Hak-Sen, Merkezi Cezaevi'nde yaşanan sıkıntılara dikkat çekmek amacıyla grev başlattı. Sabahın erken saatlerinde cezaevi önünde toplanan çalışanlar yoğun polis kordonu ile karşılaştı.

Grev sırasında konu ile ilgili açıklama yapan Hak-Sen Başkanı İzzet Türkmen, gardiyanların uzun bir süredir yaşadığı sıkıntıları anlattı.

Yapılan açıklama şöyle:

Bugün burada bulunmamızın nedeni yasal haklarımızın verilmesi için uzun bir süreden beri diyalog arayışı ile birlikte yürütmeye çalıştığımız sürecin tıkanmasının sonucudur. Devletin devamlılığı esas ise, gelmiş geçmiş tüm Hükümetlerin ihmallerinin bir sonucu olan bu hükümet ve Bakan tarafından da görmezden gelinen ve çözüm üretilmeyen sorunun çözümü için buradayız.

Konu Sayın Bakanın bilgisindedir, kendisi hukukçudur, terfi istemediğimiz gibi sınavsız bir terfi hiç istemiyoruz. Ancak Bakan böyle bir talebimiz olduğunu iddia ediyor. Bugün itibariyle İçişleri Bakanlığı geçen aylar içinde Maliye Bakanlığı ile konuyu hala görüşmemiştir. Bize görüşüldüğü ile ilgili dönüş yapılmamıştır.

Konu Maliye Bakanının bilgisine Sendikalar tarafından getirilmiştir. Maliye Bakanı çözüm için bizzat söz vermiştir, ancak hiç bir gelişme yaşanmamıştır.

Terfilerin çok uzun yıllardan beri yapılmamış olması, gardiyanların baremiçi ilerlemelerine engeldir. Emekliliği gelmiş gardiyanların hem emekli maaşı hem de emekli ikramiyesi açısından ciddi kayıpları sözkonusudur.

Kamu da A ve B memur baremi diye bilinen baremleri emekli olmadan alamayan kamu görevlisi yoktur. Çünkü sınavları zamanında yapılmıştır ve yapılmaktadır. Tüm kamu içinde sadece ve sadece gardiyanlar bundan mahrumdur.

Özelleştirme Yasası kapsamında kamuya aktarılan personele bu hak kadrosuz oldukları halde, hizmet şemları olmadığı halde hiç zorluk çıkarılmadan verilmiştir.

Bugün bu grevin nedeni mahrum bırakıldığımız hakların;

Halen Cezaevi Müdürlüğü kadroları altında çalışan personele bir defaya mahsus verilmesidir. Konuyla ilgili yasal çalışma Sendikamız tarafından yapılmış ve İçişleri Bakanlığına aylar önce verilmiştir.

Haklarımıza duyarsız kalan Bakanlıkları göreve davet ediyoruz. Özellikle görev İçişleri Bakanına düşmektedir. Biz İçişleri Bakanlığı personeliyiz. Konu mali bir konudur diyerek içinde çıkmaya çalışması da softa şaşırtmasıdır. Herkes de bunun farkındadır.

Sendikanın taleplerini masaya yatırıp mümkün olan veya olmayanı masada konuşmak yerine, grev kararından sonra grev kırıcılığı için gece yarısı operasyonları yapmakta etik değildir. Daha grev kararı ortada yokken,yapılacak greve HAKSEN dışında diğer sendikların katılmayacağını ilan etmesi de ciddi anlamda üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Bilginin kaynağı ve erken ilanı akla hertürlü soruyu getirmektedir. Demek ki bu konuda bir görüşme ve söz verme durumu vardır.

Yasalara uygun ilan edilmiş bir grevi sorunun çözümüne paydaş üst düzey kamu Görevlileri aracılığı ile kırmaya çalışmak, sorunu çözmüyoruz, diyalog kurmuyoruz, Bakanlıkla işbirlikçilik yapan sendikaları yanımıza aldık demenin bir başka yoludur.

Diğer taraftan Cezaevinde üyesi varken davetimize rağmen bugün burada yeralmayan, Hükümetin Bakanın yanında yeralan, üyelerinin maaş ve emeklilik haklarını mücadele ile almalarına “malum nedenlerle” engel olmaya çalışan Sözde sendikaları da kınıyorum.

Gardiyan unutmaz yeri ve zamanı gelince bu tutumun hesabını soracaktır. Korkunun ecele engel olmayacağını Hem Bakanlık hem işbirlikçileri eninde sonunda anlayacaklardır.

Editör: TE Bilisim