Kudret Özersay, Türkiye’de “Gezi Parkı” eylemleri ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Özersay, şöyle dedi:


“Toparlanıyoruz Hareketi olarak sivil ve barışçıl eylemlerin demokratik toplumun bir gereği olduğuna, medya tarafından saklanmaması gerektiğine ve siyasal iktidarlar tarafından küçümsenmeden, hak ettiği gibi dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. Sağlıklı bir demokrasi için Halkın hareketlenmesi, şiddete başvurmadan sivil ve barışçıl eylemlerle sesini yükseltmesi son derece iyi ve sağlıklı bir şeydir.”

Türkiye’de yaşananların herkes gibi kendilerini de çok üzdüğünü ve kaygılandırdığını belirten Özersay şöyle konuştu:
“Eylemler sırasında çekilen acıyı, insanların dışlanmışlık duygusuyla verdiği tepkiyi ve orantısız güç nedeniyle karşı karşıya kalınan muameleyi düşündükçe gece uyku dahi uyumadık. Şimdi bu durumun önemli ölçüde yatışmaya başlaması ama diğer yandan da sağlıklı bir demokrasi kültürünün gelişmesi için yeni bir tartışmanın başlaması içimize su serpiyor.

Artık sanırım herkes yaşanan bu sorunların kaynağının çevreye yönelik bir hassasiyete, hatta polis tarafından kullanılan orantısız güce indirgenemeyeceğini anladı. Toparlanıyoruz Hareketi bu olayların yaşanmaya başladığı ilk gün bu konuda yaptığı açıklamada sorunların kaynağı olarak gördüğü genel anlamda demokrasi ve yönetim anlayışındaki sıkıntıya işaret etmişti. Geçen sürede yapılan yorumlar bunun doğruluğunu ortaya çıkarmıştır. Sağlıklı çoğulcu demokrasi sadece siyasi partilerden ve seçimden ibaret bir şey olarak görülemez, görülmemelidir.
Taksim’de ve daha sonra Türkiye’nin her yerinde yaşananlar sağlıklı demokrasi için sadece sandığın yeterli olamayacağını doğruluyor. Çoğulcu demokrasi için, sivil toplum kanalıyla Halkın sizi seçmeyen kesimlerinin görüş ve hassasiyetlerinin de dikkate alındığı süreçlere ihtiyaç vardır.

Bu konuda Türkiye’de siyasal iktidar tarafından kullanılan dilin ve söylemin kucaklayıcı olmaktan çok “ötekileştirici” bir sonuç doğurduğunu bu olaylar ortaya çıkarmıştır. Siyasal iktidarın “Biz/Siz” gibi kavramlar üzerinden “ötekileştiren”, dışlayıcı bir dil ve insan haklarını ihlal eder şekilde orantısız güç kullanması gibi, eylemlerde şiddetin ya da tahrik edici küfrün kullanılması da yanlış ve tehlikelidir.
Tüm bu olup bitenlerden sonra belirli bir siyasi partiyi seçim sürecinde desteklememiş olsa dahi bu partinin iktidara geldiğinde herkesin hükümeti olduğunu yurttaşlara hissettirmesi gerekir.

Türkiye’de yaşanan olaylar evet çok üzücüdür ancak aynı zamanda çoğulcu demokrasinin daha doğru anlaşılması ve siyasal iktidarın sadece muhalefet partilerince değil ama onlardan çok daha etkili şekilde sivil toplum örgütleri ve geniş halk kesimlerince denetlenmesi sürecini başlatabilir.

Yani tüm bu olaylardan hem siyasal iktidar hem de muhalefet gerekli dersi çıkararak bu gelişmeleri çoğulcu demokrasinin Türkiye’de doğru okunması ve yerleştirilmesi için bir fırsata dönüştürebilir.”

“YAŞANANLAR TÜRKİYE’DE DEMOKRASİNİN İYİYE GİDİŞİNİ HIZLANDIRACAKTIR”
İnsan haklarını, sivil toplumun talep ve hassasiyetlerini görmezden gelen yönetim anlayışının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Özersay, insanların kendi hayat tarzlarına bir müdahale olarak algıladıkları siyasal iktidar kaynaklı yaklaşımların zaman içerisinde birikmiş bir kızgınlık yarattığını belirtti.

Özersay, Türkiye medyasında uygulanan karartmanın demokrasi açısından tehlikeli bir durum olduğunu anlatarak, insanların bu dönemde sosyal medyayı kullanmaya yönelmesinin çok normal bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Kudret Özersay şöyle devam etti:
“Dünyanın değiştiğini yöneticilerin de görmesi gerekir. Sosyal medya klasik medyadan daha kirli ya da daha manipülatif bilgilerle dolu değildir. Öte yandan ortada açık insan hakkı ihlalleri söz konusu. Polisin kullandığı orantısız gücü biz ilk gün vurgulamış ve bunun kabul edilemez bir şey olduğuna dikkat çekmiştik açıklamamızda. Bugün Türkiye’deki yöneticiler de bunu kabul etmişlerdir.

Bu sürecin bundan sonra nereye evrileceğini kestirmek pek mümkün değil ancak yaşananların Türkiye’de daha iyi yöne gidiş için yararlı bir tartışmayı başlatacağına, herkesin gerekli mesajları sadece sözde değil gerçekten alması durumunda da demokrasi açısından iyiye doğru gidişin bu sivil direniş eylemleriyle hız kazanacağına, hatta halihazırda hızlandığına inanıyorum.

Toparlanıyoruz Hareketi olarak sivil ve barışçıl eylemlerin demokratik toplumun bir gereği olduğuna, medya tarafından saklanmaması gerektiğine ve siyasal iktidarlar tarafından küçümsenmeden, hak ettiği gibi dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. Sağlıklı bir demokrasi için Halkın hareketlenmesi, şiddete başvurmadan sivil ve barışçıl eylemlerle sesini yükseltmesi son derece iyi ve sağlıklı bir şeydir.”
 
Editör: TE Bilisim