Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ile yaptığı görüşme sonrası basına açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmeyi olumlu değerlendirdi ancak çetin ve kritik tartışmaların da yaşandığını söyledi.

Tatar, 2 saat süren görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Borrell’e Avrupa Birliğinin Kıbrıs ile ilgili konularda tarafsız kalmasını beklemediklerini, bunun nedeninin Avrupa Birliğinde faaliyet gösteren pek çok mekanizma, komisyon ve örgütte AB üyesi Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan vatandaşlarının görev yapması olduğunu anlattı.

Tatar, ayrıca Borrell’e Nisan sonu Kıbrıs konusuyla ilgili Cenevre’de yapılması planlanan, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Kesimi yanında, üç garantör ülke ve Birleşmiş Milletlerin katılacağı gayri resmi toplantıya, “Avrupa Birliğinin de gözlemci statüsü ile katılmasının doğru olmayacağını, çünkü tarafsız olmalarının beklenemeyeceğini” aktardığını söyledi.

Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da buna benzer açıklamalarda bulunduğuna işaret etti.

Kıbrıs Türk tarafınca tek egemenliğe dayalı bir çözümün kabul göremeyeceğini, egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devlet temelinde bir anlaşmanın mümkün olabileceğini aktardığını belirten Tatar, Doğu Akdeniz’de istikrar, güvenlik ve hidrokarbon konularında Türkiye’nin de kanaatlerinin fevkalade önemli olduğunun da iletildiğini söyledi.

Tatar, Borrell’e “Kıbrıslı Türklerin de Avrupa Birliğinde geleceğini gören bir halk olarak daha fazla  alaka ve ilgi beklediğini” söylediğini kaydetti.

Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’ye yeni fikirlerle gideceğini belirten Tatar, “Egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devletin işbirliği ile Kıbrıs’ta adil kalıcı bir anlaşmanın olabileceğini” söylediğini kaydetti.

Kıbrıs Rum tarafının hiçbir zaman yönetim ve zenginlikleri paylaşmak istemediğini, bu nedenle tek çıkış yolunun iki egemen devletten geçtiğini anlattıklarını belirten Tatar, “Görüşmede Avrupa Birliğinin Kıbrıs’ta nihai çözümü çok önemsediğini hissettim” dedi.

Kıbrıs Türkünün alternatifsiz olmadığını, çözüm olmaması halinde yoluna kendi devleti ile devam edeceğini söyleyen Tatar, vaatler karşısında asla ulusal çıkarlarını feda etmeyeceğini kaydetti.

HELLİM

Hellim’in Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında Avrupa Birliği ülkelerine ihracatının önünün açılması konusunun da görüşüldüğünü anlatan Tatar, Borrell’e Hellimin sağlık ve kalite denetiminin bal ve balık ürünlerindeki uygulamanın aynısının olmasını istediklerini ancak Kıbrıs Rum Kesiminin her nedense Hellim’in denetimini yapacak olanın belirlenmesi hususunda farklı bir tutum içerisinde olduğunu anlattıklarını söyledi.

Kıbrıs Türk tarafının denetçinin ya Avrupa Komisyonu tarafından atanmasını, yada Kıbrıs’ta atanacaksa iki lider tarafından atanması taraftarı olduğunu ifade eden Tatar, “Rum otoritesinin Kuzey’e yayılmasına asla müsaade etmeyeceğimizi söyledik.  Çünkü burada siyasi hassasiyetler olduğunu söyledik” dedi.

Komisyon yetkililerinin Hellim konusunda AB üyesi olarak Kıbrıs Rum Kesimi muhatap alabileceklerini dile getirdiklerini kaydeden Tatar ise, cevap olarak Kıbrıs’ın kendisine özgü bir yapısının bulunduğunu, kendilerinin burada bulunma sebebinin de bu yapı olduğunu söylediğini kaydetti.

Tatar ayrıca, görüşmede AB yetkililerine “Hellim gibi küçük bir sorununu çözemezsek Kıbrıs sorununu nasıl çözeceğiz”  telkinini yaptığını söyledi.

AŞI

Avrupa Birliğinden alınan Covid-19 aşılarının  yetersizliğinin de gündeme getirildiğini belirten Tatar, aşı konusunda da haksızlıklar gördüklerini, Güney Kıbrıs Rum kesimine 100 bin aşı gelirken, KKTC’ye AB’den 10 bin 250 aşı geldiğini, gelmesi gereken aşının üç kat olması gerektiğini belirtti, bu konuyla ilgili olarak Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in Borrell’e eşitsizliği telafi edeceğini söylediğini kaydetti.

Tatar, aşı konusunda KKTC’nin Kıbrıs Rum Kesimi ile muhatap olmadığını, AB’yi muhatap aldığını da belirtti.

FİNANSAL DESTEK

Kıbrıs Türk tarafına AB’den sağlanan finansal destek konusunu da tartıştıklarını belirten Tatar, 2004’te, Kıbrıs Rum Kesiminin ret verdiği referandum sonrası, Avrupa Birliğinin Kıbrıslı Türklere  yönelik finansal destek ve AB’ye ticaret için tüzük yapma sözü verdiğini, Kıbrıslı Türklere yapılan finansal desteğin vaat edilen rakamların altında olduğunu, finansal desteğin arttırılması gerektiğini de aktardığını söyledi.

YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ ALTINDA TİCARETE TEDBİR

Cumhurbaşkanı Tatar, ayrıca ürün geçişlerinde Kıbrıs Rum Yönetiminin pandemi gerekçesiyle kısıtlamalar getirdiğini, bunun doğru olmadığını ve Yeşil Hat Tüzüğü’nün ihlali anlamına geldiğini anlattığını, Borerell’in konunun bilgilerinde olduğunu ve çok rahatsızlık duyduklarını, tedbir alacaklarını söylediğini kaydetti.

PATATES

Patates ürününün Yeşil Hat Tüzüğü altında AB ülkelerine ihracat edilememesi konusunun da görüşüldüğünü ifade eden Tatar, pandemi nedeniyle patateslerin denetimi için denetçinin KKTC’ye gelemediğini, denetimlerin de yapılamamasından dolayı 2 bin ton ürünün üreticinin elinde kaldığını söyledi.

Haber: İbrahim Diran

Editör: TE Bilisim