Tek geçim kaynağı hayvancılık ve çiftçilik olan kişiler ayakta kalabilmek ve süt üretimini devam ettirebilmek için devletin kiraladığı arazilere ihtiyaç duyarken, bu arazilerin ikinci iş yapan kişilere kiralanmasının kabul edilemez olduğunu belirten Angolemli, gerçek çiftçi ve hayvancının hakkının bu şekilde paylaştırılmasının, hem büyük bir adaletsizlik yarattığını, hem de gerçek üreticilerin süreç içerisinde tükenmesine yol açtığını kaydetti.
Angolemli, yaratılan bu haksız durum nedeniyle kendi ihtiyacı olan ürününü bile çıkaramayan çiftçi ve hayvancının tüccarın insafına terk edildiğine de dikkat çekti.
“Şikayet var…”
Tarım Bakanlığına bağlı Margo Devlet Üretme Çiftliği’nin arazilerinin de partizanca dağıtıldığı, ayrıca binlerce dönüm boş arazinin de nadasa bırakılacak gerekçesi ile kiralanmadığını, ancak ekim yapılmayarak tarlaları otların kapsadığı yönünde şikayetler olduğunu belirten Angolemli, “Hükümetlerin görevi üreticiler arasında ayrımcılık yapmak ve üreticileri zora sokmak değil, adil ve eşit davranarak üreticilerin destekçisi olmaktır” dedi.
“Çiftçi ve hayvancının tanımı yapılmalıdır”
Adaletten ve eşitlikten uzak karar ve uygulamaların üreticilerin hükümetlere olan inancını sarstığı uyarısında da bulunan Angolemli “Gerçek hayvancı ve çiftçilerin talebi, partizanca yaklaşımlar yerine, adalet ve eşitlik içeren uygulamaların olmasıdır. Tek geçim kaynağı hayvancılık ve çiftçilik olan kişilerin haklarının ikinci iş yapan kişiler tarafından kullanılmasının önüne geçmektir. Bunun için çiftçi ve hayvancı tanımı biran önce yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tarım Bakanı ve ilgili kişilere bu şikayetleri dikkate alarak araştırma yapma çağrısında bulunan Angolemli, “Kimse siyasi çıkar sağlayacak diye üreticilerin ekmek parası ile oynama hakkına sahip değildir. Adaletsiz ve eşitlikten uzak uygulamalara son vermek yetkili makamların görev ve sorumluluğudur” dedi.
Editör: TE Bilisim
