BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Beşli Konferans’ın anlaşma olmadan sona erdiği açıklamasını yaptığı 7 Temmuz 2017’den bu yana teması olmayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Lider Nikos Anastasiadis 9.5 ayın ardından yarın akşam ilk defa bir araya geliyor.

İki liderin buluşması yarın saat 19.00’da ara bölgede, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın ara bölgedeki resmi ikametgahında yer alacak. Anastasiadis'in Şubat 2018'de seçimi kazanması ve ikinci dönemine başlamasının ardından gerçekleşecek bu ilk buluşmanın bulunduğu yere, basın alınmayacak. 

Konuya ilişkin çeşitli açıklamalarında, yemeğin bir durum değerlendirme toplantısı olacağını, tarafların birbirini dinlediği ve kendini anlatacağı bir görüşme olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, görüşmenin, müzakerelerin başladığı anlamına gelmediği ve başlayacak olsa bile sürecin Crans Montana’da kaldığı noktadan aynen devam etmeyeceğine işaret ediyor.

2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bir yıla yakın kesintiye uğrayan müzakereler, Akıncı’nın seçilmesinin hemen sonrasında başlamış ve yoğun bir sürecin ardından önce Cenevre’de başlayan, sonra Crans Montana’da devam eden Kıbrıs sorununun iki kurucu devlet temelinde federal bir çözümle sonlandırılmasını hedefleyen ve garantörlerin de katıldığı 5’li konferansın sonuçsuz kapanmasıyla kopmuştu.

11 ŞUBAT 2014 MUTABAKATI ESAS ALINARAK MÜZAKERELERE BAŞLANDI

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, yıllar içerisinde ortaya çıkmış BM parametreleri ve 11 Şubat 2014 mutabakatını esas alarak sürdürdükleri müzakerelere önce eski liderler Talat-Hristofyas, Hristofyas-Eroğlu ve Eroğlu-Anastasiadis dönemlerinde yapılan çalışmalarla ortaya çıkan yakınlaşmaların üzerinden geçti ve literatüre A-A belgeleri olarak geçen uzlaşma kağıtları hazırlandı.

Bir yandan liderler arasında, diğer yandan müzakereciler ve müzakere ekipleri tarafından yeni yakınlaşma sağlanması için yoğun görüşme sürecine giren taraflar, Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığıyla başlayıp, federal anayasanın yazımı kararı aldı ancak Rum tarafının hukukçuları belirlememesinden dolayı bu karar hayata geçirilemedi.

2016 yılında oldukça yoğun geçen ve “verimli” diye nitelendirilen Kıbrıs müzakere süreci, Rum liderin yaklaşımlarının değişerek, varılan uzlaşıları yeniden tartışmaya açmaya yönelik girişimleri nedeniyle ivme kaybetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, çözüm için zamanın daraldığına işaret etmesine rağmen Kıbrıs Rum tarafının uzlaşılmış konuları yeniden tartışmaya açma çabaları, müzakere sürecini yavaşlattı.

AKINCI’DAN MÜZAKERELERİ KIBRIS DIŞINA ÇIKARMA ÖNERİSİ

Müzakerelerin kendi kendini tekrar eden bir sürece dönüştüğü, hatta geriye doğru gidebileceği tespitinde bulunan Akıncı, çıkış yolunun, müzakereleri Kıbrıs dışına taşıyarak, uluslararası ilginin artırılmasını sağlamak olarak ortaya koyarken, karşı taraf bu yaklaşıma ilk etapta sıcak bakmadı.

Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs Konferansı fikrinin kabulünü sağlamak için Eylül 2016’da New York’ta BM Genel Sekreteri ile liderler arasında yapılacak görüşme öncesinde Lefkoşa’da Garanti ve Güvenlik konusunun değerlendirileceği bir toplantı yapma girişimi başarılı oldu ve ilk kez Güvenlik ve Garantilerle ilgili Lefkoşa’da bir fikir egzersizi yapıldı.

GÜVEN BUNALIMI DERİNLEŞTİ

İki lider arasındaki güven bunalımı, ilk görüşmelerde uzlaşılan “Güven Yaratıcı Önlemler”in hayata geçirilememesiyle iyice derinleşirken, ne telefon, ne elektrik ne de yeni kapıların açılması noktasında ileri adım atılabildi. 

Elektrik ve iletişim alanındaki işbirliği ve yeni ortamın yaratılması için tüm teknik hazırlıkların tamamlanmasının ardından, Rum Lider Anastasiadis’in “mevzuatımızda işbirliği için engeller var” gerekçesi, Kıbrıs Türk tarafında hayal kırıklığı yarattı.

Güney Kıbrıs’ta Türk araçlarına karşı sık sık yaşanan saldırılara rağmen, ciddi seviyede adli bir adım atılmaması da güvensizliği artırdı.

NEW YORK’TAKİ KRİZİN ARDINDAN MONT PELERİN ZİRVESİ

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sürecin yurt dışına taşınması noktasındaki ısrarını en sonunda Rum Lider Nikos Anastasiadis’e kabul ettirdi ve liderler, garantörlerin de yer alacağı “Beşli Konferans” konusunda uzlaştı.

Liderler, planlandığı gibi New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile bir araya geldi. Ancak Rum lider, vardıkları mutabakatı bir yana bırakıp, Akıncı’nın daha önce hiç görmediği bir “manifestoyla” geldi. Anastasiadis’in, beşli konferans konusunda BM Genel Sekreteri’nin çağrı yapmasını talep etme mutabakatından vazgeçtiği ancak bunun Akıncı ile paylaşmadığı ortaya çıktı.

Kıbrıs Türk tarafının, Mont Pelerin için hazırlıklar yapılırken, iki liderin bir masada 5 temel başlığı, bir diğer masada da Türkiye ve Yunanistan’ın Güvenlik-Garanti başlığını görüşmeye başlaması önerisi Rum tarafı ile Yunanistan tarafından reddedildi.

Mont Pelerin’de 7 Kasım 2016’da başlayan liderler zirvesinde hedef, tarafların toprak kriterlerinde yakınlaşma ve bir oran konusunda uzlaşma sağlamasının yanı sıra karşılıklı hazırladıkları haritaları bir birlerine göstermesi, bunun sonucunda da beşli konferansın tarihini açıklamaktı.

RUM TARAFINDAN ÖN KOŞUL

İsviçre’de Kıbrıs Türk tarafının inisiyatif alarak, toprak konusunda yüzde 29.2 oranını masaya koyması, hazırlıklı olmayan Rum tarafının ara talep etmesine neden oldu. Rum liderin konferans tarihi konusunda istişarelerde bulunmak üzere istediği arayı, Yunanistan ile birlikte garantiler konusunda masaya ön koşul getirmek için kullandığı ortaya çıktı.

Anastasiadis’in Atina’daki görüşmeler sonrasında yapılan açıklamalarda, Rum-Yunan tarafının, garantilerin kalkacağı güvencesi verilmeden beşli konferans için tarih verilmesine karşı oldukları duyuruldu.Mont Pelerin’de ara verilirken, toprak konusundaki kriterde yeterli yakınlaşma sağlanmış, haritaların karşılıklı olarak görülmesi ile birlikte garantörlerin de katılacağı beşli konferansın tarihinin kararlaştırılması aşamasına gelinmişti.

Rum tarafının, görüşmelerdeki modaliteleri değiştirmek anlamına gelen ön koşul ısrarından dolayı 20 Kasım’da Mont Pelerin’de başlayan ikinci aşama görüşmeler de tıkandı ve süreç çöktü.

Liderler daha sonra BM’nin girişimiyle 1 Aralık 2016 gecesi yemekte buluşarak, garantörlerin de katılacağı beşli konferansın 9-12 Ocak 2017 tarihleri arasında Cenevre’de yapılmasını kararlaştırdı.

KIBRIS KONFERANSI’NDA İLK KEZ HARİTA SUNULDU

İki kurucu devlete ve iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federal çözüm hedefli müzakerelerde bugüne kadar ele alınmayan toprak ve güvenlik-garantiler başlıkları, Ocak 2017’de Cenevre’de yapılan Kıbrıs Konferansı’nda genel hatlarıyla ilk kez konuşuldu ve diğer konularla ilintili biçimde ele alındı.

Zirvenin ilk üç gününde taraflar açıkta kalan konularla, toprak konusunda müzakere yaptıktan sonra ilke defa karşılıklı harita önerisinde bulundu ve bu haritalar BM’ye sunuldu. Ancak taraflarla 3 garantörü bir araya getiren konferansa, Yunanistan’ın “biz hazırlık yapmadan geldik, ara talep ediyoruz” gerekçesi yüzünden başladıktan kısa bir süre sonra ara verildi.

ENOSİS PLEBİSİTİ İLE İLGİLİ YASA KRİZİNİN ARDINDAN YENİ ÖN KOŞULLAR

Konferansa ara verilmesine rağmen Mont Pelerin’de “Güvenlikle, Garantiler” konusunda teknik bir toplantı yapıldı ve konunun nasıl ele alınacağıyla ilgili bir rehber ortaya çıkarıldı.

Liderler, konferansın sonuç bildirgesinde öngörüldüğü şekilde, Lefkoşa’da ilk dört konu başlığında ilerleme sağlanması çalışması yapamadı çünkü Rum Meclisi’nden geçirilen Enosis Plebisiti ile ilgili yasal düzenleme konusu, sürecin yine krize ve belirsizliğe sürüklenmesine neden oldu.

Enosis krizinin aşılmasının ardından bu kez Rum lider yeni ön koşullarla süreci zora soktu. Rum lider, konferansın devamı için, “Önce toprak konusu konuşularak harita üzerinde her şey halledilecek, ardından güvenlik ve garanti başlığı konuşularak uzlaşılıp bitirilecek ve ancak ondan sonra sıra siyasi eşitlik, yönetim ve güç paylaşımı, mülkiyet, ekonomi ve Avrupa Birliği başlıklarında askıda bekleyen konulara gelebilecek” koşulunu öne sürdü.

Rum lider daha sonra BM tarafından hazırlanan ve tarafların pozisyonlarının yer aldığı kılavuz niteliğindeki belgenin bir ön anlaşma olacağı algısı yaratıp, bu belgenin yok hükmünde olduğu resmen duyurulmazsa, konferansa katılmayacağını açıkladı.

VE CRANS MONTANA...

Yaşanan bütün gerilim ve tartışmaların ardından 28 Haziran’da İsviçre’nin dağ kasabası Crans Montana’da Beşli Konferans başladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, taraflarla garantörlerin yeniden bir araya geldiği konferansta ortaya bir çerçeve koydu ve taraflardan bu çerçeve içine girecek şekilde önerilerini gözden geçirip yeni yakınlaşmalar sağlamalarını ve ortaya bir çerçeve anlaşması çıkarmalarını istedi.

Türk tarafı, BM Genel Sekreteri ayrılana kadar yapıcı ve uzlaşmacı bir tutum ortaya koyan Rum liderin, uzlaşmaz tutum sergilemesi üzerine, süreçteki tıkanıklığın aşılması için Guterres’in yeniden Crans Montana’ya gelmesi için çağrı yaptı. Guterres, bu çağrılar sonrasında yeniden Crans Montana’ya geldi ancak süreç, uzun bir gecenin ardından başarısızlıkla sonlandı.

BM Genel Sekreteri’nin oluşturduğu çerçevede, dönüşümlü başkanlık ve 2’ye 1 oranını net bir şekilde yazmasına karşın, Kıbrıs Rum tarafı dönüşümlü başkanlık konusunun “prensip olarak bile söz konusu olamayacağı”nı savundu ve dönüşümlü başkanlığı tek oy pusulası şartına bağladı.
Rum lider, Güvenlik ve Garanti başlığında da “sıfır asker sıfır garanti” katı tutumunu sürdürürken, Cumhurbaşkanı Akıncı “bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit algısı yaratmamalı” prensibiyle hareket ederek Guterres çerçevesinin içinde kaldı.

BM’nin Kıbrıs Rum tarafının çerçeve içine girmesi için yürüttüğü yoğun girişimler, Rum liderin “tıkanıklığı aşmak için yeni bir öneri sunuyoruz” açıklamasıyla umut yaratsa da, Rum lider, “yeni” dediği “açılımla” çerçeve içine girmeme ısrarını devam ettirdi. Ayrıca, “Kıbrıs Türk tarafı çerçeve dışındadır” iddiasını da sürdürdü. BM Genel Sekreteri’nin açıklama ve raporlarında Rum tarafının, Türk tarafıyla ilgili suçlayıcı iddialarını doğrulayan bir unsur yer almadı. 

Editör: TE Bilisim