altında yapılan göstermelik toplantıların, tamamen sahte bir rolden ibaret olduğu bütün çıplaklığı
ile ortaya çıkmıştır. Çünkü, değişiklik diye takdim edilen, ayağı yere basmaz önerilerin hiçbiri, bir
tek kişi tarafından bile kabul görmemiştir. Değişiklik önerilerine, öyle böyle değil, teknik meslek
odaları, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve halktan katılanların tamamı hayır
demiştir. “Siz ne derseniz deyin” yaklaşımları ile halkla alay edilen toplantılarda, Halkın verdiği
mesaj çok netti. Ama bizlerin fikirleri yok sayıldı. Tam da “Girne İmar Planı”nın tamamlanmasına
birkaç ay kala... Hem de “Anayasa”ya, “Ülkesel Fizik Plan”a, “İmar Yasası”na ve “Turizm
Gelişim Yasası”na da açıkça aykırı olmasına rağmen.
Turizmde başarı, binaları çoğaltmakla olmaz... Şu anda yılda en az 7 milyon turisti
ağırlayabilecek yatak kapasitemiz bulunduğu halde, “Yatırıma ihtiyacımız var!” deyip de halkı
uyutmaya çalışarak, kıyıların yağmalanmasına çanak tutan “Turizm Yatırımı Histerisi”nin
altında aslında neler olduğunu aklıselim birileri çıkıp bize anlatmalıdır. Güney Kıbrıs, bu rakamın
üçte birini bulduğunda takla atmaktadır. Güzelim ülkemizin, orta malı gibi kullanılarak, hiçbir
ekonomik akla sığmayan, elimizde son kalan yaşam alanlarını da berbat eden vahşi
yaklaşımlarla alınmış kararlarla yağmalanmasına daha fazla tahammülü kalmamıştır.
On yıllardır üzerinde sayısız bilim insanının emek koyarak, siyasilerin yozlaştırma ve
delme çabalarına rağmen ortaya çıkarılan “Turizm Gelişim Yasası”nı yok sayan Bilim
tanımaz, hesap bilmez politikacıların halkı ahmak yerine koyması kabul edilemezdir. Girne’nin betonların altında nasıl bir karanlığa gittiği gözler önündedir. Yönetimde, yasa dışı
gelişmelerin dayatmasına boyun eğecek zaafiyetler yaşanıyorsa, buna artık dur denmelidir. Bunu yapanların, ülkemize daha fazla zarar vermeden oraları terketmeleri daha erdemli bir
davranış olacaktır. Hiç kuşkusuz, ülkemizin insanlarının yaşamını tehdit eden, her türlü
sosyal bozulmayı da birlikte davet eden kumarhaneler uğruna, görüşleri hiçe sayayılan ve
her türlü değerleri elinden alınan halk da bunu yapanları hiçe sayacaktır. Yeşil Barış Hareketi olarak, ülkesini seven, yurduna sahip çıkan duyarlı halkımızı, bu suçu
işleyenleri izleyip, bu yağmaya çanak tutanlardan hesap sormaya çağrıyoruz.
Sayıglarımızla,
Yeşil Barış Hareketi Yönetim Kurulu
Editör: TE Bilisim