Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, milletvekillerinin güncel konuşmalarıyla sürüyor.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner “Tarımda Su Yönetimi” başlıklı konuşma yaptı.

Geçtiğimiz yıl bol yağışlı bir yıl geçmesine rağmen çok miktarda suyun denize aktığını dile getiren Şahiner, su sorununun ciddi bir konu olduğunu kaydetti. Şahiner, adada dışa bağımlı olmamak adına tarım sektörünün hayati önemi bulunduğunu ve bunun büyük bir sektör olduğunu anlattı.

İhracatta neredeyse tek kalemin tarım ve hayvancılık ürünleri olduğunu belirten Şahiner, tarımın sürdürülebilir olmasının önem taşıdığını, bu açıdan su konusunun da hayati olduğunu belirtti. Bir kilo portakal üretmek için 300 litre su harcandığını kaydeden Şahiner, bunun gibi örnekleri aktardı.

Denize akan su miktarının oldukça fazla olduğunu söyleyen Salahi Şahiner, yeraltı aküferlerini beslemenin düşük bir bütçe gerektirmesine rağmen bu konuda gereken adımların atılmadığını kaydetti. Şahiner, ülkede suyun tonuna yüksek meblağlar ödendiğini bunun tarımcıyı zorladığını söyleyerek yeraltı su aküferlerine çok dikkat etmek gerektiğini vurguladı.

Salahi Şahiner, dünyada profesyonel su sistemlerinin çok ileri noktaya gelindiğini kaydederek bu sistemlerin ülkeye getirilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini dile getirdi.

Şahiner, suyun doğru şekilde yönetilmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

OĞUZ

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da cevap vermek üzere kürsüye çıktı; su konusunun bakanlığın öncelikli gündemlerinden olduğunu dile getirdi.

Su konusunda en kısa zamanda planlama yapılmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Bakan Oğuz, göletler ve barajlarla ilgili bir çalışma yapıldığını, yeraltı suları konusunda da bilimsel bir çalışma yapılacağını söyledi.

Konuya bilimsel şekilde yaklaşmanın önemine işaret eden Bakan Oğuz, bu bağlamda çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

Bazı göletlerin özelliğini yitirdiğini gördüklerini bunlarla ilgili çalışmalar yapılacağını dile getiren Oğuz, bazı göletlerin de etrafında tarımsal faaliyet yapılmadığını, bu nedenle ekonomiye herhangi bir yansıması olmadığını anlatarak bunların üretime katılması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Dere yataklarının yaratacağı tehditleri önlemek için çalışmaların sürdüğünü anlatan Oğuz suyun daha verimli kullanılması için planlamaya ihtiyaç olduğunu, bu konudaki çalışmaların da sürdüğünü söyledi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Oğuz, ülkenin bir su politikası olması gerektiğine vurgu yaptı.

Oğuz, kendisine yöneltilen bir soru üzerine üretilen ürünlerin değerinde satılmasının önemine işaret etti.

HASİPOĞLU

Daha sonra UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu “Görülebilir Gelecekte Kıbrıs’ta Kapsamlı Bir Çözüm Mümkün mü?” başlıklı konuşma yaptı.

Görülebilir gelecek kavramının son çıkan BM raporlarında ortaya atıldığını kaydeden Hasipoğlu “Bizim de dilimizde hep bir takvim olsun ve sonuç odaklı olsun söylemi var” dedi.

Kıbrıs müzakerelerinde yaşananlara işaret eden Hasipoğlu Crans Montana’da ciddi strateji hatası yapıldığını öne sürdü.

“Ortada hâlâ takvim var mı?” diye soran Hasipoğlu, esasa ilişkin hâlâ ciddi sıkıntılar olduğunu, takvim şartının ortaya konması gerektiğini söyledi.

Hasipoğlu, takvim şartını koymanın da ciddi irade gerektirdiğini söyledi. “Bir süre sınırı koyarsak ve sonuç alamazsak yıllardır peşinde koştuğumuz federasyon ideali çöker korkusu var” diyen Hasipoğlu, artık liderlerin müzakere masasında anlaştıklarını ya da anlaşamadıklarını ilan etmek durumunda olduğunu söyledi ve bunun halkın önünü görmesi açısından önemli olduğunu kaydetti.

“Uzlaşmaz tarafın kim olduğu belli” diyen Hasipoğlu, sonuç odaklı bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu anlattı.

ALTUĞRA

Daha sonra UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra “KKTC’de Neler Oluyor?” başlıklı konuşma yaptı.

Ülkede son zamanlarda olumsuz gelişmelerin ağırlıkta olduğunu dile getiren Altuğra, bunun gazete manşetlerinde de görülebileceğini söyledi.

Ülkenin değişik noktalarında vatandaşla bir araya geldiğinde halkta güvensizlik ve moral bozukluğunun hakim olduğunu gördüğünü anlatan Altuğra, “Ülkede huzur yoksa mutluluk da yoktur” dedi.

İzlem Gürçağ Altuğra, hızlı ve kontrolsüz şekilde artan nüfusun kontrol altına alınmazsa olumsuzlukları da beraberinde getireceğine işaret ederek artan nüfusun örneğin trafik sorunları yarattığını anlattı.

Yetersiz yolların dikkatsiz sürüşle birleştiğinde trafik kazalarına neden olduğunu kaydeden Altuğra, sıkıntılı yollar konusunda ilgili bakanı göreve çağırdı.

Altuğra, karanlık yollar ve refüjlerdeki otlar konusunda gereğinin yapılmasını istedi. 

Nüfus artışı nedeniyle sağlık alanında sorunlar yaşandığını anlatan Altuğra, eğitim alanında da durumun aynı olduğunu belirtti.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali “Sayın Başbakanın Söylemleri” başlıklı konuşma yapmak üzere kürsüye çıktı. Şahali, aslında konuşma başlığının daha önce farklı şekilde belirlendiğini ancak bunun rencide edici bulunduğu için Meclis tarafından değiştirildiğini anlattı.

Sayın Başbakan kendisini esprili biri olarak tanımlarken kendisinin “Sayın Başbakan ve Şakaları” başlıklı konuşma yapmak istemesinin neresinin rencide edici olduğunu anlamadığını kaydeden Erkut Şahali, amacının asla rencide edici olmak olmadığını kaydetti.

Amacının siyasette şakanın yerinden bahsetmek olduğunu dile getiren Şahali, “KKTC halkının, Meclisinin ve siyasetinin Sayın Başbakan’dan, en azından zaman zaman, ‘başbakanmış gibi’ konuşmasını istediğini anlatmak istediğini” söyledi.

Şakalarla bezeli konuşmalar arasında nerenin ciddi olduğunu anlamayabilmek için böyle bir başlık seçtiğini dile getiren Şahali, Kıbrıs konusu konusundaki açıklamaları örnek verdi.

Şahali, “Come on Ers”, “Bilmediğin düğmeye basmayacan” gibi sözlerden sonra bu başlığın sorun olmaması gerektiğini düşündüğünü ifade etti. 

“Her fırsatta esprileriyle bizi gülümseten Sayın Tatar dün dokunulmazlığın kaldırılması konusunda susmayı tercih etti” diyen Şahali, bunu manidar bulduğunu anlattı.

“Siz bu ülkenin başbakanısınız” diyen Şahali siyasette itibar kaybının sadece bugünkü siyasetçilerden kaynaklanmadığını ancak sadece bugünkü siyasetçilerin bu durumu çözebileceğini belirtti.

Erkut Şahali, Başbakan’dan verilere dayalı ve ciddi şekilde açıklamalar yapmasını istedi.

TATAR

Bunun üzerine kürsüye çıkan Başbakan Tatar “Kimseye ne hakaret ettim ne alay ettim ne de bel altı vurdum” diyerek bazı söylemlerinin başka yerlere çekildiğini ancak yaptıkları işlerin ortada olduğunu dile getirdi.

Meselelerin medeni şekilde halli için ülkedeki refahın artması için çalıştıklarını dile getiren Tatar, dürüst, şeffaf ve memleket aşkı ile hareket ettiğini anlattı.

Kıbrıs konusunda, federal temelli bir çözüm arayışında olmakta bir umut görmediklerini dile getiren Tatar bu nedenle alternatif fikirlere değinildiğini kaydetti.

Demokrasinin ve düşünce özgürlüğünün alternatif düşünceleri gündeme getirebilmeyi gerektirdiğini kaydeden Başbakan Tatar, farklı şekillerde düşünmenin doğal olduğunu anlattı.

Tatar, sorunların çözülmesi, ekonominin büyümesi gerektiğini dile getirdi.

Bazı konuların gerekirse bazen spor kulüplerinde yumuşatılarak halka anlatılması gerektiğini dile getiren Ersin Tatar, yeri geldiğinde gergin havayı yumuşatmak için espri de yapılması gerektiğini anlattı.

“Come on Ers”ü kendisinin dile getirdiğini anımsatan Başbakan Tatar, “Sen bunu buraya taşıyarak benim reklamımı yapıyorsun. Gülümsetiyorum, yumuşatıyorum, kendimi kabul ettiriyorum ben. İddia ediyorum başka partilerde de beni çok sevenler var. Kimseyle gerginliğim olmaz, benim anlayışım budur” dedi.

“Detaylı, ayrıntılı, doyurucu konuşmalar da yapılıyor. Lütfen bizim hakkımızı yemeyin” diyen Başbakan Tatar, doğru bir iş yapılacaksa hep birlikte çalışmak gerektiğini dile getirdi.

Editör: TE Bilisim