İşte Erhürman'ın paylaşımı:

"Maraş Meselesi"
Hükümetten gelen son açıklamalar ve yapılan bilgilendirmeler dikkate alındığında, bugün için ortada üzerinde çalışılmış bir politika ya da proje bulunmadığı, şu anda planlananın yalnızca içeriği ve yöntemi henüz belirlenmemiş bir envanter çalışması olduğu anlaşılıyor.

Aslında meseleyi daha iyi anlayabilmek için biraz geçmişe gitmek gerekiyor. İşe Sayın Hakkı Atun’un 28 Haziran 2019 tarihinde Yenidüzen’e verdiği mülakatta söyledikleriyle başlamak yerinde olur sanırım. Sn. Atun, o mülakatta, 1983’te Kapalı Maraş’ta bir mahalle açıldığını ve bu mahalleye insanların yerleştirildiğini, sonra Türkiye’den gelen talimat üzerine açılan mahallenin yeniden kapatıldığını anlatıyor.

Bu arka plan bilindiğinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, 1984’te aldığı 550 sayılı kararda söylediklerini daha iyi anlamak mümkün. Güvenlik Konseyi, bu kararda, Maraş’ın herhangi bir yerine 1974’ten önce orada oturanlar dışında birilerinin yerleştirilmesine ilişkin girişimleri kabul edilemez bulduğunu açıklıyor. Konsey, ayrıca, bölgenin BM idaresine bırakılması çağrısı yapıyor.

Bu kararın ardından, Maraş’ın açılması konusu ciddi biçimde 1992 tarihli Gali Fikirler Dizisi’nin Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını sağlayamayacağı anlaşıldıktan sonra gündeme geliyor. BM Genel Sekreteri Gali, kapsamlı çözüm çabalarının başarısızlığa uğradığını gördükten ve bunun sebebinin iki toplum arasındaki derin güvensizlik krizi olduğunu tespit ettikten sonra, güven yaratıcı önlemlere ihtiyaç duyulduğu kanaatine ulaşıyor ve bir güven yaratıcı önlemler paketi hazırlıyor. Gali, paketin amacının, bir güven iklimi yaratarak kapsamlı çözüm hedefine doğru ilerlemek olduğunu açıklıyor.

Bu paketin konuyla ilgili başlıca iki unsuru var. Bunlardan birincisi Maraş’ın, ikincisi de Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılmasıdır. Paketteki öneriye göre Maraş Birleşmiş Milletler idaresine bırakılacak ve Birleşmiş Milletler bölgenin güvenliğinden de sorumlu olacak. Amaç, bu bölgede iki toplum arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesini ve iki tarafın ticaret ve sanayi odalarının birlikte projeler geliştirmesini sağlamak. Bu amaçla, bölgenin Kıbrıslı Türk ve Rumların giriş çıkışlarına açık olması ve yabancıların da bölgede serbest dolaşım hakkına sahip olması öngörülüyor. Öneriye göre bölgeye yalnızca 1974’ten önce orada oturanlar yeniden yerleşme hakkına sahip olacak. Ancak buralarda uzun vadeli kiralamalarla yeni tesisler de yapılabilecek.
İkinci unsur olan Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılması konusunda ise Gali’nin fikirleri şunlar: Havaalanı ICAO ile işbirliği içinde BM idaresinde açılacak ve yolcu ve kargo taşımacılığı yapılacak. Havaalanı’ndaki trafik hakları, Kıbrıs’ta trafik hakkına sahip uluslararası havayollarına ve Türkiye Cumhuriyeti’nde kayıtlı olan havayollarına tanınacak. Havaalanına her iki taraftan da giriş olacak. Havaalanına inen yolcular adanın iki tarafına da herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmaksızın gidebilecek. Havaalanı’nın güvenliğinden BM ve ICAO sorumlu olacak.
Gali, raporunda, Kıbrıslı Türklerin bu sayede diğer ülkelerin ekonomileriyle doğrudan bir bağlantı kuracağını ve deniz aşırı pazarlarla doğrudan ihracat-ithalat ilişkisi kurma olanağına kavuşacağını belirtiyor. Buna ek olarak Gali, direkt uçuşlar sayesinde kuzey Kıbrıs’a çok sayıda turistin de gelebileceğini vurguluyor. Gali, güven yaratıcı önlemlerin kapsamlı çözüme kadar bu çerçevede yürütülmesini öneriyor.
Bugün Maraş’ın açılması konusu yeniden gündeme getirilir ve tartışılırken sanırım bu arka planın da yeniden hatırlanması gerekiyor. Kapsamlı çözüme ulaşılamadığı süre içerisinde durup beklemek ve statükoya mahkum olmak yerine yaratıcı fikirler geliştirmek ve proaktif olmak son derece önemlidir ve biz de bu konudaki önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Ancak bu konuda bir politika geliştirilirken, verilerin dikkatle değerlendirilmesi, gerekli istişarelerin hassasiyetle yapılması ve üzerinde özenle çalışılmış kapsamlı bir proje ortaya çıkmadan içeride ve dışarıda kafa karışıklığı yaratılmaması şarttır.

Editör: TE Bilisim