Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, Doğu
Akdeniz’deki sıcak gelişmelere ve bölgenin hassasiyetine dikkati çekerek “Kıbrıs Türk
Halkı’nın üzerinde en hassas olarak durması gereken konunun güvenlik ve bunu kalıcı
hale getirmek olduğunu” vurguladı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “ macera arayışı ile bir halkın güvenliği, toprağı, malımülkü
ile oynanmaz. Ben halkımın güvenliği, refah ve mutluluğu neyi gerektiriyorsa
onu masada savunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı dün akşam Değirmenlik’te kalabalık bir vatandaş topluluğuna
cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Kıbrıs konusu hakkında bilgi verdi.
Eroğlu’na Değirmenlik ziyareti esnasında Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı
DPUG Genel Sekreteri ve Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, UBP Lefkoşa İlçe
Başkanı ve Milletvekili Dr. Faiz Sucuoğlu UBP Lefkoşa Milletvekilleri Tahsin
Ertuğruloğlu, Ersin Tatar, Zorlu Töre ve DPUG Lefkoşa Milletvekili Dr. Mustafa
Arabacıoğlu eşlik etti.
“DÜNYA VE İÇİMİZDEKİLER ANLAMIYOR”
Eroğlu konuşmasında, diğer adayların geçmişleriyle ve gelecekleriyle ilgili
değil zaman zaman söylediklerine cevap vererek süreci götürdüğünü söyledi.
Zaman içerisinde seçim atmosferinin ısınacağını ifade eden Derviş Eroğlu, “biz
politikamızı ortaya koyacağız” dedi.
2’nci Cumhurbaşkanı Talat’a ve CTP’nin adayı Sibel Siber’e göre kendisinin
uzlaşmaz olduğu yönündeki söylemleri hatırlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “halbuki
Eroğlu ve arkadaşları yıllardan beridir, günün gerçeklerine uygun bir anlaşma arayışı
içindedir. Kendi devletimize sahip çıkan bir anlaşma arayışı içinde olduk” diye
konuştu.
Rumların uzlaşmaz olduğunu dünyanın görmek istemediği gibi, içerdeki bazı
kişilerin de bunu görmek istemediğine dikkat çeken Eroğlu şöyle devam etti:
“BAZI PARTİLER ANASTASİADİS’İN SÖZLERİNE İNANIYOR. BENİ
ÜZEN BU”
“Eğer Rum uzlaşma istemiş olsaydı, BM Genel Sekreterlerinin de devreye
girerek, ABD ve İngiltere devreye girerek hazırlanan planları kabul ederlerdi. O
planlar bizim lehimize değildi ama Rumlar yine reddetti. Niye? Papadopulos’u
hatırlayın. 2004’te ben bir devlet aldım, bu devleti topluma dönüştürmem demişti.
Papadopulos ve Anastasiadis arasında bir fark yok. Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti devam
edecekse, yıllardan beri niye müzakere masasında dirsek çürütüldü? Kıbrıs
Cumhuriyeti bize göre 1963’te Rumlar tarafından yıkılmıştır. Maalesef dünya,
Rumlara bu cumhuriyeti teslim etmişlerdir. Şimdi oturup düşündüğünü zaman,
dünyanın tanıdığı, AB üyesi olmuş, yıllardan beridir bizim de haklarımızı sömüren,
ortak kurduğumuz devleti işgal eden ve bizimle paylaşmak istemeyen bir taraf var.
Niye bazı partilerimizin önde gelenleri, Rumların uzlaşmaz olduğunu söyleyemiyor?
Masadan kalkan Anastasiadis’tir, dolayısıyla anlaşma istemeyen kendisidir
diyemiyorlar? Bunu demedikleri gibi benim anlaşma istemediğimi söylüyorlar. Bir
partinin genel sekreteri, Anastasiadis masadan kaçmış, ben de bayram yapıyormuşum.
Haksız gerekçelerle masadan kalktılar ve dünyayı da anlaşma istermiş gibi
aldatıyorlar. Bizim de bazı partilerimiz Anastasiadis’in bu sözlerine inanıyorlar. Beni
üzen bu.”
“ANLAŞMA İSTEMEYEN YOK. HERKES İSTER”
Kendi devletini kabul etmeyenlerle nasıl anlaşma olacağını belirten Eroğlu,
“kendi devletlerini tanımayanlar ancak azınlık haklarına anlaşma yapar. Başka türlü
olmaz” dedi.
Rum liderliğinin beklentilerinin de, içerideki değişik seslerden kaynaklandığını
belirten Derviş Eroğlu, şimdi de anlaşma isteyenler ve istemeyenler diye kamplaşma
yaratıldığını ifade etti.
KKTC’de herkesin anlaşma istediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu, bu noktada da bulunacak bir anlaşmanın, günün gerçeklerine uygun olması
gerektiğinin altını çizdi.
“KARŞIMDA HRİSTOFYAS’TA DAHA KATI BİRİ VAR”
Gerek Yunanistan’da gerekse de Güney Kıbrıs’ta başa kim gelirse gelsin
kendisini Helen olarak gördüğünü belirten Eroğlu, Hristofyas geldiği zaman bazı
kişilerin Meclis’te bayram yaptığını belirtti.
Hristofyas’ın da geçmiş Rum liderlerden farklı olmadığını anlatan Derviş
Eroğlu, “Sayın Talat’ın o dönem sözlerini hatırlayınız. Daha ne yapayım. Kendimi mi
asayım demişti. Şimdi benim karşımda Hristofyas’tan daha katı biri var” dedi.
“DOĞALGAZLA İLGİLİ 2011 VE 2012’DE ÖNERİLERİMİZ
İLETTİK”
18 Nisan akşamına kadar müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu belirten
Eroğlu, “Yeter ki muhatabım ön koşulsuz masaya dönsün” dedi.
Anastasiadis’in geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk basınına yönelik basın
toplantısı yaptığını anlatan Derviş Eroğlu, “kendisi, Türk tarafının doğalgazla ilgili
hiçbir öneri yapmadığını söyledi. 2011’de BM Genel Sekreter’e önerimi verdim. Bu
önerim de dönemin Rum lideri Hristofyas’a iletildi. Bu öneride, ortak bir komite
kurulmasını söyledik” dedi.
2012’de bir başka öneri daha yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı,
bulunacak doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasının öne sürüldüğünü vurguladı.
Rumların aşırı toprak talebini de bir çok kez halkın dikkatine getirdiğini belirten
Eroğlu Rumların bu aşırı talepleri karşısında Kıbrıs Türk tarafının da kırmızı
çizgilerinin belli olduğunu belirtti.
Derviş Eroğlu şöyle devam etti:
“O, 70 GÜN, BENSE 6 BİN 170 GÜN BAŞBAKANLIK YAPTIM”
“Talat bey diyor ki Eroğlu ile 5 yıl kaybettik. 5 yıl daha kaybetmeyelim.
Onların adayı ne diyor? Gerçi CTP’nin adayı olduğunu biliyorum da CTP içerisinde
çatlaklar var. Talat bey mi aday? Başbakan mı? Yoksa Genel Sekreterleri mi aday?
CTP içerisinde bir de bu çıktı. Ne acıdır; başbakan da diyor ki, Cumhurbaşkanı icraat
yapmamızı engellemeye çalışıyor. Sanki icraat yaptılar da engelledim.
Cumhurbaşkanı icraat engellemez. Düşünceleri varsa söyler. Ama icra makamı
hükümettir. Sen icraat yapamadıysan suçlusu ben değilim. Meclis’ten geçen bazı
yasaları iade etmişim. Bu Anayasal bir haktır. Eğer Anayasaya aykırı bir yasa
meclisten çıkarsa ya Anayasa Mahkemesi’ne iade edilir, ya da Meclis’e iade edilir.
Şimdiye kadar Anayasa Mahkemesi’ne göndermedim. Meclis’e geri gönderdiğim yasa
sayısı 3’ü geçmez. Neyse, adayları ne diyor? Adayların başarıları konuşulmalı diyor.
Biz 1976’dan beridir halkla beraberiz. 20 yıla yakın başbakanlık yapmış birinin icraatı
yok mu? 70 gün seçim yasakları içerisinde başbakanlık yapmış bir kişinin icraatı
olmadı. Bense 6 bin 170 gün başbakanlık yaptım. Bu ülkedeki gelişmelere bakınız.
Hep bizim zamanımızda yapıldı. Tabii bunları bilemez, çünkü siyasete gireli daha 5
yıl. Öncesinde belli ki siyasetle ilgilenmemiş.”
“KÜLTÜRÜ VE SANATI DÜŞÜNEN BİZİZ”
“Gazetelerde bir reklam vardı. Bir bayanın resmi. Altında da kültür ve sanata
değer veren bir cumhurbaşkanı diye CTP reklam yaptı” diyen Eroğlu, seçildiği günden
beridir kültür ve sanata değeri verenin kendisi olduğunu söyledi.
Bunun yanında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kurulması için yasasının
yapıldığını ve yasanın da Meclis’ten geçtiğini belirten Derviş Eroğlu, “bize bir kadro
verdiler. Orkestranın kaç kişiden oluştuğu bellidir. Ancak ilk 7 kişilik kadro verdiler.
Daha sonra bu rakamı 10 yaptılar” dedi.
Bu 10 kişinin de alınması için bir tüzük gerektiğine dikkat çeken
Cumhurbaşkanı, Başbakanın bu tüzüğü, 2015 yılı için hükümetin istihdam yapacağını,
bu 10 kişinin alınması halinde de hükümetin istihdam yapma oranının düşeceğini
söylediğine dikkat çeki.
“Düşünceye bakın. Ondan sonra da kültür ve sanata değer veren bir
cumhurbaşkanlığı diyeceksiniz” diye konuşan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı makamının
kapıları halka ve gençlere de açıldığını ifade etti.
Eroğlu şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığında her yıl engellilere ve gençlere yönelik etkinlikler
yapıyoruz. Resepsiyonlar düzenliyoruz. Her yıl Dünya Sanat Günü’nde ülkemiz
sanatçılarına yönelik resepsiyon yapıyoruz.”
“DÜNYA İLE ENTEGRASYON VE MİLLİ GÜVENLİ
Dünyanın bir çok bölgesinde, özellikle de Ortadoğu’da kan aktığını belirten
Eroğlu, “bu coğrafyada sadece Kıbrıs’ta kan akmıyor. Bunun nedeni de Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin varlığıdır” dedi.
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna
vurgu yapan Eroğlu, kendisinin Kıbrıs Türk halkının, uluslararası toplum ile
entegrasyonunu ve milli güvenliği aynı anda ön plana çıkaran bir anlayışı
benimsediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmelere ve
bölgenin hassasiyetine dikkati çekerek “Kıbrıs Türk Halkı’nın üzerinde en hassas
olarak durması gereken konunun güvenlik ve bunu kalıcı hale getirmek olduğunu”
vurguladı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “ macera arayışı ile bir halkın güvenliği, toprağı, malımülkü
ile oynanmaz. Ben halkımın güvenliği, refah ve mutluluğu neyi gerektiriyorsa
onu masada savunuyorum” dedi.


Editör: TE Bilisim