Dernekten yapılan açıklamaya göre, bugün gerçekleştirilen genel kurulda yönetim belirlendi. Yönetim Kurulu, Celal Bayar, Erdoğan Balcılar, Çetin Serez, Yılmaz Hakverdi, İsmet Evcil, Derviş Coşkuner, Ertan Alp, Erden Özada, Soner Çuvalcıoğlu, Mehmet Odabaşı, Ali Çınar, Yaşar Tevfikler, Reşat Sertuğ, Soner Sönmez, Tevfik Göztaşı, Hüdaverdi Durusoy, Taner Çuvalcıoğlu, Orhan Aydeniz ve Cemal Sezener’den oluştu.

Yüksek Onur Kurulu’na, Özer Kutbittin, Metin Aybars, Ünal Bektaşi, Tuncay Apakgün, Özel Kasaboğlu; Yüksek Denetleme Kurulu’na ise Veli Taşkıran, Vedat Yalçın, Mehmet Güçlü, Mustafa Balcıoğlu ve Ali Akgüç girdi.

KIBRIS KONUSUYLA İLGİLİ KARAR

Kıbrıs TM Müzahitler Derneği genel kurulunda ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni her bakımdan güçlendirecek, geleceğini güvence altına alacak adımların derhal atılıp, tek kalıcı çözümün devletin içte ve dışta yaşatmak olduğu” yönünde karar alındı.

Alınan karar aynen şöyle:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anavatanımız Türkiye ile birlikte ortaya koyduğu iyi niyetli tüm çabalara nüfus, mülkiyet ve toprak konularında taviz verilmesine rağmen, Kıbrıs’ın yeniden eşitlik, iki bölgelilik ve iki Kurucu Devlet’in oluşturacağı bir federasyon çatısı altında birleştirilmesinin mümkün olmadığı görülmüştür...

Rum tarafının Yunanistan’la birlikte son günlerde ortaya koyduğu olumsuz tavır ve söylemler, Kıbrıslı Türklerle eşit şartlarda bir çözüm konusunda hiçbir olumlu unsur içermemektedir...

Bilakis, Kıbrıs Türklerinin eşitliği, alınacak kararlara etkin katılımı, güvenliği, dönüşümlü başkanlık, dört özgürlük ve birincil hukuk konularında Rum tarafının katı tutumu devam etmektedir.

AB’nin haksız desteğini arkasına alan Rumlar, kendilerini Kıbrıs’ın tek sahibi olarak görmekte, bir yandan tek yanlı kararlarla Petrol arama faaliyetlerini yürütmeğe ısrarla devam ederken, bir yandan da askeri ittifaklar oluşturmakta ve aşırı bir şekilde silahlanmaktadırlar... Sn. Anastasiadis’in yapılan son toplantıda, harita ve garantiler konusunun beşli konferansta görüşüleceği konusunda varılan mutabakata rağmen, Beşli konferansın toplanmasına bir şart olarak ileri sürmesi muhataplarımızın ne kadar gayrı ciddi ve güvenilemez olduğunun bir kanıtıdır.

Bütün gayeleri, Kıbrıs Türklerini Türkiye’nin askeri güvencesinden yoksun bırakmak ve asla vazgeçmedikleri ENOSİS hayallerini gerçekleştirebilecekleri zemini hazırlamaktır...

Bütün açıklığıyla ortada olan, kabulü mümkün olmayan bu gerçekler karşısında, Türk tarafının çaresiz olmadığının gösterilmesi zamanı çoktan gelmiştir…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni her bakımdan güçlendirecek, geleceğini güvence altına alacak adımlar derhal atılmalıdır.

Kıbrıs Türklerini görüşme masasına hapsetmeye kimsenin hakkı olmadığını vurgular, Türk Vatanı Ada’mızın barış için bölündüğü buna     sebep olanın da Rum tarafı olduğu, tek kalıcı çözümün Devletimizi içte ve dışta yaşatmak olduğu gerçeğidir."

BORA’NIN KONUŞMASI

Yılmaz Bora, Kıbrıs Türkü’nün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla yankılanan gür sesinden güç ve ilham alarak mücadeleyi sürdürdüğünü kaydetti.

Milli eğitim önemine vurgu yapan Bora, şöyle devam etti:

“Dostluklar ileri sürülerek sık sık ülkemizde ortak etkinlikler devam ettirilmektedir. Bu etkinliklerin tek amacı sanki Rumlarla Türkler arasında hiçbir şey olmamış gibi telkinler yapılmaktadır. Dostluklar ancak birbirine saygı duyan ve birbirine güvenen toplumlar ve uluslar arasında yapılabilir”

Bora, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Ansatasiadis’in müzakerelerdeki duruşunu da eleştirerek, “Bu zihniyete sahip bir tarafla Kıbrıs’ta kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşılabilir mi? Karar suretimizde de belirtildiği gibi görüşme masalarına bizi hapsetmek isteyen ve iki kez bize soykırım uygulayan ve üçüncü soykırım için her türlü çabayı göze alan Rum tarafıyla bir çözüme ulaşmak asla mümkün değildir” ifadesini kullandı.

Editör: TE Bilisim