Kıbrıs Türk toplumuna, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinden başlayan ve cevabını bulmayan sorular ile birlikte bugüne kadar günden güne büyüyen bir kafa karışıklığı egemen.

Kafa karışıklığının nedeni ise Kıbrıs sorununun çözüm modeli olarak tek yolun neden federasyon olduğu ısrarında veya neden federasyon olmaması gerektiği yönünde ortaya konan önerilerin her ikisinin de altının boş olmasından başka bir şey değil.

Özellikle Kıbrıs Türk solu tarafından Kıbrıs sorununun çözümüne dair tek çözüm modelinin federasyon olduğuna dair ortaya konan ısrarın nedeninin tam olarak anlatılamadığı ortada.

Federasyon da neden ısrar edildiğinin anlatmak zorunda, Kıbrıs Türk solu.

Bilindik ezberlerin önüne geçerek federasyon dışında bir çözüm olamayacağı iddiasını tüm yönleri ile anlatmak zorunda, Kıbrıs Türk solu.

Ve bugünlerde eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Crans-Montana ve Berlin görüşmelerinde Rum liderliğinin tutumunu eleştirmesi ise geç kalınmış bir tepki olarak toplumsal hafızada yerini alırken aslında federasyon modelinin de Rum tarafının tutumu yüzünden “öldüğünün” bir acı itirafı değil de nedir?

Rum liderliğinin ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Kıbrıs sorununun çözümüne dair sergilediği stratejide radikal bir değişikliğin yaşandığı takdirde “çöpe atılan federasyonun” ancak yeniden tartışılabileceğini görememek ise en basit ifadesi ile Kıbrıs sorununa fazla duygusal bakmak veya “duyguların esiri olarak Kıbrıs sorununu” değerlendirmek değil de nedir?

Kıbrıs Türk solu ve kanaat önderleri, Kıbrıs sorununun çözümünde tek yolun federasyon olduğu yönünde sürdürdükleri iddialı duruşun altını doldurmak zorunluluğu ile karşı karşıya oldukları bir döneme girmekteler.

Keza, Kıbrıs Türk toplumu da böylesi bir iddianın altında yatan gerekçeleri de tüm yönleri ile anlatılmasını beklemekte.

Kıbrıs Türk toplumu “federasyon da neden ısrar edildiğinin” cevabı ile birlikte bir şey daha merak ediyor.

Kıbrıslı Rumların, 1963 yılından beri işgal ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden 1968 yılından beridir sürdürülen “çözümsüzlük çözümdür” siyasetlerinden vazgeçtiklerini gösteren güven artırıcı bir yaklaşımın olduğunu iddia ederek çözüm umudu üzerinden umut tüccarlığının neden hala daha yapılmaya devam edildiğini merak ediyor, Kıbrıs Türk toplumu.

Crans-Montana ve Berlin sürecinde Rum liderliğini eleştirmekte neden geç kalındığı apayrı bir tartışma konusu iken neden hala federasyon da ısrar edildiğini de anlamakta güçlük yaşıyor, Kıbrıs Türk toplumu.

Nedeni ise “federasyon ısrarını” sürdüren kesimlerin bilindik politik ve ideolojik ezberlerin ötesine geçmekte sergiledikleri başarısızlıktan başkası değil.

Ve merak ediyor Kıbrıs Türk toplumu; tıpkı 2004 öncesinde yaşanan ve bugünlerde çözülmesinde aheste davranılan ekonomik krizlerin ardından Kıbrıs Türküne Annan Planı benzeri yeni bir çözüm modeline alıştırma süreci mi yaşatılanlar diye.

Ve soruyor Kıbrıs Türk toplumu Kıbrıs Türk solunun kanaat önderlerine; Annan Planını ret ederek, Crans-Montana sürecinde masadan kaçarak ve Berlin sürecini başarısız kılarak “çözüm modeli olarak federasyonun artık mümkün olmadığını” dünyaya ilan eden Rum liderliği değil miydi diye.

Ve bilindik ezberler ile yola devam etme ısrarının altında ise “mutfakta Kıbrıs için pişirilen yeni şeyler”in sözcülüğüne şimdiden soyunmuş olma ihtimali ise iddialı bir yorum olmayacaktır.

Kıbrıs Türk solu, federasyon ısrarının nedenlerini yakın tarihte yaşanılanları yok saymadan Kıbrıs Türküne anlatmak veya diğer seçenekleri artık tartışmaya başlamak zorunda.

Editör: TE Bilisim