CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, “ifade özgürlüğü ve cezai sorumluluk” konulu konuşma yaptı.

İfade özgürlüğü dengesinin kurulmasının önemli olduğunu dile getiren Özdenefe, Cumhurbaşkanı tarafından yapılan şikayetle Sol Hareket üyesi bir kişiye dava okunduğunu, Cumhurbaşkanı’nın daha önce de bir karikatürü nedeniyle mahkemeye başvurduğunu, bu gibi konularda polise şikayet edilmesinin ilgili şahsın dünya görüşüyle ilgili olduğunu belirtti.

Zem ve kadih yasalarının Avrupa ülkelerindeki uygulanış şekillerini anlatan Özdenefe, bunların üstünde Avrupa insan hakları olduğunu ve ifade özgürlüğüne yer verildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı’nın sürekli incindiğini söyleyen Özdenefe, Kıbrıs meselesinde ortaya koyduğu içi boş politikalar için incinmediğini fakat kendisiyle ilgili ortaya konulan düşüncelerden incindiğini ifade etti.

Ceza Yasası’nda yapılan değişiklikle gazetecilerin sürekli mahkemelere gelmesinin engellendiğini belirten Özdenefe, 2007 yılında yasanın bugünkü halini aldığını ve daha demokratik yasa yapılmasının da boyunlarının borcu olduğunu kaydetti.

“DEVLETİ YÖNETENLER ELEŞTİRİLERE DAHA TOLERANSLI OLMALI”

Devleti yönetenlerin siyasi eleştirilere çok daha toleranslı olması gerektiğini dile getiren Özdenefe, Ceza Yasası’nda yapılan tüm değişikliklerin CTP tarafından ya da CTP önderliğinde Meclis’e getirildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a çağrı yapan Özdenefe, “Ersin bey artık cumhurbaşkanı olduğunuzu lütfen unutmayın. Halka ve sokağa bakın artık… Siz toplumun tarafsız lideri olmak zorundasınız. Siyasi eleştirilere toleranslı olmalısınız ve Cenevre’ye de giderken tüm kesimin duyarlılıklarını dinlemek zorundasınız. Lütfen Anayasa’nın size verdiği yasal mevzuatı bir kez daha okuyun. İnsanlarımızı polise şikayet etmekten vazgeçin.” ifadelerini kullandı.

Özdenefe, ülkede jet olayı halen sonuçlanmazken bir Sol Hareket üyesinin hemen mahkemeye çıkarılmasının da halk tarafından unutulmayacağını kaydetti.

İNCİRLİ: “İNSANLAR SAĞLIK SORUNLARINDA SAVUNMASIZ BIRAKILDI”

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, “müziğin sesi sporun hareketi durdu peki şimdi ne olacak” başlıklı konuşma yaptı.

Ülkede insanların hareketleri kısıtlanarak sürecin ilerletildiğini dile getiren İncirli, insanların hareketsizleştirildiğini ve karanlığın içinde, dizlerinde derman olmayan halk olma yolunda ilerlediklerini ve bunun da çok sakıncalı olduğunu kaydetti.

Bireysel sporların bile uzun süre yasak olduğu bir süreç yaşandığını söyleyen İncirli, halkın fiziksel aktivite ve beslenmeye dikkat edilmesi konusunda uyarılmadığını belirtti.

Hem hareketsizlik hem de aşırı yemenin birçok hastalığa davetiye çıkardığını dile getiren İncirli, insanların sağlık sorunlarında savunmasız bırakıldığını kaydetti.

Sporcuların, kulüplerin ve antrenörlerin dert çekerken bunlarla ilgili dert çekmeyen sadece sporla ilgili bakanlık olduğunu söyleyen İncirli, kapalı spor tesislerinin yerine açık hava sporlarının yapılmasının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

“İNSANLAR KAPATILARAK SAĞLIKLARINA ZARAR VERİLDİ”

Egzersiz yapmanın bilimsel olarak da insanlara iyi geldiğinin bilindiğini dile getiren Sıla Usar İncirli, pandemide insanların kapatılarak sağlıklarına zarar verildiğini belirtti.

Sanat ile ilgili konulan yasakların da enstrüman çalanlara karşı büyük sıkıntılar yarattığını dile getiren İncirli, sanatta da yeniden çalışmalar yapılmasına ihtiyaç olduğunu ve bunun tekrar değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

BRT’nin canlı spor ve canlı sanat yayınları yapması gerektiğine inandığını dile getiren İncirli, müsabakalar konusunda dünyada neler yapıldığına bakılmasını istedi.

Düzenli bir geliri olmayan sanatçıların birçoğunun aç kaldığını belirten İncirli, sanatçıların ayakta kalması için ve hayatlarının sürdürülebilmesi için de destek verilmesi gerektiğini vurguladı.

TÖRE: “RUMLAR ENOSİS’TEN VAZGEÇMEDİ”

UBP Milletvekili Zorlu Töre, “1 Nisan 1955 EOKA günü ve ENOSİS” ile ilgili konuşma yaptı.

Rum tarafının meclisinde ENOSİS kararlarının var olduğunu dile getiren Töre, Rumlar ve Yunanlıların Kıbrıslı Türkleri yok etmek istemesi üzerine “ya taksim ya ölüm” tezinin gündeme geldiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasına sebep olduğunu söyledi.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki halka dayalı kurulduğunu fakat Rumların ENOSİS’ten vazgeçmediğini dile getiren Töre, EOKA kararlarının görevlerinin bitmediğinin söylendiğini kaydetti.

1963 yıllarında yaşanan olayları da anlatan Töre, Rumların halen Türkleri eşit görmediğini belirtti.

Kıbrıslı Türklerin tarihinin 1571 yılında başladığını söyleyen Töre, Kıbrıs Türk halkının ulusal değerlerini koruyarak bugünlere gelindiğini kaydetti.

Anavatan Türkiye’den asla kopmamak gerektiğini dile getiren Töre, KKTC’nin milli bir devlet olduğunu ve yaşayacağını belirtti.

ANGOLEMLİ KONUŞMA SIRASININ DEĞİŞMESİNİ ELEŞTİRDİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de hükümetlerin icraatları ile ilgili konuşma yaptı.

KKTC’nin tanınmasını isteyen UBP’nin neden Bangladeş’in tanımasına izin vermediğini ve Türkiye Annan Planı’na “evet” derken UBP’nin neden “hayır” dediğini sordu.

Meclis İç Tüzüğü’nü okuyan Angolemli, kendisinin konuşma sırasının Danışma Kurulu tarafından değiştirilmesini eleştirdi.

Avrupa’da gündem dışı konuşmanın 3 dakika ile sınırlı olduğunu dile getiren Angolemli, çünkü zamanın çok önemli olduğunu söyledi.

Meclis İç Tüzük kurallarına uyulması gerektiğini söyleyen Angolemli, tüzüğü madde madde okuyarak yapılan yanlışları örneklendirerek anlattı ve başkanlığı uyararak iç tüzüğün uygulanması talebinde bulundu.   

Angolemli, bu konuyu kabullenemediğini ve milletvekili olarak sırasının değiştirilmesinin yanlış olduğunu söyledi.

1974’ten 86 yılına kadar narenciye, patates ve süt ürünlerinin öncelikli olduğunu dile getiren Angolemli, o tarihten sonra turizm, ticaret ve bankacılık ile uğraşılması için bu sektörlerin teşviklendirildiğini ve o yüzden tarımın sıfırlandığını kaydetti.

Tarım sektörünü zor duruma sokanın UBP olduğunun bilinmesi gerektiğini söyleyen Angolemli, yerel ürünlerin girdisinin çok pahalı olmasından dolayı hayvancılıktan vazgeçildiğini belirtti.

Hüseyin Angolemli, bütçede tarıma ayrılan miktara bakıldığında yeterli olmadığını ifade ederek, Tarım Bakanı’nın samimi olması halinde bütçeye ek konularak hayvan yeminin üretilmesinin teşviklendirilmesi ve meraların şimdiden hazırlanması gerektiğini kaydetti.

Dünyada kooperatiflerin ön planda olduğunu ve buradaki tarım kesiminin İngiliz döneminde mahvedildiğini fakat bunu gören sömürge devletinin bile kooperatifleri kurduğunu dile getiren Angolemli, 1983 yılında Kooperatif Merkez Bankası’na el konulduğunu ve düzelterek gerçek sahiplerine teslim edileceğini dile getirerek, halen kooperatifin gerçek sahiplerine verilmediğini söyledi.

Kooperatif Merkez Bankası’nın gerçek sahiplerine iade edilmesinin şart olduğunu dile getiren Angolemli, Güvercinlik halkına meralardan vazgeçmeye hazır olup olmadığının sorulması gerektiğini kaydetti.

ULUÇAY: “BİZİM DE POZİTİF GÜNDEME İHTİYACIMIZ VAR”

Meclis’te son konuşmayı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, “pandemi, ekonomi ve pozitif gündem” konusunda yaptı.

Halkın beklentisine cevap verecek çözümlerin üretilmediğini dile getiren Uluçay, AB-Türkiye ilişkileri ışığında kendilerinin de pozitif gündem oluşturmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Ekonomik koşulların nasıl iyileştirebileceği yönünde pozitif gündem oluşturmaya ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Uluçay, özellikle hellim konusunun ülke ekonomisine önemli açılım sağlanacağını belirtti.

Üreticileri teşvik etmek ve yönlendirebilmek için daha kapsamlı ve programı sonuç alabilecek bir takvimin kurgulanması gerektiğini dile getiren Uluçay, bu alanda çalışacak girişimcilerin olumlu sonuç almasını sağlayabilecek olmanın önemini vurguladı.

Hellim konusunda bir konsensüs oluşturulması gerektiğini söyleyen Uluçay, Cumhurbaşkanının ülkede gerginlik siyasetini benimsemiş gibi hareket ettiğini kaydetti.

Teberrüken Uluçay, Cumhurbaşkanı’nın belli konularda birleştirici olmasını sağlamak yerine ateşe benzin ile yaklaştığını kaydederek, Cumhurbaşkanı’nın Anayasal yetkilerini uygulaması ve ülkede birleştirici adımlar atma yönünde hareket etmesi gerektiğini belirtti.

Bu akşam yayına başlayacak “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisinin galasının yapılacak olmasının da alınan kararlar çerçevesinde yasak olduğunu dile getiren Uluçay, yasağın delinerek galanın yapılmasına insanların tepki gösterdiğini hatırlattı.

“GÜNEYDEN GEÇİŞLER ESNAFI RAHATLATACAK”

Salgının geldiği boyutlardan dolayı gerilim içerisinde olan insanlara karşı hassasiyet gösterilmesi gerektiğini dile getiren Uluçay, kara kapılarının açılarak Güney’den geçişlerin sağlanarak ekonomi açısından esnafın nispeten rahatlayacağını herkesin bildiğini belirtti.

Turizm konusunda takvimlerin süratle hazırlanması gerektiğini belirten Uluçay, elektronik bilezik uygulamasının da daha yoğun çalışma içerisinde hazırlanarak turizme katkı sağlanması gerektiğini kaydetti.

Hayat pahalılığı ödeneğinin durdurulmasıyla ilgili kararın yasa gücünde kararname ile alınmasının doğru olmadığını dile getiren Uluçay, hükümete çağrıda bulunarak kendi aldıkları kararların aksine hareket edilmemesi gerektiğini belirtti.

Meclis Genel Kurulu bugünkü çalışmalarını Uluçay’ın konuşmasıyla tamamladı.

Meclis’in bir sonraki birleşimi 5 Nisan Pazartesi günü saat 10.00’da gerçekleştirilecek.

Haber: Hurşide Baybora

Editör: TE Bilisim