ÖZYİĞİT
Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ülkenin ihtiyacı olanın, yara alan demokratik sistemin yaralardan arındırılması ve parlamenter demokrasinin tam anlamıyla işlevlik kazanması olduğunu söyledi. 
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine değinen Özyiğit, Ersin Tatar’ın “ucu Ankara’da en üst makama kadar uzanan bir şekilde seçtirildiği” iddiasına bulundu.
‘Müdahale olduğunu söyleyenler’ ve ‘müdahaleye uğradığını söyleyenlerin’, “müdahale araştırılsın” dendiğinde yan çizdiğini öne süren Özyiğit, “Ülkenin iradesine açık ve aleni müdahale edildi. Bu müdahalenin soruşturulması Meclis’te parmak hesabıyla reddedildi” ifadesini kullandı. 
UBP başkanlık seçimlerinde de değinen Özyiğit, orada da müdahale yapıldığını iddia etti. 
“Müdahalelerin yok sayılmaya devam etmesi halinde memurların atanmasına kadar ineceği” endişesini  ifade eden Özyiğit, “Biz TDP olarak halkın iradesine karşı gerçekleştirilen bu saldırıyı reddediyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi. 
Özyiğit, Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilip, Başbakanlıktan ayrılırken yerine vekalet vermemesinin sorunlar yarattığını, birilerinin başkanlık sistemine yönelik telkinleri nedeniyle Tatar’ın bunu yaptığını iddia etti. 
Kıbrıs sorununa da değinen Özyiğit, “Kıbrıs konusunda iki devletli çözümün olabileceğini varsayma ölü gözünden yaş beklemektir” dedi. 
Özyiğit, iki devletli çözüm gündeme getirilerek, tribünlere hitap edilerek, alt yönetim olgusunun pekiştirildiğini savundu. 
Federasyonun Türk tezi olduğunu söyleyen Özyiğit, 1977-79 Anlaşmalarında imza altına alınan bir tez olduğunu, 11 Şubat 2014 Ortak Belgesi ile de yetki ve artık yetki devirlerinin kayıt altına alındığını belirtti. 
“Kritik eşikteyiz” diyen Özyiğit, beşli konferansın gerçekleşeceğini, iki devletli çözümü savunmanın, Rum tarafının Türklerin “uzlaşmaz taraf olduğu tezini” onaylatma özelliği taşıyacağını savundu. 
Maraş’ın açılmasının “seçim döneminde müdahalelerin bir parçası olduğunu” savunan Özyiğit, “Orada yapılan açılım iki caddenin gezintiye açılmasıdır” dedi. 
Rum tarafının Ercan Havalimanı ve Gazimağusa Limanı’nın açılmasını önerdiğini, bunlardan Kıbrıs Türk tarafının nasıl kazançlı çıkacağını tartışmak gerektiğini dile getiren Özyiğit, teklifin değerlendirilmeden ret edilmesinin doğru olmadığını söyledi.  
Beşli konferansa tutarlı bir yaklaşımla gidilmesi gerektiğini dile getiren Özyiğit, aksi halde topluma çok şeyler kaybettirileceğini dile getirdi. 
Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ilişkin atamaların Cumhurbaşkanlığı tarafından yapıldığına işaret eden Özyiğit, “Cumhurbaşkanı Tatar’ın göreve geldikten sonra ilk yaptığı işin başarılı çalışmalarda bulunan Gülden Plümer Küçük ve ekibini dağıtmak olduğunu” söyleyerek, birilerinin bu ekibin niye değiştirildiğini topluma anlatması gerektiğini ifade etti.
Özyiğit, “Kayıp şahısları bulmalarından mı rahatsız oldunuz? Dünyada kabul gören başarıları olan bir ekibin nesinden rahatsız oldunuz da ilk iş onları görevden aldınız?  Bu ekibin görevden alınması kabul edilebilir değildir” dedi. 

ÖZERSAY 
HP Genel Başkanı Kudret Özersay, aşılar konusuna değinerek, ülkede yaşayan yabancıların aşı programına dahil edilmesi konusunun dikkate alınması ve bu yönde çalışma yapılmasını istedi. 
Cumhurbaşkanı Tatar’ın Türkiye ile iyi ilişkileri olduğunu söyleyerek göreve geldiğini belirten Özersay, aşı ve aşıların gelmesiyle ilgili Tatar’ın inisiyatif alması ve aşı programının kesintiye uğramaması gerektiğini söyledi. 
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile ilgili her şeyin kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiğini dile getiren Özersay, her şeyin net şekilde görüldüğünü belirtti. 
Özersay, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken, Dışişleri Bakanının da salonda olması gerektiğini söyleyerek, eleştiride bulundu. 
Özersay, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde iki devletli çözüm gibi düşünceler sarf edildiğini ancak bu yeni politikaya içerik kazandırılamadığını, alt başlıkların nasıl doldurulacağı, bu sistemin nasıl çalışacağına içerik kazandırılmadığını belirterek, “ İki devletli çözümün içi doldurulmadığından, bir seçim ezberi olmaktan çıkarılmamıştır” dedi. 
Bu politikaya yönelik içeriğin yanında stratejiye de ihtiyaç olduğunu dile getiren Özersay, hangi platformda nasıl bir strateji ile iki devletli çözüm vizyonunun hayata geçirileceğinin belirlenmesi ve hem topluma, hem de uluslararası aktörlere anlatılması gerektiğini kaydetti. 
Özersay, “Şu ana kadar cumhurbaşkanlığında böyle bir adım görmedim. Lüften kımıldayınız” şeklinde konuştu. 
İki bölgeli iki toplumlu çözüm parametresinin, iki tarafın ilke olarak anlaşması, rıza göstermesi üzerine BM Güvenlik Konseyi kararlarına girdiğini söyleyen Özersay, meşruiyetinin kaynağının bu olduğunu ifade etti. 
İki tarafının ortak rızasıyla bu zeminin değiştirilebileceğini söyleyen Özersay, her iki iradenin eşitliğinin esas olduğunu, şu anda ortak irade ve zemin bulunmadığından, BM’nin ortak bir zemin arayışında olduğunu belirtti. 
Ortak zemin olmadığı sürece resmi bir müzakere sürecinin başlayamayacağını, beşli konferansın gayri resmi bir toplantı olduğunu söyleyen Özersay, bu noktanın gözden kaçırılmaması gerektiğini kaydetti. 
“Gayri resmi beşli toplantı Kıbrıs Türk halkı açısında yaşamsaldır” diyen Özersay, Cumhurbaşkanının toplantıya hazırlıklı gitmesi gerektiğini belirtti. 
Özersay, Kıbrıslı Türklerin yıllardır  “tek yol federasyondur, iki devletli çözüm gerçekçi değildir” ile  “tek yol iki ayrı devlettir, federasyon gerçekçi değildir” olmak üzere iki cümle arasında “savrulduğunu” söyledi. 
Şartların federasyona uygun şartlar olmadığını, bundan dolayı federasyonun hayata geçirilemediğini belirten Özersay, “Kıbrıs’ın dışındaki uluslararası şartlar ile Kıbrıs Rum tarafının durumunun iki ayrı devleti mümkün kılmadığını, bu görüşün de gerçekçi olmadığını” söyledi. 
İkisi de bu şartlarda mümkün değilse, bu bağlamda Cumhurbaşkanlığının bunu ortaya koyması gerektiğini dile getiren Özersay, “Ya mevcut şartları değiştireceksiniz, şartlarını oluşturacaksınız ya da çıkış yolu için bugünün şartları neye müsaittir ona bakacaksınız” diye konuştu. 
“İki taraf arasında tanımaya neden olmayacak şekilde işbirliği yapma” düşüncesinin barışa ve istikrara hizmet edeceğini söyleyen Özersay, örneğin enerji alanında, işbirliğini kurumsallaştırmanın mümkün ve gerçekçi olduğunu belirtti. 
Özersay, işbirliği kapısının aralanmasıyla karşılıklı güvenin başarılabileceğini, bunun yanında bağımlılık ilişkisinin de barış, istikrar sağlama ve muhafaza etmede önem taşıdığını ifade etti. 
“İşbirliğine dayalı ortaklık nihai hedef olabilir” diyen Özersay, işbirliğinin zaman içinde ortaklığa evrilebileceğini, nihayetinde neye varılacağının başta ortaya konmasının gerekmediğini, Avrupa Birliği’nin de bu şekilde oluştuğunu kaydetti. 
“Kıbrıslı Türklerin anı yaşamak yerine farazi bir tartışma içinde geleceğe odaklandığını” söyleyen Özersay, bu yapılarak anın kaybedildiğini, kaçırıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanına; denizdeki kaynaklar, Brexit sonrası İngiltere ile ticari anlaşmalar, Kapalı Maraş, güven yaratıcı önlemler konusunda Cumhurbaşkanlığı’nda farklı siyasi yapıdan kişilerden oluşan bir ekip oluşturulması konularında girişim yapması, çağrısında bulunan Özersay, “Kımıldayın lütfen” dedi. 
Cumhurbaşkanına örtülü ödeneği nasıl kullanacağını soran Özersay, “Rakamları, belgesi ile bunu Sayıştay’a sunun, şeffaf olun” çağrısı yaptı. 
Özersay, Cumhurbaşkanı Tatar’a Cumhuriyet Meclisi’nde milletvekilleri ile yapacağı bir toplantıyla bilgi ve görüş alışverişinde bulunması ve Kıbrıs Türk halkının yararına olacak dış politikaları belirlemesi önerisinde bulundu. 

Editör: TE Bilisim