dağıtılan araziler ha keza.

Ama hade turizm adasına uzanalım şöyle bir.

Yollar sokaklar pislik içinde.

Her taraf karanlık.

Boyasız, köhne binalar.

Markalaşmış tek cadde yok.

Kuzey Kıbrıs bile markalaşabilmiş değil.

Ve en önemlisi Devlet turizme destek değil, köstek.

*****

1987’yi baz alırsak turizm miladı için.

Yani Eroğlu’nun Turizm Endüstrisi Teşvik Yasası’nı çıkardığı yıl.

O günden bugüne tam 35 yıl geçti.

Ne eski eserlere, eski eser gibi davranıldı.

Ne de yatırımcıya hakettiği değer verildi.

N ede Turizme Devlet anlayışı getirildi.

Sonuçta ne halk turizmi sevdi.

Ne Devlet.

Ne de Belediyeler.

Yani?

Yani KKTC Turizm Adası olmadı, olamadı.

Ve OLAMAYACAK.

*****

Bu yüzden pılımızı, pırtımızı turizmden toplayalım.

Türkiye’den ithalata tam gaz.

Zaten en becerdiğimiz şey bayi olmak.

Yoksa biz kim, hizmet üretmek kim.

Hele ki turizm hizmeti.

Bu yüzden herkes kıssın sesini otursun.

Çünkü beceremedik.

Çünkü başaramadık.

Çünkü istemedik.