Özgürgün'ün ambargosuna Yeni Düzen ve Kanal Sim'in yöneticilerinden doğal olarak tepki geldi ve bu tepki bugünkü köşe yazılarına yansıdı.
Kanal Sim yayın yönetmeni Sami Özuslu "Ambargocu Parti Başkanı" başlığıyla yazdığı yazıda duygularını şöyle ifade etti:
...
"21 senelik gazetecilik hayatımda böylesini ne gördüm, ne de duydum.
Bugüne kadar bir parti başkanının basının bir kısmına ambargo koyduğuna hiç tanıklık etmedim.
Ne rahmetli Denktaş, ne Talat, ne Eroğlu böyle bir muamele yapmadı gazetecilere...

Özker Hoca’dan Hakkı Atun’a, Zorlu Töre’den Serdar Denktaş’a, Ferdi Sabit Soyer’den Mustafa Akıncı’ya birçok parti başkanı gördük geçmişte de hiç biri ambargocu çıkmadı.

Serdar Denktaş, Mehmet Çakıcı, Özkan Yorgancıoğlu, İzzet İzcan hiç “Beni eleştiriyorlar diyerek basının bir kısmını ötekileştirmedi, yok farz etmedi.

Eleştirilerin en ağırını yönelttiğimiz yakın geçmişin Başbakanı İrsen Küçük bile bir günden bir güne basın mensuplarına karşı tavır almadı.

Ama UBP’nin yeni Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün bu yolu seçti ve başkanlığının henüz başında demokratlıktan uzak, hoşgörüsüz davranışlarını sergilemeye başladı.

**
Dün sabah Cenk odama geldi, “Özgürgün’ün basında üst düzey yöneticilerle yemekli basın toplantısı varmış, davet aldın mı?” diye sordu.
Böyle bir davet almamıştım.
Kanalın haber merkezine sordum, ben yokken arayan oldu mu diye...
Kanal SİM’den kimseye böyle bir davet gelmemişti.
Cenk “Bana da gelmedi” dedi.
‘Bu ne anlama geliyor’ diye kısa süre düşünüp konuştuk.
Vardığımız kanı şuydu: Özgürgün bizi ‘basın’ olarak görmüyordu!
Muhtemelen suçumuz da kendisiyle ilgili haberler yapmamızdı.
‘Sildirdiği’ trafik cezalarından ‘geri zekalı’ dediği basın toplantısına, hele de en son ‘çiçekçi’ haberine kadar uzanan süreç belli ki Özgürgün’ün bize diş bilemesini sağlamıştı.

**
Hüseyin Özgürgün’ün Kanal SİM’i ve Yenidüzen’i ‘basın’dan saymaması, bizi ‘gazeteci’ olarak görmemesi kendi bileceği iştir.

Herkes kendi yolunu çizer ve o yolun sonunda nereye varacaksa varır.

Bir parti başkanı olarak hakkında çıkan her haberle ilgili böyle bir tavır içine girecekse eğer ve yanıt hakkını kullanmak, gazetecilerle diyalog içine girmek yerine çocukça küsüp yok sayacaksa ‘muhalif’ gördüklerini, vay haline!

Hem Özgürgün’ün, hem UBP’nin!..

**
Siyasi partiler de, basın da demokrasilerin vazgeçilmezi birkaç unsuru içindedir.
Yayın organlarının politikaları ve duruşları kendilerini bağlar. Siyasi partilerinkiler de öyle...
Kimse bir diğerini desteklemek zorunda değildir.

Hukuk ve etik kurallar çerçevesinde her türlü haber ve yorum özgürce yayınlanabilmelidir. Yayınlanabilmelidir ki ‘4 numaralı kuvvet’ diye bilinen medya denetleyici olabilsin.

Özgürgün eğer trafik cezalarının silinmesi, çiçekçi fatuaları ve bir basın toplantısında halk için “G... zekalılar” ifadesini kullanması dahil bugüne kadar Yenidüzen’de yazılan, Kanal SİM’de gösterilen ve üzerinde tartışılan konularla ilgili bir hukuk ihlali ya da etik sorun görüyorsaydı, bunun gereğini yapardı.

Ama bırakın böyle bir girişimi, defalarca kendisine ulaşılmasına rağmen cevap hakkını ısrarla kullanmamayı, konunun ‘soğuması’na yatmayı tercih etmiştir.
Elbette bu da kendi tercihidir ve o tercihe saygımız da vardır.
Ama kendisinin susması, bizi de susturabileceği anlamına gelmez!
Özgürgün dün Yenidüzen’i ve SİM’i yok sayarak aslında kendi demokrasi kültürünü ve hoşgörü seviyesini ortaya koymuştur.

Bundan sonra ‘çiçekçi’, ‘trafik cezası sildirici’, ‘halka g... zekalılar deyici’ gibi sıfatlarının yanına ‘ambargocu’luğu da eklemiş oldu.
Yakışıp yakışmadığına siz karar verin!"...

Yeni Düzen Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cenk Mutluyakalı'da bugünkü yazısını bu konuya ayırdı.

"Bu Ambargo Kime" başlığını kullanan Mutluyakalı'nın yazısı şöyle:

...

Yeni Düzen Gazetesi'nin haber müdürlerinden ve köşe yazarlarından Fayka Kişi "Yüzü Kızarmadı" başlıklı yazısında tepkisini ortaya şöyle koydu:

"UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, medyaya ‘gerizekalılar’ demişti bir süre önce… Medyaya bakış açısını göstermişti bu söylemi…
Dün de medyanın üst yöneticileri ile bir araya geldi. Şu ‘gerizekalılar’ diye tabir ettiği…
Ancak bir kez daha ‘demokrasi’ anlayışını gösterdi Özgürgün…
Kimi medya yöneticilerini davet ettiği toplantılı yemeğe kimilerini davet etmekten ‘geri’ durdu, dışladı.
United Media United çatısı altında bulunan YENiDÜZEN ve Kanal Sim’i de davet etmedi, ‘görmek’ istemedi…
Dün ‘gerizekalı’ dediği medyaya, bir de yüzü kızarmadan, “Basın ile yakın çalışacağım, basına değer vereceğim” dedi.
Gerçekten Özgürgün, niyetini açıkça belli etti!.."

...

Gazetenin bir diğer haber müdürü Mert Özdağ da "Çiçek Başkana Sorular" başlığı ile şu satırları yazdı:

"UBP’nin 'çiçeği' burnunda başkanı (!)

Hüseyin Özgürgün…

Hani, bakanlığı döneminde evinin bahçesini devlet bütçesinden “çiçeğe” boğduğu iddia edilen, nam-diğer “çiçekçi başkan” (!)

Dün bir basın toplantısı düzenlemiş.
“Üst düzey” gazetecilere yapmış daveti.
Öyle açıklandı.
Ve her ne hikmetse, YENİDÜZEN’den kimseyi davet etmemiş.
Bizler herhalde “alt düzey”…
Diğer gazetelere allı pullu, 38’in 8’i yana yatmış janjanlı davetiyeler yollamış.
Bizi es geçmiş, bile bile…
Anlayacağınız bir tavır ortaya koymuş.
Sevdiğim basın, sevmediğim basın diye bir ayrım yapmış, alt-üst UBP’nin çiçekçi başkanı…
Yapsın!
Bu tavır bile onun demokrasi anlayışını ortaya koymaya yetiyor.
Hüseyin Bey’in çok meraklısı olduğumuzdan değil ama, davet gelse elbet soracak sorularımız vardı…
Etmedi, kendi bilir…
Buradan sormak nasip oldu bize, cevap verme-vermeme hakkı da kendine…
İşte sorular:

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI yaptığınız dönemde kendi evinizin bahçesine binlerce liralık çiçek aldığınız iddia edilmişti, bizzat çiçekleri satan kişi tarafından, bu konuda bir gelişme var mı?

YİNE BAKANLIĞINIZ döneminde trafik cezalarınızı sildirmiştiniz, şimdi durum nedir, ödüyor musunuz cezalarınızı?

İRSEN BEY ile yaptığınız bir basın toplantısında tacize uğrayan yurttaşlar için “Sokağa çıkmasınlar elin geri zekalıları” demiştiniz, bu görüşünüzün hala arkasında mısınız?

15 KASIM 2010’da çekileceği açıklanan UBP piyangosu hala neden çekilmedi? Bir açıklamanız var mı bu konuda?

YİNE SİZİN PARTİNİZİN 20 Temmuz 2013 yılında çekileceği açıklanan son piyangosu neden çekilmedi? İki piyangodan bilet satın alan yurttaşlar soruyor: Bizi neden kazıkladınız Hüseyin Bey?

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ve diğer hayati konularda kararlı duracak mısınız? Yoksa süreci yoktan bahanelerle tıkama düşünceniz var mı?

TOMA İHALESİ konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizin döneminizde açıldı, yeni dönemde iptal edilip yerine itfaiye aracı alınıyor… Bunu siz kendi döneminizde neden yapmadınız? Yapacak iradeniz mi yoktu, niyetiniz mi?.."

Editör: TE Bilisim