Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) olarak, hükümet ortağı bir siyasi partinin üst düzey yöneticisinin “Terör Örgütüne Üyelik” ve “Terör Örgütü Propogandası Yapmak” suçlaması ile gözaltına alınmasını, ülkemizde teröröist unsurların siyasetimizin içine de nüfuz ettiği anlamında okuyor ve bu durumu kınıyoruz.

Yasadışı örgüte ait afişi asmaktan şüpheli olarak mahkeme emri ile evi aranan ve ikametgahında yasadışı örgüte ait birçok yayın ve propoganda malzemesinin yanısıra terörist başının yazmış olduğu kitaplar ve terör örgütü bayraklı materyaller ele geçirilen zanlı hakkında polisimizin yürütmüş olduğu tahkikatı büyük bir dikkatle izlemekteyiz. Tahkikat doğrultusunda aranan ikinci kişinin ise zanlının kızı olduğu ve bugün teslim olduğu bilgisi de tahkikatın derinlemesine çalıştığı yönündeki inanışımızı güçlendirmektedir.

Zanlı hakkında, eldeki deliller ışığında yargımızın en doğru kararı vereceğine inanıyoruz. Bu ve bunun gibi örnekler göstermektedir ki, ülkemizde geniş kapsamlı ve net çerçeveli bir “terör yasası” hazırlanıp bir an önce meclisten geçirilmelidir.

Belirtmek isterim ki; Meseleyi “kitap” dercesine indirgeyenler, bu ülkede terör örgütlerinin önünü açan ve elini güçlendiren söylemler ile devletimize zarar vermektedirler. Bu meseleyi kitap noktasına indirgemek ve demokrasi ile bağdaştırmak, ilerki tarihlerde tutuklanması muhtemel bir Işid militanı için “Dini bütün, Allah yolundaki mücahit mumin” tutuklandı diye yaygara kopartılmasına da yol açabilecektir.

İçişleri bakanımız ve ardından da Başbakanımızın tedbirli ve kanunun üstünlüğünü vurgulayan açıklamalarından memnuniyet duymakla birlikte, Sn.Cumhurbaşkanımızın bugün yapmış olduğu açıklamayı büyük bir talihsizlik olarak görüyor, demokrasinin karşılığının terör örgütü destekçiliği olmadığının altını çiziyoruz.

Bu vesile ile, yıllardır ülkemizin içinde yuvalandığı bilinen ve özellikle bazı eğitim kurumları tarafından da korunup kollandığı iddia edilen bu gibi terörist unsurların bir an önce ülkemizden ayıklanmasını ve devletin bölünmez bütünlüğüne göz dikenlerin hak ettikleri hukuksal cezalara çarptırılmalarını talep edilyoruz.

8 Mart Dünya Emekçiler Günü’nü dahi ayrılıkçı ve terörist unsurların propaganda malzemesi olarak kullanan ve parti genel merkezimizin önünde ayrılıkçı sloganlar atacak kadar pervasızlaşan bu kendini bilmez güruhlara bir dur denmesi ve ülkemizden köklerinin kazınması şarttır.

Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) tüm üye ve teşkilatları ile her türlü terör örgütünün, üyelerinin ve sempatizanlarının karşısında durmaya devam edecektir.

Bu bağlamda, devletimizin içindeki bu unsurların bertaraf edilmesi için emniyet güçlerimize büyük bir görev düştüğünü hatırlatıyor, siyasi partilere de bir çağrıda bulunarak oy kaygısı ile bu tür kişilere partilerinde yer vermemeleri gerekliliğini belirtiyoruz.

Özellikle Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) liderliğinin, daha önce ayrılıkçı gruplar ile fotoğraf veren vekillerinden sonra, şimdi de bir vekil adayının ve PM üyesinin terör örgütüne üyelik suçlaması ile tutuklanmasını dikkatle değerlendirmesini ve Kıbrıs Türk’ünün bir partisi olarak ülkemizde bu tür unsurlara geçit verilmemesi noktasında gerekli tedbirleri almasını diliyorum.

Buray BÜSKÜVÜTÇÜ

Milliyetçi Demokrasi Partisi

Genel Başkanı

Editör: TE Bilisim