TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davotoğlu’nun 1950’lerdeki ‘Ya Taksim, Ya Ölüm’ sloganına atıfta bulunarak, 2013 yılını ‘Ya Taksim, Ya Çözüm’ yılı ilan ettiğini belirten Özyiğit, “Çözüme sözümüz yok, ama taksime var. Yarım asırdan fazladır süregelen bir sorunun çözümü özelde Kıbrıslılar, genelde Ortadoğu için çok büyük önem arz etmektedir. Çözüm kalıcı barışa giden yolda çok önemli bir adım olacaktır” dedi.
ABD Başkanı Obama’nın Ortadoğu ziyareti ve buna paralel olarak İsrail’in ‘Mavi Marmara’ olayı nedeniyle Türkiye’den özür dilemesi, TC’nin Kürt sorununu çözmek için Abdullah Öcalan’ı’ muhatap kabul edip İmralı sürecini başlatması olayları ortada dururken, Davutoğlu’nun açıklamalarının tamamen yersiz olduğunu belirten Özyiğit, “Sn. Davutoğlu bu açıklama ile neyi murat ediyor” diye sordu.
“Sn. Davutoğlu 1959’da TC’li yetkililerin de imzaladığı Garanti ve İttifak Antlaşmaları’nın içeriğinden de mi habersiz” diye soran Cemal Özyiğit, “Eğer öyleyse bu çok büyük bir gaftır. Sn. Davuoğlu bu anlaşmaları mutlaka okumalı ve TC’nin Kıbrıs’ta bulunma nedenini iyice idrak etmelidir. Çünkü, bu anlaşmalar Enosis ve Taksim’i yasaklamaktadır” dedi.
Ahmet Davutoğlu’nun bu çıkışının nedeninin araştırılması gereken bir sırada Güney Kıbrıs’taki ağır ekonomik krizden etkilenen bankacılık sektörü ile ilgili yapılan bir eylem sırasında provokatörlerin yine işe koyulduklarını belirten Özyiğit, bir Fransız’ın Türk Bayrağını açması, buna öfkelenen bir Rum’un ise bayrağı alıp yakmasının tamamen provokasyon olduğuna dikkat çekti. Özyiğit, bu olaylardan başka anlamlar çıkararak, bunu Kıbrıs’ta başlaması muhtemel yeni müzakere sürecini baltalamaya çalışmanın kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Güney’de yaşanan olayı fırsat bilen Kuzey’deki ülkücülerin eylem yapması ve savaş tamtamları çalmasının da başka bir provokasyon örneği olduğunu belirten Özyiğit, “Hem Güney’deki bayrak yakma, hem de Kuzey’deki ülkücü eylemi, adli makamlarca soruşturularak mutlaka cezalandırılmalıdır” dedi.
Kıbrıs’ta yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler, hidrokarbon gazı ve petrol çıkarılmasıyla, Türkiye’den su getirilmesi olaylarını çözüm ve barış sürecinde katalizör hale getirmenin önemli bir görev olduğunu hatırlatan Özyiğit, adadaki tüm barış güçlerini bu süreçte seslerini ve mücadeleyi yükseltmeye davet etti.
TDP Basın Bürosu

Editör: TE Bilisim