önelik eleştirilerini dile getirdiler.
FELEK
DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek hazırlanan İktisadi ve Mali İş Birliği Antlaşması’nın Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürükleyeceğini ifade etti.
Hazırlanan protokolde 1986 tarihli Grev, Referandum ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın değiştirilmeye çalışılıp, Toplu İş Sözleşmeleri yapılırken Maliye Bakanlığı’nın beğenmediği maddeleri çıkarabilmesinin sağlanmaya çalışıldığını kaydeden Felek, böylesi bir anlayışın ne hukuka ne de demokrasiye sığdığını söyledi.
Protokolde, her “TİS bitiminde kazanılmış sosyal hakların sıfırlanması” hükmünün yer aldığını da hatırlatan Felek, yıllar içinde çalışanlar tarafından kazanılmış hakların sıfırlanmasının sendikalar için bir risk, kaos ortamı oluşturacağını, ayrıca iş huzuru ve verimliliğinin azalacağını belirtti.
Hazırlanan protokolde tüm çalışanlar için özel sektör kölelik koşullarının geçirilmeye çalışıldığını savunan Felek, asgari ücret konusunun da artık gıda endeksi, tüketici fiyatları endeksi vb. bilimsel verilere dayandırılarak belirlenmesi ve “tiyatro oyunu” oynanır gibi olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade etti.
GÜRÖZ
KOOP-SEN Başkanı Mehmet Ali Güröz, kooperatifler ve Kooperatif Merkez Bankası’nın özerk yapılar olması gerekmesine rağmen, 1984 yılından beri atanan kayyumlar ve siyasilerin işgali altında olduğunu savundu.
Bu konuda sendika olarak üç kez dava açtıklarını, bunların düşürüldüğünü, imza kampanyası başlattıklarını ve siyasi baskılar nedeniyle 34 imzanın 35’e çıkarılamayıp bundan da sonuç alınamadığını kaydeden Güröz, Kooperatif iştiraklerinin özerk yapıyla devam ettiğini ve Kooperatif Merkez Bankası’nın bunlara bir kuruş katkısı bulunmadığını anlattı.
Banka yönetiminin profesyonelleştirilmek istenmesinin devletin yüklü miktarda maaş ödemesi anlamına geleceğini söyleyen Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’nın Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası’ndan çıkarılmasının da “bankanın satılacağı” anlamına geldiğini ve 166 hissedarın onayının alınmadan bunu yapmanın mümkün olamayacağını iddia etti.
Bankada tüm KKTC genel mevduat oranının yüzde 30’unun bulunmasından dolayı birilerini rahatsız ettiğini ve burada birilerinin gözü olduğunu ifade eden Güröz, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin de gerekli istihdamları sağladığını ve denetim görevini eksiksiz yerine getirmeye devam ettiğini söyledi.
SOYSAN
TEL-SEN Başkanı Tamay Soysan, Telekomünikasyon Dairesi’nin yeniden yapılandırma adı altında, bir takım algı operasyonlarıyla adeta “pazar malı” gibi satılmak istendiğini söyledi.
Telekomünikasyon Dairesi’nin tüzel kişilik kapsamında, kâr amacı gütmeyen, kamu yararına hizmet veren, insan ve toplum faydası odaklı yatırımlar gerçekleştiren bir kurum olduğunu dile getiren Soysan, 126 bin aboneye sahip kurumu korumanın sadece sendika ve çalışanların değil devletin de bir görevi olduğunu belirtti.
Soysan, yeni bir yapılandırma yapılacaksa bunun adının “özelleştirme” veya “yap-işlet-devret” olmaması gerektiğini, özelleştirmenin getirdiği acı sonuçların daha önce Sanayi Holding, Ercan Havalimanı, Kıbrıs Türk Petrolleri’nde görüldüğünü ifade etti.
Soysan, Telekomünikasyon Dairesi’nin eritilmeye çalışıldığı gibi KIB-TEK’in de eritilmeye çalışıldığını savundu.
EYLEM
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem de konuşmasında, 47/2010 sayılı “Göç Yasası”nın devamının, kurumların tahakküm altına alınmasının ve TC’den görevlendirme öğretmen ve uzmanların Adada görev yapmalarının öngörüldüğünü belirtti ve söz konusu protokoldeki okulların OECD kriterlerine göre düzenlenmesiyle ilgili maddeleri eleştirdi. 
“Nüfusun kaç olduğunu bilmeden sınıflardaki öğrenci sayısını OECD kriterlerine göre nasıl hesaplayacaksınız?” sorusunu soran Eylem, “Öğretmen maaşlarında OECD kriterlerini yakaladık mı, eğitim yatırımlarında OECD kriterleri yakalandı mı?” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki gerici-piyasacı dönüşümün KKTC’de de yaratılmak istendiğini savunan Eylem, TC’de bir milyondan fazla çocuğun tarikatların esiri olduğunu, ders ve ders kitaplarındaki dini ifadelerle Türk-İslâm sentezci sorgulamayan bireyler yetiştirmeye çalışıldığını iddia etti.
Eylem, bu şekilde TC’de sağlıklı nesiller yetiştirilmesinin mümkün olmadığını kaydederek, aynı gömleğin şimdi de KKTC halkına giydirilmeye çalışıldığını savundu.
KİŞMİR
BASIN-SEN Başkanı Ali Kişmir ise son günlerde kamuoyunu meşgul eden “Tiyatroya sansür” konusunun Sendikal Platform ve üye kuruluşları da rahatsız ettiğini belirterek, yasakçı zihniyete karşı olduklarını söyledi.
Sanattan rahatsız olanların aslında sistemin ve düzenin ifşa edilmesini istemeyenler olduğunu belirten Kişmir, “Bizler gerçek anlamda sanat yapan sanatçı ve aydınlarımızın yanındayız” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim