ÖZYİĞİT

İlk sözü alan TDP Milletvekili Cemal Özyiğit, Başbakan Tatar’ın “Bakanlar kurulunda konuyla ilgili ayrıntılı bilgi verilmemişti” demesini eleştirerek, böyle bir yatırımcının ülkeye gelmesine kimsenin itirazı olamayacağını ancak bu gelecek kişilere “şimdi gelecekseniz karantinada kalacaksınız 14 gün” diyebileceğini söyledi.

Polis raporunda hatalı bulunursa (Başbakanın) diğer bakanları da görevden alıp almayacağını soran Özyiğit, en üzüntü veren yanının bu görev değişikliklerinin TC Büyükelçiliğiyle istişare edilmesi olduğunu söyledi.

“Önce elçi sonra Saray.. Bu ülkeyi daha ne hallere düşüreceksiniz” diyen Özyiğit, geçmişte de bu tür sıkıntılar olduğunu ve Büyükelçilerin bakanlar kuruluna katılmasının engellendiğini hatırlatarak, bu yapılanlara anlam vermekte zorlandığını kaydetti.

Özyiğit, dün alınan geçişlerin bugüne alınması kararını da eleştirerek, Güneyle olan temaslar konusunun önce Cumhurbaşkanlığı sonra BM, teknik komitelerle görüşülmesi gerektiğini ifade etti.

Özyiğit, sınır kapılarında yaşanan ve yaşanması öngörülen aksaklıklara işaret etti.

Kendilerinin de Ombudsmanda soruşturma talep ettiklerini ve raporların ardından değerlendirmede bulunacaklarını kaydetti.

ARIKLI

YDP Milletvekili Erhan Arıklı, “hükümetin kendi yarattığı zaafiyeti idare edemeyerek yüzüne gözüne bulaştırdığını” savunarak, özel izinle ülkeye gelmesine izin verilenler ve verilmeyenlerle ilgili çeşitli örnekler vererek “Siz adamına göre mi karar veriyorsunuz” dedi.

Hükümeti, duygu sömürüsü yapmakla suçlayan Arıklı, Tatar’ın en başından çıkıp özür dileseydi konunun buralara gelmeyeceğini, polisin sunacağı raporun ardından gereğinin yapılabileceğini söyledi.

“Ulaştırma bakanı da suçlu bulunursa onu da ortağına söylemeden görevden alacak cesareti olacak mı merak ediyorum” diyen Arıklı, Bakanlar Kurulu’na sunulan karantina dahil önergeye rağmen karar alınmadan sorumluluğu alıp kapıları açtıranın kim olduğunu bilmek istediklerini ve bu konunun peşini bırakmayacaklarını ifade etti.

ATAOĞLU

Kabine değişikliği ve yaşanan süreçle ilgili söz alan DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu da,  gündemin ekonomik paket olması gerekirken hükümetin kendi konularıyla ilgili saatler süren toplantılar yapıldığına işaret etti.

Tatar’ın tüm gelişlerde Bakanlar Kurulu kararı yoktur söyleminin yanlışlıkla ağızından çıkmış olabileceğini, çünkü bu konuda Başbakanın bilgisi olmama ihtimalini düşünemediğini kaydeden Ataoğlu, Tatar’ın “pandemi döneminde pozitif adımlar attık kararlar aldık” dediğine atıfta bulunarak “madem PCR testi yeterliydi niye vatandaşlar 14 gün karantinada kaldı?” diye sordu.

Ataoğlu, Tatar’ın Özersay’ın hükümeti bozmasından korkarak mı bu tür karar aldığını sorduğunu ancak cevap alamadığını hatırlatarak, Özersay’ın geçmiş söylemlerinin sadece kendi partisi haricindeki kişileri mi kapsadığını sordu.

ERHÜRMAN

Kabine değişikliği ve Meclisin aldığı kararlar konusunda konuşan CTP Milletvekili Tufan Erhürman, Başbakanın bugün özür dilemesini ilginç bulduğunu, özür dilemesine sebep olan soruları kendilerinin zaten önceden de sorduğunu, hataların ortaya çıkmasının ardından gelen özürün bir anlamı olmadığını kaydetti.

Erhürman, tüm bakanlıklara dağıtılan yazının Maliye Bakanlığına gitmediğini ve bu nedenle gümrük görevlisi göndermediklerini açıkladığını, Başbakanın bundan haberi olmadığını belirttiğini anımsatarak  “bu ülkeyi çok iyi yönettiniz bir tek jet mi yönetemediğiniz” dedi.

Bazı uçakların Bakanlar Kurulu izini ile, bazısının izinsiz gelebilmesiyle ilgili soruşturma önergesi hazırlayacaklarını ifade eden Erhürman, aylarca tüm toplumun sıkıntı yaşadığını, kapalı kalınan sürede yapılan hazırlıklar ve yapılanlarla ilgili bilgi alamadıklarını ancak hala çok başarılı yönetildiği iddialarına anlam veremediğini söyledi.

“Dün de yine 32 Bininci toplantısını yapan Bakanlar yine öncekilerle çelişen kararlar aldı” diyen Erhürman, bu kararların hangi gerekçelerle hangi bilimsel verilerle alındığını sordu.

Erhürman, 2. Ekonomik paket tartışılırken insanlara zaten hakları olan maaşlarını verebildikleri için “başarı çığlıkları” atılmasına anlam veremediğini kaydederek, ekonomik paketle ilgili de hala net bir bilgi edinemediklerini, farklı yerlerden farklı metinler gördüklerini söyledi.

Yapılanları, hiçbir alanda bir yönetme becerisi olmadığının göstergesi olarak değerlendirerek, “jetle gelen insanların kiminle temas ettiğiyle ilgili bir bilgi edinildi” mi diye soran Erhürman, 1 Temmuz’da açılıma gidecek hükümetin hangi kriterlere uyacağını bilemediklerini, bu nedenle de güven duyulmadığını belirtti.

Hükümetin silkinip kendine gelmesi gerektiğini söyleyen Erhürman, Tatar’ın her soruya cevap vermek zorunda değilim dediğini anımsatarak, “evet hesap ve cevap vermek zorundasınız” dedi.

Erhürman, böyle bir yönetimle Cumhurbaşkanlığı seçimini erkene almak istemediklerini ve halka ne olur korunun çağrısı yaptıklarını yineledi.

ÖZERSAY

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay söz alarak, geçen hafta kürsüye çıkarak ne bilip ne bilmediklerini paylaştığını, polis raporunda da ortaya konan, sorulardan birinin, yatırım bağlamında geleceği söylenen kişilerin öyle bir ziyaret yapmadığının ortaya çıktığını belirtti.

Bakanlar Kurulu’nun bilgisi dahilinde, karar alınmadan gelindiğini ancak gelinmesini uygun bulmaları üzerine, Ulaştırma Bakanı’nın da uygun bulunması üzerine izin verdiğini ifade eden Özersay, öğrencilerin gidiş gelişleri ve sağlık konusunda da, Bakanlar Kurulu’nun yazılı metin olmadan geliş gidiş yapıldığını söyledi.

Erhürman’ın soruları üzerine, Özersay, usul olarak yazılı karar olması gerekli miydi bilemediğini ancak zaten herkesin onayı olan bir konunun, Bakanlar Kurulu’nun meclis binasında yapılmış olması nedeniyle resmi gazetede yayınlanmadığını ve bunun önceden de örnekleri olduğunu yineledi.

Özersay, kendilerine söylenen maksat haricinde gelindiğini ya da gelindikten sonra maksada uyulmadığını öğrendiklerini, kendilerinin de zaten ilk andan itibaren bir polis araştırması istediklerini, sonrasında da gerekli tüm adımların atılacağını söyledi.

Özersay milletvekillerinin sorularını da yanıtlayarak, Bakanlar Kurulu’nun adaya gelen 3 bin kişinin de karantina sürecini takip etmediğini ancak bu özel jetle gelenlerin de kendilerine karantinasız olacak şeklinde bildirilmediğini tekrarladı.

Polisin ilk verdiği raporda, gümrük denetimi yapılmadığının netleştiğini ancak neden ve niyesinin henüz değerlendirilmediğini ifade eden Özersay, kabine değişikliği konusunun ele alınış şeklinin ülke itibarının zedelenecek düzeyde olmasını eleştirerek, ‘şantaj yapılıyormuş izlenimi hiç hoş değil’ dedi.

Özersay, bir süre milletvekillerinin sorularını dinleyerek, sürekli aynı soruların sorulmasına anlam veremediğini, zaten bu soruların önceden birçok kez sorulduğunu verilen cevaplardan memnun olunmamasını anlayabileceğini ancak şu an farklı cevaplar verecek bilgiye sahip olmadığını vurguladı.

Pandemi döneminde hava limanı çıkışlarının farklı şekilde düzenlendiğini, VIP’nin kullanılmaması nedeniyle zaten kendi bakanlığının bu noktaya dahil olmadığını ve kendilerinin her zaman herkesin dokunulmazlığının kaldırılmasını savunduğunu hatırlatan Özersay, Arıklı’nın o kapının asla kullanılmadığını iddia etmesi üzerine Atakan’dan bilgi alarak, bu kapının ambulans uçakları için de kullanıldığı cevabını aldı.

İhalede 2. gelen şirketin inceleme yapmasını ve 1 Temmuz’a kadar beklenememesinin sebeplerinin sorulması üzerine ise, salgın öncesinde bile bu ihaleye karışmadıklarını söyleyen Özersay, insani anlamda verdikleri ve vermedikleri izinlerle ilgili de bilgi vererek, karantina konusunda şahsi hiçbir karar vermediğini belirtti.

Özersay, güven bağlamında soru işareti yaratacak adımlar attıklarını kabul ettiklerini ancak insani konularda kimseyi zan altında bırakacak imalara gerek olmadığını vurguladı.

1 Temmuz sonrası için ilave tedbirler alınması gerekir miydi konusunu dün akşam değerlendirdiklerini, bu konuda henüz net bir karar almadıklarını, yarın ilgili kişilerden bilgi alarak karar vereceklerini söyleyen Özersay, kararlarını revize etmeye hazır olduklarını da yineledi.

Özersay, ülkeye bakanlar kurulu kararı yayınlanmadan gelenlerle ilgili geriye dönüp araştırma yapılması gerektiğini düşünmediğini, ancak talep edilmesi halinde önceden gelenlerin tabi olduğu muamelenin incelenebileceğini,  verilen istisnai sağlık kararlarının da ilgili herkesin onayıyla alındığını söyledi.

Lefkoşa’da Lokmacı’dan Kuzey’e, Ledra’dan Güney’e geçiş izni verilmemesinin sebebi üzerine Özersay,  Ledra’nın kapalı olmadığını, görevli kişilerin testleriyle geçişinin yapıldığını, tedbirler alındıkça kapılardaki geçişlerin genişletileceğini belirtti.

Özersay, PCR testlerinin 2 kurumun da dahil olacağı bir açılımla gerçekleştirileceği bilgisi olduğunu,  alım aşamasında devletin de dahil olacağını bildiğini söyledi.

Haber: Arzu Köprülü

Editör: TE Bilisim