Tatar, bugün görüşülen bütçenin çok önemli olduğunu dile getirerek bütçede yapılan artışın yeterli olmayabileceğini söyledi. “Bu enflasyonist ortamda nasıl bu bütçenin içinden çıkılacak” diye soran Tatar, Tarım Bakanı’nın yalnız bırakıldığını savundu.
Gıda sektörünün ülke için önemine değinen Tatar, kanser vakalarına dikkat çekerek, bu konuya yeterli önemin verilmesi gerektiğini belirtti.
Bu konuda ne gibi çalışmalar yürütüldüğünü soran Tatar, bazı malların sağlığa zararının, ithal edilip yapılan laboratuar çalışmaları gereği iade edildiğine işaret etti. Tatar, “Bu mallar ithal edilemeseydi, biz bu malları iç piyasada tüketecek miydik” diye sordu.
Müşavirlere ödenen maaşların, müşavir sayısında artış yaşandığının göstergesi olduğunu söyleyen Tatar, yeni müşavir yaratması nedeniyle hükümeti eleştirdi.
Tatar, Tarım Bakanlığı’nda da benzeri bir durum görüldüğünü belirtti. CTP hükümete geldiğinde kuraklığın baş gösterdiğini savunan Tatar, bu sene de kuraklık tehlikesinden bahsedildiğini söyledi. Tatar, Tarım Sigorta Fonu bütçesinde eksik olduğunu, bir kuraklıkta ciddi sorunlar yaşanacağını belirtti.
Ersin Tatar konuşmasında BRT’nin toplantıyı izlememesini de eleştirdi.
Bütçede önemli bir açık bulunduğunu dile getiren Tatar, Tarım Bakanlığı’nın borçlanma durumu da olmadığı için bütçe dışı harcama yapmakla suçlanacağını söyledi.
Narenciyecilerin önemli sorunları olduğunu kaydeden Tatar, hayvancıların sorunlarına da değinerek, zor koşullar altında çalışan hayvancıların süt bedellerini zamanında alamadığını dile getirdi. Hellim konusunda yaşanan zorluklara da işaret eden Tatar, Türkiye’de, hellim üretimi nedeniyle haksız rekabet yaratıldığını, bunun fevkalade yanlış olduğunu ve bu konuda girişimler yapılması gerektiğini belirtti.
Ersin Tatar, AB’de yaşanan sorunlar nedeniyle tek çıkış yolunun Türkiye kalacağını ifade etti. Tatar, hellimde koyun ve keçi sütünün daha değerli olduğuna dikkat çekerek bakanlığın küçükbaş hayvancılık için planlama yapması gerektiğini söyledi. Tatar, “Geç kalırsak patent alsak da hellim satamayacağız” uyarısında bulundu.
TÜK’ün piyasada denge unsuru olarak bulunduğunu ve devlet katkısıyla ayakta kalabilmesi gerektiğini kaydeden Tatar, aynı şekilde denge unsuru olan Cypfruvex’ten de vazgeçilemeyeceğini söyledi.
Tatar, Su Projesi’nin yakın zamanda yaşama geçeceğini de belirterek, suyun planlamasıyla Tarım Bakanlığı’nın daha çok ilgilenmesi gerektiğini belirtti. Ersin Tatar, suyun tarımda nasıl kullanılacağı konusunda bakanlığın neler yaptığını sordu.
Yeni ürün türlerinin ekilebileceğini kaydeden Ersin Tatar, daha ciddi ve katma değeri yüksek tarım ürünlerine geçilebileceğini söyledi.
Tatar, Elektrik Kurumu’nda ihalesiz iki santral alındığını savunarak, bu durumun kabul edilebilir olmadığını söyledi.Tatar bu konuyla ilgili İsmet Akim’i de eleştirdi.
Bu işlemlerin, hükümetin haberi olmaksızın yapıldığını savunan Tatar, Kıb-Tek yönetim kurulunun bu kararıyla hükümetin haysiyetinin sarsıldığını iddia etti.
Türkiye’yle ilişkilerin geliştirilmesinin önemine değinen Tatar, şu anda Kıb-Tek’te atılan adımların Türkiye’den elektrik getirilmesi konusuna zarar getireceğini savundu.
ÖZGÜR
Komite Başkaı CTP-BG Milletvekili Birikim Özgür, muhalefetin bu konuya duyarlığının ülke açısından olumlu bir konu olduğunu belirtti.
Özgür, bu konuda elinden geleni yaptığını ve bakana yardımcı olmak için bir takım çalışmalar yürüttüğünü dile getirerek, uğradığı saldırılara rağmen yoluna devam edeceğini söyledi.
Birikim Özgür, reformları herkesi sürece dahil ederek, yürütmenin gerekli olduğunu dile getirdi.
Enerji maliyetleri, yeniden yapılanma ve tahsilatlarla ilgili akıllı sayaç gibi bir çok çalışma yürüttüklerini kaydeden Özgür, 12 adımdan oluşan 3 başlıklı yol haritasını takvimleyerek, Kıb-Tek’in özerkleştirilmesinden “enterkonekt” sisteme geçişe varan adımlar atılması ve toplumsal barışı da gözeterek bu sektördeki sıkıntıları çözme taraftarı olduğunu söyledi.
Öte yandan şimdiye kadar bu sürecin yürütülmediğini ifade eden Özgür, konunun yetkililerin takdirinde olduğunu kaydetti.
KALYONCU
CTP-BG Milletvekili Ömer Kalyoncu da söz alarak, üçlü kararname konusunun dün olduğu gibi bugün de gündem olduğunu dile getirdi. Kalyoncu, üçlü kararname sorununun bizzat UBP tarafından yaratıldığını savundu.
UBP’nin üçlü kararnamelerin ortadan kaldırılmaması için çalıştığını kaydeden Kalyoncu, “Bu işler değişmesin, kötü gitsin. Biz de konuşalım mantığıyla” yapıldığını söyledi.
Elektrik Kurumu’nun UBP döneminde ciddi sıkıntılar yaşadığını anlatan Kalyoncu, enerjide doğru ve sağlıklı politikaların elbirliğiyle oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Editör: TE Bilisim
