Haberde adı geçen arsanın 25 dönüm olmadığını iddia eden Hasipoğlu, kendisine verilen bir arazi bulunmadığını savundu. Kendine devredilen bir devlet arazisi ya da kendisinin bu yönde bir başvurusu olmadığını ileri süren Hasipoğlu YENİDÜZEN’ein yayınına atfen “Beni kimse ulusal davamdan döndüremez” dedi.

İşte Hasipoğlu’nun yolladığı açıklama:

“4 Temmuz 2013 tarihinli Yeni düzen ve Afrika gazetelerinde çıkan haberle ilgili Tekzip Yazımdır
4 Temmuz 2013 tarihinli Yeni düzen ve Afrika gazetelerinde Bakanlar Kurulunun Karpaz”da 25 dönümlük bir araziyi şahsıma kiraladığı yönünde bir haber yayımlamıştır.
Sn. Başbakan Sibel Siber”de yaptığı açıklamada Karpaz”da denize sıfır bir arazi tahsisini iptal ettiklerini, bunun gerekçesi olarakta kamu menfaati üstünlüğü gereği hiçbir proje sunulmadan bu arazinin tahsis edilemeyeceğini ifade etmiştir. Öncelikle Sayın Başbakana 25 dönümlük denize sıfır arazinin neresi olduğunu, iptal edildiği iddia edilen arazinin nerede ve kaç dönüm olduğunu sormam gerekir. Zira ben karpaz”da denize 25 dönümlük sıfır bir arazi için başvuruda bulunmadığım gibi, böyle bir kararın da hayal ürünü olduğunu iddia ederim.
Tabi ikinci akla gelen soru Afrika ve Yeni Düzen gazetlerinin, 25 dönüm ve karpazda olan bu hayali arazi ile bağlantıyı kimlerle ve ne şekilde kurduğudur. Bunları merak ediyorum çünkü Karpaz”da 25 dönüm denize sıfır bir arazi ne şahsıma ne de benim hissedarı olduğum bir şirkete tahsis edilmemiştir, edilmesi de mümkün değildir zira bu şekilde bir başvurum yoktur.
Bu durumda işten Sn. Siber”in şeffaflığı burda son bulmaktadır, çünkü kendileri yalan beyana tevessül etmişler, gazeteleri de buna alet etmişlerdir. Eğer ortada başka bir kişiye tahsis edilen 25 dönümlük bir arazi var ise, o zaman ortada yanlış bir aktarım vardır, bir hata olmuş derim ve affederim. Ancak karpazda 25 dönümü de kime verdiklerini bilmek isterim. Zira bana verildiği iddia edilmektedir. Sn. Sibel Siber”de Bakanlar Kurulu ertesinde yaptığı açıklamada Karpaz”daki 25 dönümün iptal edildiğini ifade etmiştir. Lütfen bana biri bu arazinin kime verildiğini söylesin?
Şimdi gelelim benimle olan kısma. Ben 1997 yılında Istanbul Hukuk fakultesinden mezun olduktan sonra önce İstanbul”da daha sonra da Girne”de avukatlık mesleğini icra ettim ve halen de etmeye devam ediyorum. Bakanlar Kurulu dahil birçok devlet dairelerine başvurularım olmuştur. Hatta müvekkilerim için idari makamları dava ettiğim de çok olmuştur. Bakanlar Kurulu iptaline konu olduğunu düşündüğüm konu ise İskele Bölgesinde Onur Camping olarak bilinen turistik tesisin iznin yenilenmesi ve insaat ruhsatlı arazilerinin kiralanamasına ilişkindir diye tahmin ediyorum. Tahmin ediyorum diyorum çünkü bana iptal edildiğine dair resmi bir bilgi gelmediği gibi, Bakanlar Kurulu kararına konu olan arazi hacmi de yaklaşık 4.5 – 5 dönümdür ve bölgesi de İskeledir. Yani Gazetelerde bahsi geçtiği gibi 25 dönüm ve Karpaz”da değildir.
Bakanlar Kurulu”nun iptal gerekçesine baktığınız zaman ise hiçbir projesinin olmadığından bahsedilmektedir ve Bakanlar Kurulu”nun bu şekilde karar veremeyeceğinden bahsetmektedir. Bunun doğru olmadığının iki hukuki sebebi;

1-Bakanlar Kurulu işbu araziyi tahsis ederken zaten kararından direk kiralama yapmamıştır. Kiralama yapabilmesi için Devlet Emlak Malzeme Dairesine yetki vermiştir. Devlet Emlak Malzeme Dairesidir kira sözleşmesi yapıp yapmamaya yetkili olan makam. Dolayısıyla hukuken sakatlık olan bir durum yoktur. Ben size CTP döneminde aynı şekilde, yani kiralama yapılacak olan şirketin isminin zikredildiği yüzlerce Bakanlar Kurulu kararı örneği gösterebilirim. Kiralama yapılacak olan şirketin ismi kararda geçmez ise, Devlet Emlak Malzeme Dairesi kiminle kira sözleşmesi yapacağını bilemeyecektir.

2- Bir diğer önemli iptal gerekçesi ise iptal edilen arazinin hiçbir projesinin olmadığı yönündedir. Şimdi UBP hükümeti bu 4.5 dönümlük yerin kiralama kararını vermeden önce bir ekip göndererek yerinde inceleme yaparak oradaki tesisi, yani restoranı, camp alanını, yarım insaat bungalowları tesbit etmiştir. Hatta bu yer eski kaynak paketlerinde Onur ailesine de verilen bir alandır. Ben başvuru dilekçemde bu alan ile ilgili insaat ruhsatlarını, hatta bazı alanlardaki nihai tasvip onayını da ekledim. Bu nedemektir, bırakın incelenmek için proje sunmayı, bu iptal edilen alanda inşaat ruhsatlı binalar vardır demektir. Şimdiki İç işleri bakanı veya turizm bakanı tenezül edip herkesin bildiği bu onur camping olarak bilinen alanı ziyaret etselerdi, nasıl vahim bir karara imza koyduklarını anlayacaklardı!
Dahası alanın hemen yanı da Onur ailesinin 25 yıllık kirasındadır. Kira sözleşmeleri dahi henüz yenilenmemişti. Yenilenmeme sebebi de neydi biliyormusunuz, UBP hükümeti “Onurların” kirasında olan 14 dönümlük bir alanı Bakanlar Kurulu kararıyla İskele Belediyesine tahsis etmişti!
Bari bu 4.5 dönümü kurtaralım hesabı ben avukatları olarak yaklaşık 1.5 seneden beridir, çalmadığım kapı, göndermediğim ihbar kalmadı. Günün sonunda 4.5 dönüm için Bakanlar Kurulu kararı alındı, onu da şeffaf, hukuk bilen, yeri görme zahmetinde bile bulunmayan, on tane bakanın oturup birbirini yüzüne bakıp kağıt üstünde iptal etmesiyle son buldu. Şimdi hem 14 donum hem de 4.5 donum gitti!
Bu 4.5 donumluk kararda Sorma zahmetinde bile bulunmadılar Neden Erdoğan Onur ile birlikte Oğuzhan Hasipoğlu”nun da ismi geçiyor diye...
Erdoğan ve Hulusi Onur”un (yani Onur Turizm şirketinin ortaklarının) ricası ile geçici olarak Nephe limitedde Erdoğan ile birlikte yer almam istendi. İstemelerinin sebebi de burada açıklayamayacağım ailevi sebepler idi. Onurlar beni ailelerinden biri olarak görürler, zira Erdoğan Onur ile ben ilkokuldan beri sıra arkadaşıyız, yani ben bu ailenin ellerinde büyüdüm. Lakin bu dosyada, en bütün başvuruları en baştan beri Avukat sıfatıyla yapmıştım, şirketti direktörlük poziyonumda zaten aramızdaki anlaşma gereği bu sıfatladır. Gerçi Erdoğan Onur gerekli açıklamaları Havadis Gazetesine yapmıştır. Bu arada Havadis gazetesine de teşekkür ederim en azından haberi yapmadan önce beni aradılar.
229 şirkete sahip olduğum ve İngiliz vatandaşı olduğum iddiaları da Takvim gazetesi haberi baz alınarak Afrika gazetesinde yayımlanmıştır. Bu iki iddia da tamamen gerçek dışıdır. Bu konuda Takvim Gazetesi aleyhine İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/377 E. Sayılı maddi ve manevi tazminat davam halen devam etmektedir. Dolayısıyla bu konuda daha fazla ne ben birşey söyleyebilirim, ne de basın yorum yapmalıdır. Ancak basına göre benim 229 şirketim, 25 donum denize sıfır arazim ve bir de İngiliz vatandaşlığım vardır. O zaman biri bana bu 25 dönümün kira koçanını ve İngiliz pasaportumu göndersin lütfen!
Bir haber yapılacaksa en azından haberin bazı kısımlarına gerçeklik payı verdirilmeldir, biraz yaratıcı olunur, ancak yaratıcı dedim yalançı demedim! Bu tekzip yazımda basın ahlak ve kurallarına hiç girmek istemiyorum. Bunları Mahkemelerde konuşacağız, bu bağlamda işbu yazımla yasal haklarımı da saklı tutarım. En azından buna hakkım olmalı zira bir günde sağlam karalandık!
Günün sonunda Kimsenin umurunda değil Onur ailesinin 25 yıllık emeği, işleyen tesisin iki hükümet arasındaki yap boz tahtasına döndüğü!. Şimdi İskele”de bu tesis işlemeye devam ediyor, ancak kiralayan ile kiracısı belli değil! Tıpkı Yaşar ne Yaşamaz misali. Haa bu arada nice Bakanlar Kurulu kararıyla kiralanmış, ancak bir çivi dahi çakılmamış yüzlerce dönüm denize sıfır boş araziler var, bunları kimsenin iptal ettiği yok, çünkü onların Avukatı Oğuzhan Hasipoğlu değil. İçlerinden iptal edilen bir tek Oğuzhan Hasipoğlu”nun işlemlerini takip ettiği turistik tesis ruhsatlı halen faaliyette olan 4.5 dönüme oldu!
Geldiğim aşama itibarıyla Hakkımda asılsız iddialar için yazmaktan ve yargıya gitmekten başka çarem yoktur. Zaten çamuru atanlar izlerini bir günlüğüne de olsa bırakmışlardır. Bu rahatlık onlara yeter. Hem de oğlu ile birlikte babaya da vurmuş oldular, bir taşla iki kuş!
Bu arada aday olan Ertuğrul Hasipoğlu”na bu haberin zarar vereceğini düşünenler de pek heveslenmesinler.
Bu açıklamaları ve haberleri kimlerin hangi saikle yaptığını bizler çok iyi biliyoruz. Ama korkmasınlar biz böyle yollara tevessül etmeyiz, halk takdir ederse Hasipoğlu Magosa”da yeniden seçilir. Seçilmesini engellemek için bu haberi yayanlar ve dağıtanların çok daha yaratıcı olmaları gerekir. Yılların emeği ve hizmeti öyle kolay kolay sıvanamaz.
Ben ise önce namusum ve şerefim, daha sonra kendi halkım için mücadele vermeye devam edeceğim. Ne bu ülkenin geçici başbakanı ve arkasındaki zihniyet, ne de basın kuruluşlarının haberleri beni ulusal davamdan döndüremez.”
Sevgi ve Saygılarımla,
Av. Oğuzhan Hasipoğlu

 

(YENİ DÜZEN)

Editör: TE Bilisim