Kıbrıs konusunun tarihsel sürecine bakıldığı zaman yarım asrı aşkın uzun bir sürenin geride kaldığı görülmektedir.
Kıbrıs konusunun çözümü ile alakalı misyon üstlenmiş Birleşmiş Milletler’in 1964 yılından itibaren burada varlığı söz konusudur.
Bu süre zarfında iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelinde bir çözüm bulunması için müzakereler zaman zaman kesintiye uğramakla birlikte devam etmiştir.

Kıbrıs konusu siyasi bir sorundur ve Kıbrıs konusundan olumsuz manada en çok etkilenen Dünya’dan izole yaşamak durumunda kalan Kıbrıslı Türklerdir.
Bunu başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplumun görmesi ve anlaması gerekmektedir.

Bir toplumun uluslarararası toplum tarafından kırk yılı aşkın bir süre ambargolara maruz tutulması kabul edilemez.
Bizim çocuklarımızın Dünyada yaşayan diğer çocuklarla futbol oynamasının,şarkı söylemesinin,resim sergilerine katılmasının,karşılıklı ticaret yapılmasının Kıbrıs konusunun çözümü önünde bir engel olduğuna inanmamızı hiç kimse bizden beklemesin.

Kırk yılı aşkın bir süredir devam eden ambargolardan kaynaklanan ekonomik, sosyal ve siyasal olumsuzlukların bizlere ödetmiş olduğu bedeli on bir yıl önce Annan Planına ‘Evet’ diyen bir toplum olarak ödemeye devam ediyoruz.

Bu aynı zamanda bir toplumun kaderini diğer bir toplumun kaderine emanet etmek demekdir.
Bizlerin Dünya ile buluşma özlemi Kıbrıslı Rumların inisiyatifine ve takdirine bırakılamaz.
Kıbrıslı Türklerin üzerindeki ambargoların kaldırılması adada çözüme engel değildir.
Aydınlık Yarınlar Hareketi olarak uluslararası topluma Kıbrıs konusunda yaşanan öğretilmiş çaresizliğin dışına çıkmalarını ve uygulanan ambargoların kaldırılması ile ilgili adımlar atmaları çağrısını yapıyoruz.

 
Editör: TE Bilisim