Birinci Dünya Savaşının ardından “yenik” ülkeler üzerinde yaratılan baskı ve 1929 Büyük Kapitalist Krizi ile emperyalist ülkeler arasında yükselen pazar kavgalarının sonucunda, Almanya’da yükselen devrimci hareketi bastırarak emperyalist güçlerin desteği ile Sovyetler Birliği’ne karşı iktidara taşınan Nazi faşizminin 1 Eylül 1939’da insanlığa karşı başlattığı İkinci Dünya Savaşı, 23 milyondan fazlası Sovyetler Birliği vatandaşı olan 73 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açmıştır.

Dünya Sendikalar Federasyonu tarafından 1 Eylül gününü “Dünya Barış Günü” ilan etmesi ile on yıllardır bu gün ülkemizde ve dünyanın dört bir tarafında tüm dünyada halkların barış taleplerini ortaya koyduğu ve emperyalist güçlerin sömürüsüne karşı çıktığı birgün olarak kutlanmaktadır.

Kendi emperyalist çıkarları uğruna toplumlar arası çatışmaları ve katliamları yaratan ve on yıllardır ülkemizin bölünmesine neden olan emperyalist güçler bugün yine ülkemiz üzerinde işgal ettikleri konumları ile bölge halklarına karşı savaş yürütmektedirler.

Şimdi bu savaşlara bir yenisini eklemeye, kendi elleri ile örgütledikleri iç savaşı bahane ederek Suriye’ye karşı ülkemizdeki gaspettikleri askeri üsleri de kullanarak saldırı hazırlıkları yapmaktadırlar.

Ne acıdır ki, ülkemizde kendine “ilerici” diyen bir çok kesim kendi halklarına dahi düşman olan bu emperyalist güçlerden hala daha medet umabilmekte ve ülkemizin bölünmüşlüğüne son vermenin tek yolunu bu güçlerin çizdikleri parametreler içerisinde, yine bu güçlerin kurdukları görüşme masalarında görebilmektedirler.

Bizler bu güçlere güvenilemeyeceğini, dahası bu güçleri ülkemizden defetmediğimiz sürece ülkemize huzurun ve barışın gelemeyeceğini çok iyi biliyoruz!

Bizler ülkemizi yeniden birleştirmenin, dünya işçi, emekçi halklarının düşmanı olan bu güçlerin yarattıkları kendi ekonomik krizlerin bedelini ödemekten kurtulmanın ve dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca işçi, emekçinin bir birimize düşman edilmemizi önlemenin yolunun bu bir avuç asalak sömürücü emperyalistten kurtulmak olduğunu çok iyi biliyoruz!

Ve biz çok iyi biliyoruz ki; ülkemizin yeniden birleşmesinin tek yolu, başta ülkemizdeki tüm işçi, emekçi ve demokrat ve devrimci kesimlerin ve bununla birlikte Türkiye, Yunanistan’daki sömürülen işçi, emekçi, ilerici, demokrat ve devrimci kardeşlerimizle birlikte oluşturacağımız ülkemizi bölen ve dünyayı yeni bir felakete sürükleyen emperyalistlere karşı birlikten geçmektedir!

Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm işçi, emekçi halkların kardeşleşmesini sağlamak için,

Emperyalist güçlerin tüm askeri, siyasi ve ekonomik işgallerinden arındırılmış, işçi ve emekçilerin anti-emperyalist halk iktidarına dayalı bir ülke kurmak için,

Dünya halklarını kana boğan yeni emperyalist savaşlara ve bu savaşlarda ülkemizin kullanılmasına karşı en güçlü şekilde DUR diyebilmek için,

İşçi, emekçilerin kendi kendilerini yönetecekleri, bugüne kadar dünya üzerinde uygulanmış en demokratik kurumlar olan işçi, emekçilerin kendi karar alma mekanizmaları Sovyet örgütlenmesini ve demokrasisini ülkemizde ve tüm dünyada hayata geçirmek için,

Her fırsatta yaptığımız gibi 1 Eylül’de de; Emperyalizme bir kez daha “Geçit Geçit Yok! – No Pasaran!” diye haykıracağız!

Yaşasın dünya işçi, emekçi halklarının kardeşliği ve sömürüye karşı ortak mücadelesi!

Yaşasın ülkemizin bölünmüşlüğüne ve işgaline karşı devrimci Anti-Emperyalist Birleşik Cephe mücadelesi!"

Devrimci Komünist Birlik (a)
Yusuf ALKIM (DKB Sözcüsü) 
Editör: TE Bilisim