Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş gümrüklerde yaşanan sorunları dile gitirerek, hükümetin konu üzerinden icraatlarını eleştirdi

Kamu-Sen tarafından yapılan açıklama şöyle;

"Her fırsatta “Ekonomimiz uçuyor, %4 büyüdük ! kişi başına düşen gelir on beş bin dolar oldu…!” gibi halkımızın yaşamında gerçek olmayan hayali sözler eden hükümet yetkilileri, çok azı su yüzüne çıkan ve basınımıza da yansıyan yolsuzluklarla ilgili somut hiçbir adım atmamıştır.

Gümrüğün kontrolünde olan yüzlerce antrepolardan, devlete yasal vergileri ödenmeden ve gizlice milyonlarca, beklide toplamda milyarlarca dolarlık mallar kaçırılıp piyasaya sürülüyor, bunlardan bazıları tesadüfen ortaya çıkartılıyor, ve hükümet yetkilileri sadece üç gümrük memurunu suçlu ya da kusurlu bulup, açığa alıyor…

Ya peki çalanlar, devleti soyup soğana çevirenler ne olacak? Onlar yine bir yollarını bulup, biraz para cezası ödedikten sonra aynen yola devam mı edeceklerdir?

Gümrük Dairesinde görev yapacak memur sayısı o kadar azaldı ki, şu an yüzün üzerinde boş kadro var.

Gümrük Dairesi ve birlikte bağlantısı olan; Ticaret Dairesi, Sanayi Dairesi, Limanlar Dairesi, Vergi Dairesi gibi önemli kurumlar hala otomasyona geçirilmedi ve bu dairelerde çalışanların yarıdan fazlası kadrosuzdur…

Maliye Bakanlığı ve hükümet ise, gümrükte meydana gelen ve buzdağının sadece üstü olan bu vurgunları; yalnızca üç memuru günah keçisi yaparak örtbas etmeye çalışmaktadırlar. Oysa, asıl sorumlu olan kendileridirler…

Siyasilerin, özellikle de vergi ve gümrük konusunda, kamu görevlilerine müdahale ettikleri bir gerçektir, ancak gümrükte yaşanan vurgun olaylarında, Güç-Sen’in “gerekirse açıklarız” diyerek, baskıcı siyasilerin kimler olduğunu ima ettiği gibi, Gümrük memurlarına siyasi baskılar yapıldıysa ve bu baskılar sonucu devleti zarara uğratacak işlemler olduysa;

Güç-Sen bunları kamu oyuna açıklamalıdır, açıklamalıdır ki, hem gümrük memurları zan altında kalmasınlar, hem de mafyalarla iş birliği yapanlar, onlara arka çıkanlar halka teşhir edilsinler. Yoksa sadece “Gerekirse gümrük memurlarına baskı yapan siyasileri açıklarız…!” söylemleri kamu oyunca yanlış algılanabilir.

Mağusa Serbest Liman Bölgesinde yaşanan sigara kaçakçılığı, (milyarlarca dolardan bahsediliyor) Alpet’in basına da yansıyan ve gümrüğün mühürlerinin dahi Alpet yetkililerinin de olduğu iddia edilen milyonlarca dolarlık akaryakıt kaçakçılığı, yolsuzluklar, mafyalaşmalar, çeteler, tefeciler, organize suç örgütleri, cinayetler, yağmalanan çevre… ve tüm bunlara karşın başlatılmayan yargı süreçleri…

Akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili olarak başbakanın talimatı ile kurulan “Akaryakıt Kaçakçılığını Önleme Komitesi” olumlu bir adım olabilir, ancak bu komitenin yetkisi ne olacak, Özerk hareket edebilecek mi, bulguları kamu oyuyla paylaşılacak mı?
Mevcut Yasalarla ve sistemle ülkemiz içine düştüğü bu pislikten kurtulamayacaktır.

Bu pislikten çıkmak için önce Siyasi kirliliği sona erdirip, Meclisin yapısını değiştirebilecek cesaretli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekir. Bunun içinde ülkesini seven herkesin artık toparlanıp, cesaretle bedeller ödemeye hazır olması gerekir"

Editör: TE Bilisim