Cumhurbaşkanlığı makamının yetki ve görev alanını çok yakından ilgilendiren “Kapalı Maraş” konusunda bilimsel bir toplantı düzenlenecekse, bunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kısa bir süre önce gerçekleştirilmesi doğru değildir. Böyle bir yaklaşımın kamuoyu tarafından nasıl algılanacağını herkes öngörebilir. Buna ek olarak, bu toplantı bilimsel bir toplantı olacaksa, elbette bu toplantıda konuyla ilgili farklı görüşleri dile getirecek bilim insanlarının da bulunması sağlanır. Bir başka konu, bilimsel bir toplantıya siyasilerin katılımı meselesidir. Bilimsel bir toplantıya siyasiler de davet edilecekse, siyasi yelpazedeki tüm renklerin orada bulunmasına özen gösterilir; bunun için doğru zamanda, doğru yöntemler kullanılır. Dahası, Kıbrıs’ta “Kapalı Maraş” konusunda bir bilimsel toplantı düzenlenecekse, elbette bunun öncülüğünü bu ülkedeki üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri yapar. Bunlar yönteme ilişkin ciddi sorunlardır.

İşin esası da kuşkusuz en az yöntem kadar önemlidir. Kıbrıs Türk halkının gailesi, belirsizlikten uzaklaşıp öngörülebilirliğe, ülkede ve bölgede kalıcı barışa ve istikrara ulaşmak, uluslararası toplumla ve uluslararası hukukla buluşmaktır. Bir an önce kapsamlı çözüme ulaşma çabasının merkezindeki konu budur. Kapsamlı çözüme her türlü uğraşımıza karşın henüz ulaşmadığımız koşullarda da, sosyal, ekonomik ve hukuki yapımızı güçlendirerek bu hedefe doğru adım adım yürüme çabası içerisindeyiz. Onun içindir ki Kapalı Maraş dahil ilgili tüm konularda uluslararası hukukla çelişmeyecek çözüm formülleri üzerinde çalışıyoruz. Hep anlattığımız gibi, Kapalı Maraş konusunda çözüm irademizin ve barışı inşa çabamızın oluşturduğu meşru zeminde, Birleşmiş Milletler ile istişare, gerektiğinde müzakere ederek atabileceğimiz ve bizi uluslararası hukukla ve uluslararası toplumla buluşmaya ve çözüme yaklaştıracak adımlar vardır. Hedefimiz, Kıbrıs Türk halkının varlığını, kültürünü, kimliğini, tam bir özgüven içinde ve güçlü biçimde geleceğe taşımaktır. Bunun için de bizi uluslararası toplumdan, uluslararası hukuktan ve meşru zeminden uzaklaştıracak hamlelere değil, bunlara her gün biraz daha yaklaştıracak adımlara ihtiyacımız vardır. Kıbrıs Türk halkı, bunları, kimseyle kavga etmeden, akıl ve diplomasi yoluyla gerçekleştirecek insan kaynaklarına da, potansiyele de sahiptir.

Editör: TE Bilisim