Ancak biz yine de işin ana üssüne kısa bir yolculuğa çıkalım bayram günü. Hayır (!) mevzu Ali Bizden değil, çünkü ne fotoğraf analizi yapacağız ne de CTP'ye CTP içinden 'anlatıcı/öykücü' (narrator) masumiyeti/objektifliği kisvesiyle yapılan başarısız provokasyon girişimine yanıt vereceğiz.
Konumuz Sayın Kudret Özersay'ın adaylığı.
Varan 1:
Sayın Kudret Özersay'ın mutfak işlerinden vitrine geçiş süreci, Sn. Derviş Eroğlu'nun yıllarca Kıbrıs Sorunu meselesini rahmetli Denktaş'a (mecburi) havale etmesinden kaynaklı konuya ilişkin Fransız kalması nedeniyle Müzakereci ve Müzakerecilik görevinin ön plana çıkmasından sonra hız kazandı.
Serçe telaşını aşan ve gittikçe zifiri bir evhama dönüşen 'Eroğlu'nun varisi' konusu, algı yöneticileri tarafından tatlı tatlı 'yamultulup' manipüle edilmeye çalışılması sonuç verecek mi, onu zaman gösterecek.
Ancak Sn. Eroğlu'nun, 'KKTC Sorunu' ihtisaslığından mütevellit 'Kıbrıs Sorunu' alanında oluşan doğal bilgi eksikliğiyle 'Atanmış Müzakereci' görevinin 'toplumsallaşması' adına, 'cıncaccık' bir teşekkürü hak ettiğini düşünüyorum. İlk kez bir atanmış, 'Demokratik Müzakereci'den (Halk oyuyla seçilen 'Toplum Lideri') daha çok konuşmuş, görüş ortaya koymuş ve dolayısıyle görece toplumsallaşmıştır. "Muris tarafından hazırlandı" demiyorum! "Varis O" da demiyorum. Ancak sizce de yukarıda yazılan nedenlerden ötürü 'ürkek' bir teşekkürü hak etmiyor mu? Bence ediyor. Ama her halükarda
Ali Bizden'e de soracağım.
Varan 2:
Bu sürece paralel, ikinci bir etmen daha belirleyici olmuştur kuşkusuz: Toparlanıyoruz Hareketi.
Kıbrıs Sorunu'nda farklı çözüm önerileri ve fikirleri olan ancak KKTC Sorunu üzerinde 'Toplum Sözleşmesi' temelinde, 'temiz siyaset' ve 'temiz toplum' hedefiyle bütünleşen Temiz Toplum Derneği liderliğini yapmaktadır Sayın Özersay. Partileşme tartışmaları bir dönem revaçta olan ve sivil topluma "ey ahali, Kıbrıs Sorunu temelinde anlaşamıyoruz belli; gelin KKTC Sorunu üzerinde uzlaşalım bari" mesajı veren Hareket/Dernek, iç siyasette 'iktidarı' hedefleyen hiçbir demokratik girişimde bulunmaz, iddia sahibi olmazken, şimdilerde dış siyasetin patronluğuna hazırlıyor liderini.
Varan 3:
İç siyasetteki 'muktedir' sorunsalını topluma bağlayan ve fazlaca 'pasif mağrur' bir yöntemle "toplum isterse bakacağız, istemezse partileşmeyeceğiz" yollu mesajlarla seçilme ihtimali uzak bir seçime girmeyecekleri mesajını veren Hareket, şimdilerde "toplum istiyor" sonucuna ulaşmış olmalı. Toplumun böyle bir çapkın gülüşü olmuş mudur? Sayın Kudret Özersay'ı 'baştan çıkaran' nedir?
Kıbrıs Sorunu temelinde çok fazla siyasi takılmayan ve teknokrat bir pozisyon alan, dahası, 'siyasi sözünü' Toparlanıyoruz Hareketi aracılığıyla her fırsatta KKTC Sorunu üzerinden söyleyen bir kişi hangi ara ve nasıl Kıbrıs Sorunu'na dair toplumdan mesaj alır sorusu, hepimizin çözmesi gereken bir sır olarak önümüzde durmaktadır.
