Colony Hotel, Arkın Palm Beach Hotel ve The House Lounge Bar & Restaurant gibi yatırımlara imza atan iş insanı Erbil Arkın’la Kıbrıs Time için yaptığım sohbette çözüm olasılığını ve iki toplumun çözüme yaklaşımını irdeledik. Erbil Arkın’ın, çözüm ve Türkiye’nin konumunu ele aldığımız ikinci bölüme ilişkin görüşlerini yarın yayınlamaya devam edeceğiz.

“Rumlar değişmek zorunda olduklarını fark etti”

Çözüm ihtimali hakkında ne düşünüyorsunuz?
Umutluyum yoksa Palm Beach’e o yatırımı yapmazdım. Çözümden yana umutlu olmasam bilhassa Maraş’a neden para yatırayım? Maraş açılırsa, gene Türklerin kontrolünde açılacak gibi geliyor bana. En azından Palm Beach’in köşesi Türk kalacak diye düşünüyorum. Oraya, sadece binayı restore etmek için 18 milyon Dolar yatırdım. Hesaplanmış bir risktir ama risktir. Orası açılırsa biz iyi para kazanacağız. Çözüm olmadığı takdirde de şu andaki durumda olacak. Gene kötü değil.

Bu sefer umut biraz daha yüksek mi sizce?
Bilhassa Anastasiades başa geçtiği için, ‘Yes’çiler başa geçtiği için umudum daha yükseldi. Ama tabii Rumlar Hellenizm tutkusunu yenebilirlerse olacak bu iş. Ekonomik sıkıntı Hellenizmi biraz sulandıracaktır. Şartların 10 sene içinde inanılmaz bir şekilde değiştiğini görüyorlar. Güney gerçekten sıkıntı içerisinde.

İktisadi kriz Rumları Kıbrıslı Türklerle ortak iş yapmaya zorluyor diyebilir miyiz?
Evet, diyebiliriz. Benim tatile çıktığım Rum arkadaşlarım var. Eskiden Kuzey için ön yargıları vardı. Kuzey’de askeri baskı içerisinde yaşayan bir toplum olduğuna inanıyorlardı. Daha doğrusu kendi devletlerinin resmi propagandasına inanıyorlardı. Kuzey’deki Türklerin fakir ve aç olduğunu düşünüyorlardı. 2003’te hudutlar açılınca yavaş yavaş gördüler ki, ne aç bir Türk var ne de asker bizi baskı altında yaşatıyor. Gayet güzel bir hayat yaşıyoruz. Kuzey’de Gündey’dekinden daha fazla BMW ve Mercedes olduğunu gördüler.

Tabii biz BMW ve Mercedes sahibi olmanın en acı sonuçlarını yaşıyoruz ama değil mi?
Elbette ama dışardan bakınca devletin fakir, halkın zengin olduğunu düşündüler. Rumlar Hellenizmden dolayı tüm yatırımlarını Yunan bankalarına yatırmıştı. Yunan bankaları çökünce Rumlar tam anlamıyla battılar. İnanılmaz sıkıntılar var Güney’de. Tabii onlar battıkça ve biz refaha çıktıkça dengeler değişmeye başladı. O fakir, hor gördüklere halka artık başka gözle bakmaya başladılar. Anavatan da refah yükselişi olduğu için, Türkiye’deki refah yükselişinden Kıbrıs da payını alıyor çünkü Türkiye’deki paranın bir kısmı Kıbrıs’a da geliyor. Onun için dengelerin değişmesiyle oyunda çok üstün kartları olduğunu düşünen Rum halkı artık o üstün kartların var olup olmadığı düşünmeye başladı. Türklerin kartları bizim elimizdekilerden daha iyi olabilir mi düşünmeye başladılar. Bu da bana ilerideki anlaşmalar için umut veriyor. Dengeler kesinlikle değişmiş durumdadır. Güney’e geçtiğimde, çok samimi olduğum arkadaşlarımın nabzını tuttuğumda bunu anlıyorum. Arkadaşlarım Güney’in sayılı iş insanlarıdır. Bir tanesi de Güney’deki bir gazetenin sahibidir. Bir yumuşama olduğunu onlarla konuştukça daha fazla hissediyorum. Yumuşamaya mecbur olduklarını düşünüyorum. Mantıken değişmek zorunda olduklarının farkındalar artık. Türkiye’nin 1974 öncesine dönmeyeceğini, gittikçe bölgesinde daha da güçlendiğini görüyorlar. Bilhassa Güney’in refahındaki düşüşle bilikte elbette ve ister istemez bir yumuşama olacak.

Çözüme eskisine göre daha mı yakınız?
Kesinlikle. Zaten Rumlar bunu oylarıyla gösterdiler. % 57 ile evetçilere oy verdiler. Zaten Anastasiades “Türklerin de kabul edebileceği bir ortam” arayacaklarını söylemedi mi? Bu çok büyük bir aşama değil mi?

“Kıbrıslı Türkler üç püf nokta gerçekleşecek olsa çözüm istemez”

Peki biz Kıbrıs Türk toplumu olarak çözüme eskisi kadar istekli miyiz?
Hayır, zannetmiyorum. 3 tane püf noktası var bu işin. Limanları açın, ticareti dünyaya açın; hava limanlarını direkt uçuşlara açın; bir de bankalardan uzun vadeli kredi alma olanağı yaratın; Kuzey’de kimse çözüm istemez. Neden? Bu üç nokta gerçekleşirse zenginliğini kendi elinde tutarsın. Kuzey’de şu anda bankaya gittiğinizde kimin parasını alıyorsunuz? Türkiye’nin verdiği hibe ve yerlilerin senelik yatırımlarını. Biz Güney’deki veya Türkiye’deki uzun vadeli para, kredi alamıyoruz ki. Banka sistemin içinde 10-15 senelik kredi alamıyorsunuz ki. Bunlar gerçekleşecek olsa bizi kimse tutamaz. Nüfus büyüyecek, turizm gelişecek, her şey değişecek. Açıkçası benim için çözüm olsa iyi olur ama olmasa da hoş.

Yaşananların ardından çözüme ne kadar hazırız sizce?
Kolay değil. Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türkü’nün 1930’lardaki gibi, annemizin babamızın söylediği gibi beraber, huzur içinde yaşayabilmesini 70 sene sonra ne kadar yakalarız belli değil.

“Rumlar 5-6 sene içinde sıkıntıları geride bırakacak”

Bir de işin ekonomik yanı var. Bizler kapalı bir ekonomide çok profesyonelleşemedik. Rumlar uluslararası piyasalara entegre olduğu için bizden daha profesyonelleştiler…
Evet ayrıca zekiler. Az nüfuslu, zeki ve olgun bir toplumsal yapıları var. Ve göreceksiniz bu sıkıntılarını çok çabuk atlatacaklar. Bazıları Rum toplumun bir nesil geriye gittiğini düşünüyor ama ben buna inanmıyorum. Kurnazlıklarını ve zekalarını bilen biri olarak, 5-6 sene içinde bu sıkıntıları geride bırakacaklarını düşünüyorum. Zeki ve medeni bir toplum çünkü.

Biz zeki değil miyiz?
Zekiyiz. Kıbrıslıyız çünkü. (Gülüşmeler)

Çözüm olsa yaşanacak entegrasyon oldukça zor bir süreç yaratacak mı sizce?
Amerika’da siyahlar ve beyazlar ne kadar entegre olmuşlarsa biz de o kadar entegre olacağız.

ABD’de siyahi bir liderin 2. kez seçildiğini düşünürsek…
Ama siyah hep beyazla evlenir mi? Beyaz, siyahi ile sürekli işbirliği yapar mı? Hayır, yapmaz. Bizde çözüm olsa iki toplum ayrı yaşar ama ahenk içinde yaşar. Ha, zaman içinde bir Kıbrıslı Türk başkan olabilir mi? Olabilir. Mucizeler oluyor. ABD’ye bakın, oldu.

Burada siyah kim? Kıbrıslı Türkler mi?
Biz ya da onlar fark etmez. Diliniz ayrı, lisanınız ayrı. Ekonomik entegrasyon olabilir ama diğer anlamlarda entegrasyon olamaz. Aksanımız aynı olabilir, belki kanlarımız bile karışmıştır ama iki ayrı toplumuz, en iyisi zaman içerisinde ahenk içinde yaşayabilmektir.