KIBRIS MANŞET olarak Bulaşıcı Hastalıkları Üst Kurulunun tartışmalı kararına katkı koyan herkese soruyoruz;

Siz hiç aç kaldınız mı?

Evinize ekmek alamadığınız da yürekten ve insanlığın en büyük silahı beyinden neler geçtiğini hiç düşündünüz mü?

Olağanüstü zamanların eğitimsiz pekala geçebileceğini ama açlık ile sınanmayacağını hiç anlatan olmadı sizlere?

Alınan kararların adalet çerçevesinde toplumsal barışı ve Devlete olan inancı da koruyacak nitelikte olması gerekliliğinin öneminin farkında mısınız?

Bulaşıcı Hastalıkları Üst Kurulunun elbette aldığı doğru kararlar ve attığı cesur adımlar da yok değil.

Ancak mülkü yani Devleti temsil eden tüm mekanizmaların kararlarında toplum vicdanında yara açılmasını göz ardı etme lüksü de yok ayrıcalığı da.

Covid-19 ile mücadelede kim ne derse desin ülkemiz önemli bir sınav verdi ve vermeye de devam ediyor.

Anavatan Türkiye’nin de Covid-19 mücadelesinde Kıbrıs Türk toplumuna verdiği desteğin önemi ise asla yadsınamaz.

Ve geride kalan yaklaşık 10 aylık dönemde iktidar olan tüm partilerin aldığı kararlar ve her şeye rağmen Covid-19 karşısında bu kadar az kayıp ile Kıbrıs Türk toplumunun hayatına devam etmesi, Osmanlı İmparatorluğunun dağılmaya başladığı günden bu yana zulüm gören ve zulüm altında vatan toprağına tutunmayı inat ile sürdüren Kıbrıs Türk’üne Allah tarafından sunulan bir ayrıcalık ve bir lütuf olsa gerek.

Covid-19 sürecinde ise Meclis’te yer alan dünün iktidarı bugünün muhalefet partilerinin ise birbirine ne kızacak ne de gülecek hali var.

Kara mizah mı denir adına yoksa trajik komedya mı bilinmez ama Covid-19 pandemi süreci ile devam eden kafa karışıklığının üzerine şimdilerde üst kurulun aldığı bazı çelişkili kararlar ile tartışmalar yeniden alevlenmekte.

Lakin üst kurulun aldığı çelişkili bazı kararlar ile alevlenmekten daha vahim bir noktaya doğru kayarak toplumsal barışa olumsuz etkileri olacak sonuçlara önayak olmakta.

Peki kararlar neden çelişkili?

Çelişkili çünkü toplumu oluşturan tüm kesimleri korumaktan öte bazı kesimleri tedbir kurallarının dışında bırakarak ayrımcılık yapıldığı yönünde toplumsal vicdanı ele geçiren bir algının tehlikeli kıyısında Kıbrıs Türk toplumu.

Yeni yılda casino turizmi ve ülke ekonomisi için 15 charter sefer ile getirilmesi planlanan binlerce kişinin Kıbrıs Türkü için oluşturacağı tehdit görmezden gelinerek, güneyde eğitim gören öğrencilere herhangi bir kısıtlama getirilmezken asgari ücretin biraz üzerine kol emeği ile çalışanların Covid-19 kısıtlamaları ile güney Kıbrıs’a  geçişlerine kısıtlama getirilmesinin açıklanabilir bir yanı yok.

Ersan Saner Hükümetinin böyle bir çelişkili ve adaletsiz kararın arkasında durmaması gerek.

Ve özellikle güneyde çalışan Kıbrıs Türk’ünün en az zarar ile Covid-19 sürecini geçirebilmesini sağlayacak önlemler adalet ve eşitlik temelinde ivedilikle ortaya konulması gerek.

Ve UBP-YDP-DP Hükümeti unutmamalı ki, adına ne derseniz deyin barış zamanlarından en büyük yurtseverlik, en büyük vatanseverlik ve milliyetçilik adil olabilmenin vicdanında yatar.

Ve Devlet tüm kesimlere eşit mesafede durmalı ve özellikle gelir seviyesi en az olan kesimleri böylesi olağanüstü dönemlerde koruyucu önlemler ile daha çok kollamalı.

Binlerce yıllık devlet geleneğinde Devletin ana figürü ile özdeşleştirilmesinin de ruhu bu değil midir?

Ve Covid-19 ile sürdürülen mücadelede ortaya konan doğru iradenin de adaletsizliğin gölgesinde kalmasına izin vermemeli, Ersan Saner Hükümeti.

Ve elbette böylesi bir sorumluluğu muhalefet ile de paylaşmakta UBP-YDP-DP  Hükümeti.

Devlet erkini elinde tutan iktidar, güney Kıbrıs’ta ekmeğini arayan çalışanların sorunlarına ivedi çözüm bularak adaletsiz uygulamaları ortadan kaldırmalı.

 Ve elbette varsa eğer bir acı reçete hep birlikte bedelini ödemeye hazır, Kıbrıs Türkü.

Ayrıcalıkları gölgesinde toplumsal barışı olumsuz etkileyecek ve Devlete olan inanç ile güveni erozyona uğratacak kararlar almaktan kaçınmalı, UBP-YDP-DP Hükümeti.

Ve “adaletin mülkün(devletin) temeli olduğunu unutmamalı Ersan Saner Hükümeti.

Covid-19 mücadelesinde Kıbrıs Türk tek bir şey beklemekte.

Ayrıcalıklı değil adil kararlar alınması.

Editör: TE Bilisim