Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adayı Ahmet Kaşif, “ ülke ve partinin iyi yönetilmesi için başlattıkları hukuksal ve siyasal mücadeleyi sonuç alınıncaya dek kararlılıkla yürüteceklerini” belirtti.
Kaşif, “ İrsen Küçük’ü parti genel başkanı olarak kabul etmeyeceklerini, bundan doğacak sıkıntıların sorumlusunun asla kendileri olmayacağını”vurguladı.

Ahmet Kaşif, “diğer genel başkan adayı İrsen Küçük’e Başsavcılık’tan yazılı görüş alarak, kamuoyu ile paylaşması ve yargının mümkün olan en kısa zamanda karar vermesine yardımcı olması çağrısında” bulundu.

Ahmet Kaşif açıklamasında şunları kaydetti.
“2012 yılının sonuna doğru giderken ülkemizin çözüm bekleyen sorunları ağırlaşmaktadır. Anavatan Türkiye ile bir ekonomik işbirliği protokolü imzalanması gündemdedir. 2013 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın Meclis’te ele alınmaya başlaması söz konusudur. Esnaf, tüccar, sanayici ve üreticinin sorunları vardır. Kamu görevlisi, özel sektör çalışanı, işçi gerileyen alım gücünün düzeltilmesini, gelirini artıran tedbirleri beklemektedir. Lefkoşa Belediyesi başta olmak üzere belediyelerimizin aşılması gereken sorunları vardır.
Kısacası vatandaş iktidar partisinden, Meclis’ten görev beklemektedir.
Ancak Sayın İrsen Küçük’ün 21 Ekim’de yapılan UBP Kurultayı’nda baskıcı, tüzükleri, yasaları hiçe sayan tutumunu sürdürmesi nedeniyle maalesef Genel Başkanlık seçiminin ikinci turu yapılamamış, konu sorun haline dönüşmüş ve tarafımızdan yargıya taşınmak zorunda kalınmıştır.
Oysa, Sayın Küçük delegemizin iradesinden korkup kaçmasa, hafta sonu Genel Başkanlık yarışının ikinci turu yapılır, sonuç açıklanır ve partimizin önü açılırdı; yargıya başvurma durumunda kalmazdık.
Sayın Küçük ikinci turdan kaçmıştır ve öyle görünüyor ki; Sayın Küçük taraflı, tarafsız avukatların, üniversite hocalarının, eski başsavcıların, “ikinci tura gidilmesi gerekirdi, UBP Genel Başkanlık seçimi tamamlanmadı, Divan’ın aldığı karar yoklukla maluldür; yani geçersizdir” diye yazmasına, söylemesine rağmen, parti yönetimini gaspçı bir şekilde sürdürmek istiyor.
Eğer Sayın Küçük,olayı zamana yayarak soğutabileceğini ve şaibeli, gayri yasal genel başkanlığını sürdürebileceğini düşünüyorsa, aldanıyor.
Bizler, hukuksal mücadelemiz yanında siyasi mücadelemizi de sürdürecek ve asla Sayın Küçük’ün onaylamadığımız UBP genel başkanlığını kabul ettiğimiz, buna uyduğumuz anlamına gelecek faaliyetlerin içinde olmayacağız.
Konu, yarın yargıda ele alınmaya başlanıyor. Sayın Küçük eğer UBP’yi ve ülkeyi seviyorsa, sorunun daha fazla büyümesini, parti ve ülke yönetiminin bundan etkilenmesini istemiyorsa, ülkenin ve partinin önünü tıkayacak değil, açacak kararlar almalıdır.
Sayın Küçük, yargı sürecini geciktirici taktiklere başvurmamalı; tam tersine hukukçularına yargının en hızlı bir şekilde karar vermesi için gerekenleri yapmaları içini talimat vermelidir. Sayın Küçük ikinci turdan kaçtığı gibi yargıdan da kaçmamalı yargı sürecini hızlandıran bir tavır sergilemelidir.
Yargı süreci ve siyasal gelişmelerle ilgili sürekli olarak arkadaşlarımızla birlikte değerlendirmeler yapılacak, halkımız, tabanımız, delegelerimiz devamlı BİR ŞEKİLDE bilgilendirileceklerdir.
Biz yargımıza güveniyoruz.
Tabanımız, halkımız rahat olsun. Bol keseden dağıttığı vaatler, verdiği yemekler, malum baskı, tehdit ve yol açtığı dış karışmalarla partimize, ülkemiz demokrasisine büyük zarar veren Sayın Küçük’ün son bir marifetle genel başkanlık makamını gasp etmesine boyun eğmeyeceğiz.
İzleyeceğimiz yolu halkımızla, tabanımızla paylaşacak, onların görüşlerini alacak, gerekirse kitle toplantıları düzenleyecek, halkımız, tabanımız delegelerimiz ne karar verir, ne yapmamızı önerirse, parti ve ülke çıkarlarını da göztererek onu yapacağız.”
Bu arada, UBP’li tüm milletvekili, belediye başkanı, kurultay ve ilçe delegelerimize, üyelerimize de bir çağrıda bulunmak istiyoruz;

Bu sürecin uzaması partimize fayda değil, zarar getirecektir. Dolayısı ile sürecin en kısa sürede tamamlanması için sizler de üzerinize düşeni yapmalısınız.

Genel başkanlığın yasa ve tüzük dışı uygulamalarla işgal edilmesine izin vermemelisiniz.

Sayın Küçük mutlaka doğruya yöneltilmeli bunun tersi bir tutumun partiye ve ülkeye vereceği zarar kendisine açık bir dille anlatılmalıdır. Aksi takdirde bu sürecin uzamasından kaynaklanacak sorunların sorumlusu biz olmayacağız.

Editör: TE Bilisim